Hayatı anlamak için yolcu gibi yaşamalı -3-

A -
A +
 
Korona bunu nasıl çözecekti? Yalnız insanlar evde kaldıkça evliliği, çocuksuz ya da az çocuklu aileler daha fazla çocuk isteyecekti. Kalabalık ailenin avantajları görülecekti. Uzaktan eğitimle özel okulun önemi azalacak ve çok çocuğun önündeki bu engel de kalkacaktı...
Bunun yanında korona ile evde kalan insan giyim, takı, kozmetik, süslenme gösteriş gibi sahte sosyal statü kazanma için tüketilmesi gereken objelerden uzaklaşacaktı, yani artık insanlar düşünüp söyledikleri yazdıkları ve ürettikleri şeyler kadar değerli olacaktı, çünkü fiziksel özellikler, kozmetik, giyim süs önemini kaybedecekti. Ayrıca sosyal medya bile bunlar olmadan anlamını yitirecek, insanlar yediğini, giydiğini gösteremeyeceği için daha anlamlı, düşünce gerektiren konulara ve içeriklere yönelecek...
İşte korona bu yüzden çıktı ortaya ve tüm dünyaya tele ekranlar vasıtasıyla korku ve panikle pompalanıp evde kalmasını sağladı. Korona döneminde basının tutumunu görünce, aklıma George Orwell'in "1984" kitabındaki "TV" anlamında kullanılan "tele ekranlar" geldiği için bu tabiri kullandım, kitap abartılı bir kurgu da olsa toplumların nasıl yönlendirilebildiğini göstermesiyle yaşadığımız bugünlere benzemektedir...
Ayrıca kapitalizmi ortadan kaldırmak için korona harici çalışmalar da yapılmaya başlanmıştı. Bunlardan biri; bir anda ortaya çıkıp popüler olan Elon Mask ve Tesla’sı. Nikola Tesla, Sırp asıllı Amerikan fizikçi, elektriği alternatif akımla bedava sağlayabilecekken Edison’un tuzağına düşerek engellenir ve Edison elektriği parayla topluma satar. Yani aslında Tesla kapitalizmin teknoloji ile karşıtlığının simgesidir. Yani Tesla ismi tesadüfi seçilmiş değildir, kapitalizmin bel kemiklerinden olan petrolün tahtını yıkacak elektrikli araç ve diğer teknolojilerle kapitalizmin karşıtı olduğu için Tesla ismi seçilmiştir. Ve bu sebepten Tesla’nın kurucusu Elon Mask bir anda çok popüler hâle getirilmiştir.
Bill Gates bile kendini vakıf işlerine adamış?!. Korona zamanı insanlara daha doğru insan olmaları için öğütler vermeye başlamıştır. Tele ekranlar insanları evde kalmaya zorlarken; okumaya, yazmaya, aile ile vakit geçirmeye, doğal hayat ile ilgili hatırlatmalara ve az tüketmeye teşvik edici yayınlara odaklanmıştır.
Peki bunların hepsi farklı amaç için yapılıyor ve abartılıyor ise neden ünlüler, dünyayı yöneten devlet adamları da bu virüse yakalandı? Evet tele ekranlar vasıtasıyla yakalandıkları söylendi, ama henüz aralarından virüsten ölen olmadı?!.
Kapitalizm yıkıldığında, zıttı sosyalizm olacak diye düşünmemek lazım. Bunlar eski dünya çerçevesinden bakış açıları. Peki yeni düzen nasıl olacak? Yüksek teknoloji ile insanın şu an yaptığı angarya işlerin teknoloji ile yapıldığı, insanın daha katma değerli konulara yönelip ürettiği (bilim, sağlık, ziraat, sanat, vs.) bir çağ olacak. Yani insan gibi yaratılanların en üstünü varlık kargo taşımayı Drone’lara, fabrika bandı, güvenlik, aç-kapa, markette barkod okuma gibi basit işleri robotlara bırakacak. Bu durumda çok kişi işsiz kalacak ama? Evet kalacak. İşsiz kalacak ki düşünmeye, yeni çıkışlar aramaya zorlasın. Düşünsün ve potansiyelini kullanmaya başlayıp hakkıyla insanlığı geliştirmeye ve üretmeye başlasın...
           Fehim Düzgün-İstanbul
 
ŞİİR
 
 
   Ellinci yıl...
 
İlim irfan mektebi
Türkiye gazetesi
Gül suyu mürekkebi
Türkiye gazetesi.
 
Huzur veren gazete
Sevgi Ören gazete
İnci deren gazete
Türkiye gazetesi.
 
Milletine sadıktır
Vatanına âşıktır
Tarihine layıktır
Türkiye gazetesi.
 
Doğru haber peşinde
Hassastı her işinde
Tam ellinci yaşında
Türkiye gazetesi.
 
Ümitle çıkar yola
İlk önce İstanbul’a
Yön gösteren pusula
Türkiye Gazetesi.
 
         Dursun Pektaş
 
 
 
ESKİMEZ KELİMELER
 
SAHUR:  Ramazan ayında, oruç tutmak niyetiyle, seher vaktinde yenilen yemeğe sahur denir. Sahur, Arapça bir kelime olup, seher kelimesinden türemiştir. Sahurun son vaktine imsak denir. İmsak, yemenin içmenin kesildiği vakittir. Bundan 15-20 dakika sonra bu beyazlık ufukta yayılır ve sabah namazı da bu vakitte kılınır. Asırlardan beri Müslümanlar, iftar için gösterdikleri özeni, sahurda da göstermişlerdir. Yine eskiden ve hatta bugün bile, ramazanlarda sahur saatleri yaklaşınca, ramazan davulcuları davulu çalmaya başlarlar, hoş nağmelerle ramazan ve sahur mânileri söyleyerek köylerde ve mahallelerde uyuyanları kaldırırlardı.
Ramazanın başından on beşine kadar övücü ve “Hoş Geldin Yâ Ramazan!” diye başlayan mâniler söylenir, on beşinden sonraki mâniler, daha çok ramazandan ayrılışın üzüntüsünü “elveda” manileriyle dile getirirlerdi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.