​Tarih bunu yazacaktır

A -
A +
Bilindiği üzere Osmanlı Devleti dünyaya; adaleti, iyiliği ve hoşgörüyü götürdü. Hiç kimsenin ırkına, diline, dinine, rengine bakmaksızın eşit davrandı. Bundan dolayı himayesinde bulunan insanlar huzur ve emniyet içerisinde yaşadı. Bunu kıskanan Avrupalı bir kısım diaspora bu gidişi kendi lehlerine çevirmek için var gücüyle çalıştı ve "Türk milletini 'Batılılaştırma' adı altında kendi değerlerinden uzaklaştırırsak maksadımıza ulaşırız” düşüncesinde birleşti. Böylelikle Türk milleti on dokuzuncu yüzyılın sonundan itibaren hızlı bir değişime uğradı. Gelenek ve göreneklerde örf ve adetlerde bozulma baş gösterdi.
Meşhur Batılı tarihçi Michaud eserinde şöyle diyordu:
“Osmanlı İmparatorluğu’nun yeniden kuvvetlenmemesini temenni edip, bizim medeniyetimiz o bünyeye nüfuz etmelidir. Bu 'Türk karakter' ve 'kabiliyetiyle' iyi geçinmeye katiyen imkân olmadığını göstermektir. Müslümanların bizim anladığımız seviyeye gelmeleri için son derece bozulmalarından, kendi örf ve âdetleriyle dinî ananelerini unutmaktan başka çare olmadığını söylemek gayet doğru olur.”
Ne yazık ki, küresel emperyalizm, başta Osmanlı olmak üzere, İslam coğrafyasının birçok yerini işgal ederek, toplumun ahlak yapısını bozdu, çöküntüsü başladı. Küçük devletlere bölüp başlarına iş birlikçi, kukla yöneticiler tayin etti. Böylece “İslam coğrafyası” petrol ve kan emicilerin cirit attığı bir yer hâline geldi. Üzülerek belirtelim ki Müslüman âlemi, kendini ezen, sömüren, şerlerin çarkına göz göre göre düştü. Böylece insanlar manevi değerlerinden uzaklaştı. Gösteriş ve maddecilik ön plana çıktı.
Bu bize niçin reva görüldü? İşte insanlık tarihinin birçok keşmekeşleri bu muammada saklıdır. Gerçeklerin peşinde koşan dert ve dava ehli kimseler, sırrı çözmeye çalışmakta, insanları gafletten uyandırmak için avazının çıktığınca bağırmaktadırlar. Şu hâlde neden bir olamıyor, kardeşi kardeşe kırdıran cellat ile kol kola geziyoruz? Topyekûn cemiyet aydınlarına düşen vazife, bu acı hakikatleri gün yüzüne çıkartıp, insanlığın büsbütün yok olmasının önüne geçmektir. Binaenaleyh, size sesleniyorum! Tarih bir gün, bizi teslim almaya çalışan bu cereyan karşısında sessiz kalışınızı, eli-kolu bağlı oturuşunuzu, hiçbir gayret göstermeyişinizi yazacaktır...”
            Mehmet Can
 
 
 
ŞİİR
 
 
            ÇİN
                      -Eden bulur-
''Durmaz, zulüm ede!'' Çin!
Bekliyor dünya niçin?
Merak ettiği için!
...
Türkistan'a şiddetin
Zulüm! Neydi niyetin?
 
Müslümanın ırzına,
Dokundun namusuna!
 
Sokağı yasak ettin,
Evlerde tutsak ettin!
 
Şimdi, Wuhan'ın ıssız.
Bir milyar insan sessiz!
 
Sana, insanın küsmüş!
Bahanen virüsmüş!
 
''Yılan, salgın!'' yalanmış!
Marketler hep talanmış!
...
Hani İpek Yolların,
Çin Seddi'nde yolların?
 
Hainlerle bir oldun.
''Tek dünya devleti'' umdun!
 
''Yedi milyar'' insanı
Katlet, ''beş yüz''ü tanı!
 
Dert! Nüfusu tüketmek.
Evliliği ''Hiç etmek!''
 
Çok geçmez, bu hesâbı,
Kapar, Rabb'in Kitâb'ı!
 
Rabb’im, edermiş imhâl,
Fakat etmezmiş ihmâl!
 
Süre tanır Dünyâ'da,
Cezası hem Ukbâ'da!
...
Rabbim! Bütün kulların,
''Tövbe!'' Açar kolların!
 
Dua, Ehl-i Sünnete!
Erdik pek çok nimete!
 
            Rıdvan Üzel
 
 
 
 
 
UNUTULMAZ BİLGİLER
 
KAŞIKÇI ELMASI: İstanbul’da Topkapı Sarayı Müzesi Hazine Dairesinde korunan 86 kırat ağırlığındaki elmas. Damla bilimindeki Kaşıkçı Elması iki sıra altın montürlere yerleştirilmiş kırk sekiz pırlantayla çevrilidir. Sıranın en tepesinde diğerlerinden daha büyük bir pırlanta bulunur.
Kaşıkçı Elması'nın Osmanlı hazinesine nasıl geldiği hakkında çeşitli rivayetler vardır. Tarihçi Reşit Mehmet’in bildirdiğine göre, fakir bir balıkçı tarafından üç kaşık karşılığında bir başka kaşıkçıya, ondan da bir kuyumcuya satılmıştır. Sadrazam Mustafa Paşa elmasa sahip olmak istemiş, ancak Sultan Dördüncü Mehmet Han bu elması alarak Hazine-i Hümayuna koymuştur. Karanlıkta etrafını bir lamba gibi aydınlatan kaşıkçı elmasıyla ilgili anlatılan bu ve benzeri rivayetlerin doğru olduğunu gösteren bir belge ve şâhit mevcut değildir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.