Birkaç adım üzerine

A -
A +
Bir adım atın. Gezmek, öğrenmek, keşfetmek olsun adı. Sadece şehir değiştirmek için veya ülkeleri ziyaret etmek için atılan adımlardan değil bu. Kitaplığınıza doğru bir adım, aldığınız kitabın sayfalarına doğru bir adım... Anneniz yemek yaparken onu izleyip, keşfetmek adına atılan birkaç adım, babanız arabayı yıkarken ona doğru bir adım... Daha farklı, daha güzel adımlara mı ihtiyacınız var? Hoş, farklılık ve güzellik kavramları tartışılır... Mesela spor ayakkabınıza doğru bir adım ve onunla birlikte yürüyüş parkuruna, güneşin batışına doğru bir adım... Sokaktaki kedi yavrusuna, küçük bir sahafa, yaşlı bir esnaf amcaya, bir camiye, çocuklara doğru birkaç adım daha atın. İçiniz iyilikle dolsun. Her adımda yeniden doğduğunuzu hissedin. Daha da güzelliklere adım atmak istiyorsanız, yakın akrabalarınıza doğru adım atmayı deneyin… Anne tarafından olsun baba tarafından olsun büyüklerinize doğru bir adım atın… Arayın hâl hatırlarını sorun… Ama fırsat oluşturup bizzat ziyaretlerine gidin… Ellerinden öpüp dualarını alın… Onlar ne kadar mutlu olacak göreceksiniz, onların mutluluğuyla “iyi ki gelmişim” deyin… Adım attığınız her bir canlıdan, kişiden, nesneden bir şeyler öğrendiğinizin farkına varacaksınız. Meğer ne çok şey varmış keşfedilmesi gereken. Tek yapmamız gereken bizi kendine bağlayan ve birkaç köşeden oluşan akıllı ekranları terk etmekmiş. Her şeyi gerçek âlemden kopartıp sanal ortama çeken, hayatı sanal âlemde gösteren ve bu hâliyle de kavanozdaki balı dışarıdan yalatan akıllı ekranları sosyal medya hesaplarını vb. biraz kendi hâline bırakın… Bir adım, ardından ikincisi, üçüncüsü... Bu kadar güzel değişiyormuş yaşantımız. Üstümüzdeki bu bıkkınlığı ve sıkılmışlığı atmanın tek yolu adım atmak belki de. Tek şey ilk adımı atmaktaki cesaretmiş meğer. Bir adım attıktan sonra daha fazlasında daha güzel arkadaşlarınız olsun yanınızda. Daha kalabalıklaşsın anılarınız. Bu sayede herkes keşfetsin. Herkes, herkese anlatsın ki hepimiz anlayalım. Rüveyda Kaya / Niğde     ŞİİR   CANIM ÜLKEM   Dağlara taşlara yazar adımız Yiğitlikle söylenir hep namımız Vatandır tek bizim sevdamız Can feda ederiz canım ülkeme   Eller tetiktedir gözler düşmanda Kanımız akar bil cennet vatana Hain ülkemize giremez asla Can feda ederiz canım ülkeme   Kanımızla yıkarız biz vatanı Yerlere koydurmayız al bayrağı Düşmana dar ederiz biz dünyayı Can feda olsun canım ülkeme   Yağmur çamur kar işlemez bize Korkusuz gezeriz dere tepede Can ise veririz biz seve seve Can feda olsun canım ülkeme   Muzaffer Özdemir       UNUTULMAZ KELİMELER:   İSTİDA: Bir şey istemek, dilemek için yazılan yazı, dilekçe, arzuhâl. Arapça rica, tevazu ile istemek, resmî makamlara müracaat ederek arzuhâl ile talep etmek (istemek) demektir. Bir dönem dilekçeler imzalı ve damga pullu olurdu. Günümüzde pul yapıştırılmamaktadır. Anayasanın vatandaşlara tanıdığı haklardan biri de kendisi veya kamu ile ilgili olarak tek başına veya toplu olarak dilekçe ile Büyük Millet Meclisine başvurulabilmesidir. Şahsı ile ilgili olarak yapılan böyle müracaatlarda, istida (dilekçe) sahiplerine yazıyla sonucu bildirilir. Ayrıca devlet dairelerine de aynı şekilde müracaat yapılabilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.