Tarih koronayı da yazacak -2-

A -
A +
 
“Dünkü yazımızda dünyanın aklını başından alan, bütün dengeleri altüst eden, kimsenin aklına gelmeyenleri başına getiren koronavirüse değinmiştik. Bugün de bireysel olarak bu virüse karşı neler yapabileceğimiz hakkında bir fikir buketi hazırladık…
Gerçi hemen herkes artık okuya, dinleye koronavirüs uzmanı oldu ama mademki tehlike bu kadar büyük ve ciddi, öyleyse bir defa daha yine ve yeniden tekrar etmekte yarar var diye düşünüyorum…
Direncimizin güçlü olması şart!..
Korona virüsten ve diğer salgın hastalıklardan korunmak için güçlü bir bünyeye sahip olmalıyız. Bağışıklık güçlendiren sağlıklı gıdalar tüketmeliyiz. Virüse karşı korur düşüncesiyle vitamin ilaçlarına sarılmayalım lütfen. Sebze, meyve ve et, balık ürünleri tüketmeye özen gösterelim. Özellikle C vitamini yönünden zengin meyve, sebzeleri mutlaka tüketelim. Anne yapımı yani ev yapımı gıdalar tercih edelim. Tabii emeksiz yemek olmaz. En lezzetli ve şifalı yemek, besmele ile başına geçilmiş anne sevgisi ilaveli yemeklerdir. Bu da unutulmasın.
Maddi ve manevi zor bir süreç...
Hem bireysel hem de ülke olarak zor zamandan geçiyoruz. Moralimizi yüksek tutmak önemli… Enseyi karartmamalıyız. Kirli haberlere kulak tıkayalım lütfen. Hazır evdeyiz ve hazır evdeyken zamanın seyrini aleyhimizden lehimize çevirelim. Hem salgından korunup hem de faydalı işlerle uğraşalım. Yani bir taş ile iki kuş vuralım olmaz mı? Bence olur. Ya sizce?
Okulların tatil olması ve dışarı çıkılmaması dolayısıyla aile bireyleriyle hep bir aradayız. Güzel vakit geçirme programı yapmalıyız. Çocukluğumuzun oyunlarını gün yüzüne çıkarıp çocuklarımıza sunalım. Teknoloji ile samimiyetleri bir nebze kopsun. Çocukluğunuza dönmek bize de iyi gelecek.
Kitap okuma saatleri belirlensin. Çocuklarla birlikte mutfakta vakit geçirmek de ayrı bir eğlence. Evde yapmanız gereken ve beklemeye bırakılmış işleri gündeme getirmenin tam zamanı. Evet kısaca evde kalın sağlıcakla kalın...
             Sevgi Korkusuz
 
 
ŞİİR
 
                 Kadın...
 
Seni kat kat giydiren kadın değil mi?
Uykularını bölüp emziren kadın değil mi?
Elinden tutup gezdiren kadın değil mi?
Kadına kalkan eller kırılsın!
 
Tatlı uykularını bölen,
Anam dediğinde yanına ilk gelen,
Evlatlarım için ölürüm diyen kadın değil mi?
Kadına kalkan eller kırılsın!
 
Askere giderken kına yakan,
Yavrum deyip yollara bakan,
Çeşit çeşit yemekler yapan kadın değil mi?
Kadına kalkan eller kırılsın!
 
Evinde olmasa kadın,
Ne tuzun vardır nede tadın,
Adın olsa da metin hiçbir işe yaramazsın,
Kadına kalkan eller kırılsın!
 
          Enver Küçük-Burhaniye-Balıkesir
 
 
EDEBİYATIN İÇİNDEN
 
YAŞ-NÂME: Her yaşın durumuna göre, insan hayatını konu edinen şiir. Vücut-nâme de denilen yaş-nâmeler konuyu ele alışlarına göre çeşitlilik gösterirler. Bir kısmı insanı Hazreti Âdem’le ele alıp, yaşlara göre meseleleri işlerken bir kısmı, doğrudan doğruya insanın anne-baba ilişkisi neticesinde, ana rahmindeki hâlinden ölünceye kadar geçecek bütün bir ömrü ele alır.
Bazı yaş-nâmelerde yirmi beş, otuz yaşlarına kadar her sene ayrı ayrı ele alınırken, otuzdan sonraki yaşlar beş veya on sene atlamalı olarak işlenir. Ayrıca her atlamalı yaş; bir çağ gibi düşünülür. Bunun yanında doğuştan başlayarak; çocukluk, gençlik, ihtiyarlık, geçkin ihtiyarlığa da çağ olarak yer veren yaş-nâmeler vardır. Ayrıca, ölüm ötesi kabir, sırat, mizan ve Cennet’e kadar konuyu işleyen yaş-nâmelere de rastlanır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.