Sizin de yapabileceğiniz çok şey var

A -
A +
Bugün insanlar gönül yorgunu. Sorsanız her üç kişiden biri emeklilik gününü iple çekiyor.
Oysa insanın dinç yaşaması için çok çalışması lazım. "İşleyen demir pas tutmaz" atasözü de bunun içindir. Peki, bu düstur sadece bizim için mi geçerlidir?
Hayır...
İslam dünyasından, Batı dünyasından yüzlerce binlerce örnek verilebilir.
Başarılı insanlar tembel olan değil çalışan insanlardır. Geleceklerini düşünerek karamsarlığa kapılan insanlar başarılı olamazlar.
Yapacak çok işi olan insanlar olmalıyız ki, hem günümüz zevkli ve cıvıl cıvıl geçsin, monotonluktan kurtulalım. Hem arkamızdan faydalı çalışmalar bırakmış olabilelim.
İmam-ı Gazali hazretlerinin yazdığı eserlerle hayatını kıyasladıklarında her gün için bir rivayete göre 47 sayfa kitap düştüğü söylenmektedir.
Çağatay Edebiyatının en önemli temsilcisi olan Ali Şîr Nevâî manzum ve mensur eserleriyle sadece Çağatay edebiyatının değil bütün Türk edebiyatının önde gelen simaları arasına girmiştir.
Daha on beş yaşlarında iken kendini şair olarak tanıtmayı başarmıştır. Ama hayatının sonuna kadar devletin en önemli görevinde iken vezirlik görevinde iken bile çalışmalarına ara vermemiştir.
Onun bu gayreti sebebiyle Orta Asya Türk dili ve edebiyatında büyük gelişmeler yaşanmış hatta bundan dolayı Çağatayca'ya "Nevâî dili" bile denilmiştir.
Yine aynı şekilde Galile son eserini tamamladığında yetmiş dört yaşındaydı.
Anadolu’nun köyündeki 116 yaşındaki nine, artık ağaçlara çıkarak erik yiyemediği için üzülmekteydi. Yani bir sene öncesine kadar erikleri ağacın dalına çıkarak topluyordu.
Çünkü bütün bu meşhur ya da adsız insanlar kendilerine bahşedilen ömrü en iyi kullanma yolunda kendilerine söz vermişlerdi.
Bu insanlar ilk önce kendileriyle barışık insanlardı. Yaşamayı sevdikleri gibi, insanları da seviyorlardı. Sorunları olduğunda sorunlara değil çözümlere odaklanıyorlardı. Böylece hayata pozitif açıdan bakıyorlar, negatif kutbu benimsemiyorlardı.
Eğer içinde yaşadığınız hayatın olumlu yanlarını olumsuz yanlarına tercih ederseniz yaşamaktan zevk alırsınız. Evet siz de başarabilirsiniz.
            Muhsin Taha-Ankara
 
 
ŞİİR
 
 
                   Şehitlerimize
 
Sana bir tarih desem onu kimler yazacak?
Bulunmaz bu kürrenin temelini kazacak.
Sen nice bin fatihlerin evladısın ki,
Sana zafer nişanını yüce ecdad takacak…
 
Bu topraklar üstünde düşman eli ne arar?
Türk’ün dört bir tarafta atlarının izi var.
Aç tarih sayfaların oku gör yaprak yaprak,
Hangi şaşkın diyebilir bu millet için korkak?
 
Bir karış toprağında bin şüheda yatarken
Nasıl veririm seni bu vatanda yaşarken,
Göğsümde parlayacak her zaman ay yıldızım,
Sende doğdum sende ölmek dileğim ve niyazım.
 
                                            Mahmut Özrendeci
 
 
 
İNANILMAZ GELENEKLER
 
HARAKİRİ: Japonya’da eskiden, bilhassa Samuraylar zamanındaki bir intihar metoduydu. Harakiri terimi genellikle Japonya dışındaki ülkelerde yaygındır. Japonlar ise “seppuki” terimini kullanırlar. Harakiri gönüllü ve mecburi yapılanlar olarak ikiye ayrılır. Ceza olarak yapılanı, Japonya’da derebeylikler zamanında suçlu ve asiler tarafından şerefli bir ölüm kabul edilerek uygulanırdı. Resmî bir törenden sonra, suçlu, halkın önünde suçunu itiraf eder, daha sonra da hançeri karnının soluna saplayarak sağa doğru çekerdi.
Harakiri gönüllü olarak ise asiller tarafından tatbik edilirdi. Asiller düşmana esir olmamak, şerefini veya namusunu korumak için harakiri yaparlardı. Bu şekilde intihar bir samuray, savaşçı veya asil tarafından en şerefli yol kabul edilirdi. Gönüllü olarak yapılan harakiride intihar eden, karnını hançer ile kendisi keser, başı ise başkası tarafından kılıçla kesilirdi. Böyle ölen bir kimse mallarını yakınlarına bırakabilirdi. Cezai olarak yapılan harakiri 1868 yılında kaldırıldı. 1977 yılından sonra gönüllü olarak yapılan harakiri de kânun ile yasaklandı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.