Hangi masalın cümlesi bu?

A -
A +
Mihrimah…
Hangi masalın giriş cümlesi bu? Ve hangi baharın müjdecisi bu "güneş"?
Ölmek ile direnene, yaşatmak ile meydan okuyan güneş.
O güneş ki…
Hem çamaşır yıkayana, hem de çamaşırlara, aynı şekilde parlamakta iken, adamın yüzünü yakıp karartır, çamaşırlarını ise beyazlatır. Elmaya ve bibere aynı şekilde parladığı hâlde, elmayı kızartınca tatlılaştırır. Biberi kızartınca acılaştırır.
O güneş ki… Tatlılık ve acılık hep güneşin ışıkları ile ise de, aralarındaki fark, güneşten değil, kendilerindendir.
Şimdi beni başka hangi hülyalara sürükleyip kokunu yüreğime işleyeceksin?
Ey güneş, ben merhametin adını vefa koydum, af koydum seninle. Beni sevgisizliğimden öp ve sarıl, ısınsın üşüyen yüreğim… Merhamet çiçekleri solmasın hiç gönül bahçende ki ben orada yetim bir bebek gibiyim…
Ne kadar yakınım sana ve ne kadar uzak… Vefasız bu hengâmede günlerimi aydınlatanı bulmak bir hayal miydi? İkimizi de bu vefaya saran, yüreği sevgi dolu "kırpık" değil miydi?
Taş yürekler de bir gün vefa çiçekleri açar mı bilmiyorum, ama benim günüm aydınlandı…
Gün, ay oldu… "Sürprizler" çiçek açıyor artık bende. Hayat bana gülümsüyor, güneş bana gülümsüyor. Günlerim artık günaydınlı benim... Mihrimah içre…
O Mihrimah Sultan ki…
Bütün servetini hayır işlerine ayırdı… Mimarlar mimarı Mimar Sinan’a kendi adıyla anılan İstanbul’da Edirnekapı Câmii ile Üsküdar’da iskele başındaki camileri inşa ettirip dünyaya armağan bıraktı. Mekke’de Zübeyde Kaynağı suyollarını tamir ettirdi…
Selâm olsun dünden bugüne hüzün deryasında boğulurken affı kendine liman bilene. Selam olsun kendi yaraları dururken başkalarının yaralarını sarana.
Selam olsun güneş gibi yüreğime doğana… Selâm olsun... Derdimi gören yüreklere… Dertlere derman olanlara… Gönle sürur, kalbe şifa olanlara…
           Rumuz: “Kırpık gözlü”-Zonguldak Ereğli
 
 
 
ŞİİR
 
              Mektup
 
Yalnızlık kasveti bürünmüş her yere
Şehir artık hüznüyle, sevinciyle yalnızlık bahçesinde
Nasıl uzak, insan
Korku kaplamış çırpınmakta olana
Sıkışmış dört duvar arasında umutlar,
Güneş açmış mı ellerimizdekine (telefonlardan)
Ölüm hangi odanın bilinmezinde?
Kim merhametli, kapıyı aralayan var mı?
Uzak, çok uzak sevdiğim
Şehir yalnız, insan muallakta…
Bahar gelmiş farkında mıyız?
Hangi çiçekler açmış, yoksa umutlarımız mı açacaktı?
Kim bilebilir toprağın kokusunu?
Nerede çocuklar, nerede hayalleri olan sesler?
Bilinmez, oysa beraber denize anlatırdık hüznü, sevinci
Ya şimdi bundan sonra,
Nasıl insan, bilinmez…
Anla sevdiğim zaman artık varla yok arasında…
Ölüm geçer dakikalardan, saniyelerden
Artık tarif edilemez şehir, insan, ben.
Anlamamak elde değil zaman yok artık kaçmaya
Uzun ve belirsiz,
Uzaksın, sesin kulaklarımda gülüşlerin düşlerimde…
Bir gün
Ümitliyim tekrar merhametin (yağmurun) altında ıslanmaya
Ağaçların altında oturmaya.
Farkında mısın şehir yalnız, insan muallakta?
Ben ise düşlerde seninleyim…
Martılara simit atıyoruz şimdi,
Seyre kalıyoruz denizin gökyüzüyle hemhal oluşuna
Yürüyoruz çocuklar gibi sokaklardan
Kolla beni sevdiğim her şey yakın…
                 İrfan Çelik-İstanbul
 
 
UNUTULMAZ LEZZETLER
 
PEKMEZ: Pekmezin ilk yapılış tarihi çok eskilere dayanır. Bir tarih vermek mümkün değildir. Bazı tarihî kaynaklarda Orta Asya’da yaşayan topluluklar arasında pekmezin var olduğu bilinmektedir. Pekmez Anadolu, Orta Doğu, Asya ve Güneydoğu Avrupa’da yapılan ve zevkle yenen bir ekmek katığıdır. Bilhassa Türklerde pekmez yapımı çok ileri gitmiştir. Balkan memleketlerine ve Avrupa’ya Türkler aracılığıyla tanıtılmış ve yayılmıştır.
Pekmez; genellikle üzüm (beyaz-siyah) dut, elma, kayısı, zerdali vb. meyvelerin suyundan yapılmaktadır. Her meyve suyu değişik usullerle elde edilir. Pekmez yapılması için, suyu sıkılacak meyvelerin iyice mayalanması gerekir. Bu ise pekmezin ileride ekşimemesi ve bozulmaması için dikkat edilecek önemli bir husustur.
Pekmezde bol miktarda kalori vardır. Her yaş grubunun yemesi gereken bir besin kaynağıdır. Pekmezin içinde %79 karbonhidrat (şeker) olmakla birlikte 100 gramı 324 kalori vermektedir. Ayrıca içerisinde potasyum da vardır. İştahsızlık ve kuvvetsizlik gibi rahatsızlığı olanların sağlıklarına kavuşmaları için tavsiye edilmektedir. Bilhassa yeni hastalıktan kalkmış kişilerin yemesinde büyük fayda vardır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.