Dünyanın virüs ile imtihanı -1-

A -
A +
 
Modern dünya, gelişmiş teknolojisine rağmen, küçük bir virüs ile baş edemiyor. Dünya’ya meydan okuyan küçük devletleri dizayn etmeye kalkan kibir abideleri, tüm kâinatı yaratan Allah’ın küçük bir yaratığı karşısında aciz kaldı. Yeni tip Corona Virüs denilen bu yaratık, makam mevkii sahibi; zengin, fakir ayırt etmeden herkese diz çöktürüyor. Okumuş, âlim tanımıyor. Doktor, mühendis ayırt etmiyor. Çocuk ve gençlere dokunmadan, özellikle olgunlaşmış, insanları idare etme iddiasında olan yaşlı erkekleri daha çok seviyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Virginia’da halka açık bir toplantıda, başta Suudi Arabistan olmak üzere, zengin Arap ülkelerini tehdit eder şeklindeki sözlerini unutamıyorum. Gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı vahşice katleden diktatör Suudileri sevmiyorum. Ancak, bir İslam ülke liderinin, bu şekilde aşağılanması çok ağırıma gitmişti. Trump bu hitabında Suudi Kral’ı Selman’a hitaben “Kral, sizi savunmak için yırtınıyoruz. ABD’nin desteği olmadan iki hafta bile iktidarda kalamazsınız. Sizde çok para var” şeklinde uyardığını ve hemen 100 milyar dolar ödediklerini söylemişti. Diplomatik nezaketten uzak bu kaba davranış, gelişmişliğin verdiği şımarıklık!..
Modern teknolojinin bugüne kadar tespit edemediği, nereden geldiği belli olmayan, bu yeni koronavirüs, (Mukaddes Kudüs’ü İsrail’in başşehri olarak tanıdığını ilan eden) kibir abidelerine mazlumların ahının yerde kalmayacağını âdeta haykırıyor!..
İlk defa Çin’in Vuhan şehrinde ortaya çıkan bu virüs tüm dünyaya yayıldı. Olayı ciddiye almayan İtalya ve İran çok bedel ödedi. Hâlen de ödüyorlar. Amerika da Fransa da çaresiz kaldı. Ülkelerinde sokağa çıkma yasağı ilan ettiler. Tüm tedbirlere rağmen virüs tüm Avrupa’ya yayıldı. Bu ülkelerde sanayi durdu. Sosyal faaliyetler askıya alındı. Her şey altüst oldu.
Dünyayı dizayn etmeye kalkan bu kendisini bilmezler, her şeyi bırakıp sadece ülkelerini nasıl kurtaracaklarını düşünüyor. Ancak, “bu olay neden başımıza geldi. Hangi hatayı yaptık. Bu felaketten hangi dersi çıkarmamız lazım” diye düşünen yok...
            Lütfi Tümtürk                                                                          
 
 
 
ŞİİR
 
            Neylerse güzel eyler...
 
Melul melul bakıyor, kâinatta müminler
Yetim ve öksüz kaldı, Kâbe ile camiler!
Herkes kendi derdine, düştü fertler milletler
Rahman ve Rahim ALLAH, neylerse güzel eyler!
 
Ölüm korkusu sardı, ihtiyarlarla gençler!
En fazla etkilenen, on beşinden küçükler!
Herkes kendi derdinde, şu an fertler milletler!
Rahman ve Rahim ALLAH, neylerse güzel eyler!
 
Açılmıyor kapandı, kahveler meyhaneler!
Şimdi sinek avlıyor, tümden kumarhaneler!
Kendi derdine düştü, bütün fertler milletler!
Rahman Rahim Allah’ım, neylerse güzel eyler!
 
Hamdolsun bir arada, komutanlarla erler!
Gerçek yükü çekenler, doktorlar hemşireler
Kendi derdine düştü, bütün fertler milletler
Gâffar Gâfur ALLAH’ım, neylerse güzel eyler!
 
Milletin canı sıkkın, Şahin kısa kes yeter!
Seni seven sevinir, sevmeyen nefret eder!
Kendi derdine düştü, Hans Hasanlar mösyöler!
Rahman Rahim Allah’ım, neylerse güzel eyler!
 
         Alişahin Sarıbeyler-Savaştepe/Balıkesir
 
 
UNUTULMAZ DEĞERLERİMİZ
 
DİRHEM: Eski Yunan devletiyle ticarî münasebetler sırasında drahmi kelimesinden Farsçaya, daha sonra oradan Arapçaya geçmiştir. Gerek ağırlık gerekse para birimi olarak dirhemin kullanılışı çok eskidir. Osmanlı döneminde bir ağırlık ölçüsü ve para birimi olarak kullanılmıştır. Önceleri üç çeşit dirhem kullanılıyordu. Bunlara onluk, altılık, beşlik dirhemler denilirdi. Osmanlıların ilk zamanlarında gümüş meskûkat (basılmış sikkeler) için bu tabir kullanılmış, daha sonra terk edilmiştir. Dirhem günümüzde Birleşik Arap Emirlikleri ve Fas’ın para birimi, Libya dinarının binde biri, Suudi Arabistan riyalinin yüzde biri ve Kuveyt dinarının onda biri olarak varlığını sürdürmektedir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.