Her gün yeniden doğarız -1-

A -
A +
Bizim kimseden bir eksiğimiz yoktur. Başkalarından tek farkımız, çalışma süremizdir.
Zekâ çalışmakla gelişir. En çok çalışan, en zeki olacaktır. Dâhiler herkesten çok çalışan kişilerdir. Prof. Dr. Fuat Sezgin, günde on yedi saat çalıştığını, bu kadar çalışan herkesin kendisi gibi başarılı olabileceğini yazmaktadır. Kim midir bu muhteşem âlim?
Kendi ülkesinde, kendi milleti için sarf ettiği çaba ve emekler neticesinde yıllardır hayalini kurduğu İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’ni 25 Mayıs 2008 tarihinde gerçekleştirmiştir. İstanbul’da Gülhane Parkı içerisinde bulunan müzede yaklaşık 600 eser mevcuttur.
Buradan da anlaşılmaktadır ki bir hedefi olan, planlı ve sürekli çalışan bir kişinin başarısız olma ihtimali olabilir mi? Mermeri delen suyun gücü değil, damlanın sürekliliğidir. Tarlayı ekmek çok zahmetlidir, fakat hasat zamanı yaşayacağımız mutluluk ve huzur bu zahmete değer.
Hepimizin gayesi mutlu bir hayat sürmektir. Başarı, mutluluğu; mutluluk da, başarıyı getirir. Başarılı ve mutlu olmanın da iki yolu vardır: “İşini seveceksin, aileni seveceksin.” İnsan vaktinin hemen hepsini işinde ve evinde geçirmektedir. İşinde ve evinde mutlu olamayan ne kadar talihsizdir. Sevgi ve kardeşlik varsa, başarı ve mutluluk kaçınılmazdır.  Einstein oğluna yazdığı mektupta;  “Oğlum, keyif alarak bir şey yapıyor ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsan, bu öğrenmenin en iyi yoludur” der. İşimizi seviyorsak başarı kaçınılmazdır. Ya sevdiğimiz işi yapacağız, ya da yaptığımız işi seveceğiz. Bu aynı zamanda mutluluğun da formülüdür.
Genç adam! Sana el açmak, elden medet ummak yaraşmaz. Bil ki, "çalışmayan insanın kafasında beyin yoktur. Onların başları, taş gibi bir kemikten ibarettir." Onlara özenme. Cemil Meriç’in tabiriyle: “O bir parya veledi, bırak itlerle kemik yalasın.”
“Sen Oğuz Ata’nın has milleti sen,
Sen son peygamberin has ümmeti sen,
O seni boğmadan boğ illeti sen!..”
                İdris İspiroğlu-Niğde
 
 
 
ŞİİR
 
                       Mehmetçik
 
Yem olmaz kurda kuşa, çakala zındıklara.
Kanuni'nin Yavuz’un, Fatih’in torunuysa.
İslam’ın tek sembolü şu anda o cihanda.
Hak teâlânın Habibi, Mehmetçik demiş ona!
 
Gayet iyi tanırlar, Moskoflar Haçlılar da.
Müslüman oldu çoğu, üç hilâlin altında.
İslam’ın tek sembolü, temsilcisi dünyada.
İki cihan serveri, Mehmetçik demiş ona.
 
Ayak bastığı yerler, kavuşurlar huzura!
Esad, Putin ve Trump, baş edemez onunla.
İslam’ın tek askeri, ordusudur şu anda.
Hak teâlânın Habibi, Mehmetçik demiş ona.
 
Düğüne gider gibi, gider korkmaz savaşa
Bir adım geri atmaz, o düşman karşısında!
Yalın ayak baş açık, yatar tanklar altına.
Asla halel getirmez, bayrağa namusuna!
 
İkiyüzlülük yoktur, kanının damlasında.
Hep adalet dağıtmış, şahin tarih boyunca.
O kendisi tarihtir, atlar hep çağdan çağa.
İki Cihan Güneşi, Mehmetçik demiş ona!
         Ali Şahin/Savaştepe-Balıkesir
 
 
 
UNUTULMAZ İSİMLER
 
GASPIRALI İSMÂİL BEY: Gazeteci, yazar. 1851 senesinde Kırım Bahçesaray’ın Gaspıra köyünde doğdu. İlk tahsîlini Bahçesaray’da; ortaokulu, Akmescit’teki Rus ortaokulunda ve daha sonra Veronej’deki Rus askerî okuluna devam etti. Bu okuldan Moskova askerî okuluna nakledildi. Buradaki Panislavizme tepki duyarak Türkçülük fikrine yöneldi. Okuldan da ayrıldı. Bir sene Bahçesaray ve Yalta’da öğretmenlik yaptı. 1872’de Paris’e gitti. 1874’te İstanbul’a geldi. Subay olmak istedi. Bu mümkün olmayınca, 1875’te tekrar Kırım’a döndü.
Eğitim meseleleriyle de ilgilenen İsmail Bey, Rusya’daki Türklerin kolay okuyup yazmalarını sağlamak için “usûl-i cedîd” denilen bir metot geliştirdi. Bu arada Türkistan’a, Mısır’a, Hindistan’a giderek buralardaki Müslümanları uyandırmaya çalıştı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.