Ah bir yudum su…

A -
A +
Ah bir yudum su… Çatlayan dudaklarımıza değil, kuruyan boğazlarımıza değil, büzüşen midelerimize değil… Çoraklaşan gönüllerimize, kuruyan merhametimize, solan duygularımıza bir yudum su istiyoruz. Gönüller artık çoraklaştı, sevgi tohumları bitmiyor su istiyor. Merhametimiz artık kurudu, acımak duygusu, diğerkâmlık hissi artık yeşermiyor onun için su istiyor. Güzel duygularımız, hasletlerimiz artık sararıp soldu. Muhabbet, sevgi, şefkat, metanet, minnettarlık, umut, cömertlik gibi nice güzel hasletimiz artık neşvünema bulmuyor, su istiyor. Güzel ahlak ağacımız kurudu su istiyor, ah bir yudum su…
Haz ve hız çağında, nesillerin artık akıllı telefon ve tablet ekranlarında yetiştiği, aile içi ve toplumun diğer fertleriyle olan iletişimin en az indiği bir devirde artık çok susadık. Dijital bağımlılığın epidemiyolojik bir salgın halini aldığı ve yediden yetmişe herkesin bu illete maruz kaldığı bir hengâmede iletişim de sanal oluyor duygular da sanal ve yalan oluyor. Sosyal medya tabir edilen iletişim mecrasının insani duyguları kuruttuğuna, kültürü yozlaştırdığına ve nesilleri dejenere ettiğine anbean şahit oluyoruz.
Ramazan-ı şerif; rahmetiyle, bereketiyle, mağfiretiyle geldi. Rahmet bazen katre katre gökyüzünden yeryüzüne inen su şeklinde tezahür eder. Onun için bizim kültürümüzde yağmura “rahmet” denir. Merhameti unutan gönüllerimize, hasletleri kuruyan yüreklerimize bu rahmette ah bir yudum su istiyorum.
“Ramazan" kelimesinin etimolojik açıdan kökeni ile ilgili iki genel görüş vardır. Bunlardan birincisi “Ramadiyy” kökünden gelmesidir. Anlamı ise yaz sonunda, güz mevsiminin başında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmura denir. Bu yağmurun yeryüzünü temizlediği gibi, ramazan ayı da müminleri günah kirlerinden temizler.
İşte içinde bulunduğumuz bu rahmet yağmurundan; çölleşen yaşantımıza, kuruyan umutlarımıza, çoraklaşan gönüllerimize, kuruyan duygularımıza, kirlenen düşüncelerimize ah bir yudum su yüce Rabbimden diliyorum.
Hayırlı ramazanlar…
            Cüneyt Aybey-Turgutlu/Manisa
 
 
ŞİİR
 
                Kurtarın bizi
 
Kırda, bayırda yeşilliğin adıdır orman
Kesene ve yakana fırsat vermeyin aman
Hastalara şifa dertlilere derman
Yaktılar, yakıyorlar siz bari yaktırmayın
 
Kesilmiş kollarımdan akıyor günlerce yaş
Susuzlara su veririm, acıkmışlara aş
Fatih diyor "Ormanımdan kesenden alırım baş"
Korumadılar bizi, siz bari koruyun
 
Hele kesilmişsem gövdemden belimden
Kurtaramam sizi afetlerde selden
Tükenirse neslimiz gayri ne gelir elden
Kesiyorlar bizi, siz bari kestirmeyin
 
Yağmuru, karı köklerimle tutarım
Dört mevsim çağlayanlar akıtırım
Sağlığınıza sıhhat ve keyif katarım
Yeşil gözlerimle sizleri süzer bakarım
 
Sayılmayacak kadar çareyim her derde
Beni korumak vazife olmalı her ferde
Canlıların korumasına olurum perde
Yeşillik olarak sevildiğim her yerde
                             Erdoğan Yücel
 
 
SAĞLIK OLSUN
 
SÜTÜN FAYDALARI
Süt, damar sertliğini önlemede yardımcıdır. Kalbin düzenli çalışmasını sağlar. Mide bağırsak sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Kan şekerinin düzenlenmesinde yardımcı rol oynar. Karaciğerde yağ birikimini önler. Beyin ve zihin gelişimini sağlar. İçerdiği aminoasitler saç gelişimini sağlar. Kemik ve dişlerin gelişimini sağlar. Vücutta kalsiyum fosfor seviyesini düzenler. Görme fonksiyonlarını düzenler. Doku yenilenmesini sağlar. Hormonal dengeyi düzenler. Boy uzamasını sağlar. Ülser ve gastrit oluşumunda koruyucu özelliği vardır. Yaralanmalarda kan pıhtılaşmasını sağlayan maddeler içerir. Vücutta enerji sağlanmasında önemli rol oynar. Doku elastikiyetini sağlar. Kan yapımını sağlar. Bu ve benzeri şekilde sütün sayılamayacak kadar faydası vardır... Dr. İsmail Maraş
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.