Bilimin yüreği yoktur -2-

A -
A +
“Bir insanı ahlaken eğitmeden sadece zihnen eğitmek topluma bir bela kazandırmaktır.” Thedore Roosevelt
İnsanın hayatında önemli bir faktördür eğitim. Kişinin mutluluğu, milletin geleceği ve refahı bakımından özel bir önem taşımaktadır.
Eğitimin amacı, bireyin davranışlarını arzu edilen yönde değiştirmek ve geliştirmektir. Eğitim vicdanlara hitap edemezse, kalbe akması gereken; “merhamet, iyilik, dürüstlük, sevgi, sabır, yardımseverlik, dayanışma” vb. pınarları kurur. Böylelikle yürekler taşlaşır, etrafını, dikenler, zehirli otlar sarar.
Bireyin insan onuruna yakışır şekilde davranışlar kazanması, kendisini değerli, güçlü ve üreten biri olarak görmesi için; olumlu duyguların etkili olduğu bilimsel ve demokratik ortamlarda;
“Bilgi ve sevgi ile donatılması, eşitlik, kardeşlik, barış, sevgi, saygı, vicdan, inanç özgürlüğü, yardımlaşma, empati, adalet duygusu, yardımlaşma, insanlara yararlı olabilme, hakça paylaşım” vb. kavramları kazandıracak tutarlı bilgi ile desteklenmesi gerekmektedir.
Tutarlı bilgi; insanların, doğanın ve varlıkların çıkarını denge içinde tutan, onların daha güzel, iyi, âdil, erdemli bir biçimde yaşamalarını sağlayan bilgidir. Aksi durumda, bilim ve teknik insanlığın yıkımı olur. Çünkü bilimin yüreği yoktur.
Eğitim ortamının önemli değişkenlerinden biri de sevgidir. Eğitim sevgiyi öğretmeli ve sevgiyle yapılmalıdır... Sevgiyi değil de, kin gütmeyi, nefreti ve karamsarlığı öğrenen, insanlara da ancak bunları verebilir.
Hepimizin ihtiyaç duyduğu sevginin yeterince hayata geçirilebilmesi, “dinamik, öz güvenli, duyarlı, sağlıklı” nesiller yetiştirilebilmesi için, “sevgi” eğitiminin de işe koşulması gerekir.
Neticede; “insanların mutluluğu ve toplumların refahı için”;
-“Bireyleri bilgi yüklenen değil merkeze alan”,
-“Kişilikleri gelişmiş”,
-“Yeteneklerini kullanan”,
-“Akılcı”, “yapıcı”, “duygu ve düşünceleri dengeli”,
-“Sevgi ve saygı dolu”, “ulusal ve evrensel değerlere saygılı” şekilde yetiştirecek eğitim ortamları oluşturulmalıdır.
“Eğitimin insanı bozmaması yetmez, daha iyiden yana değiştirmesi gerekir.”  Michel de Montaigne
Sevgiyle kalın…
               Seyfettin Karamızrak-Maarif Müfettişi
 
 
 
ŞİİR
 
 Nineciğime
 
Letafetin izharı
Şefkat onun şiarı
Güzellikler diyarı
Sevgili nineciğim
 
Bir devrin şahidi büyük ve metin
Gölgesi ferahlık çınar misali
Eski muhatabı ulvi davetin
Müşfik ve şefkatli pınar misali
 
Yettiğince imkânı
Şenlendirir zamanı
Yok derdine dermanı
Cefakâr nineciğim
 
Kalbimde kanımdasın
Sen benim canımdasın
Her tatlı anımdasın
Sevgili nineciğim
 
         Latife Odacıoğlu'na
 
 
SERHAT ŞEHİRLERİMİZ
 
EDİRNE: Edirne 4 defa istilâya uğramış ve çok zarar görmüştür. 1829’da Ruslar Edirne’ye girmiş birkaç ay kalmıştır. İkinci Sultan Mahmud, Edirne’de 10 gün kalarak halkın moralini takviye etmiş, istilânın tahribatının yeniden imarı için emir vermiştir. 20 Ocak 1878’de Edirne’ye giren Ruslar 13 ay kalmışlar ve şehri tahrip etmişlerdir.
Balkan Harbinde Şükrü Paşa'nın kahramanca savunmasına rağmen, açlık sebebiyle, Bulgarlara 26 Mart 1913’te teslim oldu. 4 ay sonra Türk ordusu 22 Temmuz 1913’te Edirne’yi geri aldı. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra 1920 Temmuz’undan 25 Kasım 1922’ye kadar Yunan ordusunun işgalinde kalan Edirne, çok geriledi ve dünyada Edirne derecesinde gerileyen başka bir şehir görülmedi. Lozan Antlaşması ile Edirne Türkiye sınırları içine alındı. Cumhuriyetten sonra Edirne kendi adını taşıyan ilim merkezi oldu. İkinci Dünya Savaşı'nda Edirne boşaldı ve çok sıkıntılı günler yaşadı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.