Çocukların özlediği baba -1-

A -
A +
Annenin ilk yaşlarda çocuk gelişimine katkısı gerçekten çok büyüktür. "Ana hakkı ödenmez”, “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar" gibi atasözleri bu gerçeği belirtir. Baba ise eşi ve çocukları için güven kaynağıdır. Çocuklar babayı daha güçlü, daha çok bilen, daha çok saygı uyandıran kişi olarak bilirler. Günümüzde babaların çocuk eğitimine daha etkin biçimde katıldıklarını söyleyemeyiz. Analar çocuklarıyla gereğinden çok, babalar da gereğinden az ilgileniyorlar. Oysa çocuklarına verecek zamanı olmayan baba pek azdır. Çocuklara ayrılacak bir yarım saat, kısa bir gezinti, yemekte söyleşmek, çocuklar için önem taşır. Babalar dinlenmeyi çocuklarıyla birlikte de yapabilirler. Okunmamış bir gazete çocukların yatışından sonra da okunabilir. Hafta sonu birlikte bir gezinti, evde onarım işlerinin birlikte yapılması, çocuklara susadıkları baba yakınlığını sağlayabilir. Birlikte geçirilen bu saatler, gün boyu çocuklarla iç içe yaşayan ve bunalan anneye de soluk aldırır. Öyle babalar vardır ki, çocukları yalnız sevmek için yanına yaklaştırır. Olumsuz davranışlarını görünce anneyi suçlar kolayca. Çocuklar sorunların çözümü için sokuldukça, "Gidin annenize sorun" diye geri çevirir. İstek anneden gelince de baba; "bildiğin gibi yap" diyerek sorumluluktan kurtulur. Yaz tatillerini bile çocuklarından ayrı geçiren babalar yok değildir. İşinden başını kaldıramayan, eve, gergin ve yorgun dönen baba, sorumluluktan kaçışını haklı göstermeğe çalışır. "Sizler için çalışıp didiniyorum. Hele biraz bekleyin işler yoluna girsin!" gibi gereksiz laflarla çocuklarıyla ilgilenmeyi sürekli erteler. Bir de bakar ki yıllar geçmiş, fırsatlar kaçmış. Kimi varlıklı babalar da aldığı hediyelerle kendi yokluğunu bağışlatmaya çalışır. Bu çeşit babalar çocuklarını gerçekten tanıyamazlar. Dolayısıyla sorun çıkıp da, ilgilenme kaçınılmaz olduğunda, takınacakları tutumda yanlışlık yapmaları doğaldır. Çocuğun, babasının toplumsal konularda, politikada, dünyada olup bitenler konusunda ne düşündüğünü bilmek hakkıdır. Bunlar ise rahat bir söyleşi ortamında sağlanır. Bu fırsatlar, çocukların çevreden edindikleri yanlış izlenimleri düzeltmeğe yarar. Çocuğu daha kapsamlı düşünmeye, kendi kanaatlerini oluşturmaya götürür. Çocuk, kitapların yazmadığı, öğretmenlerinin öğretmediği pek çok hayat bilgisini babasından öğrenir. Ergenlik çağına gelmiş genç ise, baba istese de, vakti olsa da, artık o bilgileri dışarıda aramaya yönelmiştir bile. O zaman da baba çok geç kalmış olacaktır!..                  Seyfettin Karamızrak       ŞİİR         Uyan artık ey Müslüman!         (Filistin ve Kudüslü kardeşlerimize ithafen yazılmıştır) Çelik cop iner rüku'da bellerine, Buğulu göz, yaş döker secdelerine. El açıp dua ederken Rabb’lerine, Misket bombalar düşer avuçlarına.   Kemikten duvar ördüler önlerine, Kurşundan rüzgârlar esti yüzlerine. Füzeler çarpıp imanlı kalplerine, Döndü suratsız yüzün yamaçlarına.   Ana baba, bacı kardeş üslerine, Götürüp meze yaptılar süslerine. Eli bağlı, yüzü kanlı, hislerine, Çuval takıp hep astılar haçlarına.   Uçaklar kandil mi sanki göklerine, Yağmur yok, barut akar yüreklerine. Bir bakıyor dine, sonra renklerine, Her palet bir yıldız takar taçlarına.   Taşla sapan silahmış çeliklerine, Korku salmış meğer taa iliklerine. Demokrasi diye, bak dediklerine! Zulm dikti İslam kalesi burçlarına.              Mehmet Doğrubaş-Elâzığ       PRATİK BİLGİLER     Pratik bilgiler hayatımızda kullanılması kolay ve bizi rahatlatan bilgilerdir. İşte birkaç tanesi: *Tereyağı eritilir ve yün üzerine konur. Bu yün sıcak olarak ağrıyan uzvun üzerine bağlanırsa ağrıyı giderir...  *Zeytinyağı ile portakal kabukları, bir şişe içine konarak iki hafta güneşte bırakılır. Elde edilen bu yağdan, ağrıyan yer üzerine sürülürse, ağrı kesilir... *Ayna ılık sabunlu su ile silindikten sonra durulanıp tüysüz bir bezle kurulanmalıdır. Sonra buruşturulmuş eski bir gazete kâğıdı ile ovularak parlatılır. Üzerinde sinek lekeleri varsa bunlar da sirkeli su ile silinerek çıkarılır...
*Balığın taze olduğunu anlamak için, gözlerine bakmak gerekir. Taze ise, gözleri parlak ve kabarık olur...
*Balık, soğan gibi kokusu sinen maddeleri doğradıktan sonra bıçak, birazcık aleve tutulursa hiçbir koku kalmaz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.