Hastalık bitti mi sandık? -1-

A -
A +
Bu gidişle ne bu hastalığın biteceği var ne de bizim bu konuda yazı yazmamızın biteceği. Koca dünya karşısında, çaresiz kaldı. Bundan kurtulmanın yollarını arıyor. Hangi önlem alınırsa alınsın, hangi tedavi uygulanırsa uygulansın net bir sonuç yok. Veba, taun, İspanyol gribi, sığır vebası, deli dana hastalığı gibi birçok salgın çıkmış birçok insanın ölümüne sebep olmuş ama onlar bölgesel kalmıştı. Bu hastalık hepsinden farklı olarak hem bütün dünyaya çok çabuk yayıldı hem de en önemli özelliği olan sinsi bir şekilde insanlığı tehdit etmeye başladı. Eskiden insanlar bu kadar birbiriyle yakın değildi. Hastalıklar dar bölgede kalabiliyordu. Şimdi ise dünya küçüldü, insanlar birbiriyle iç içe oldu. Dolayısıyla hastalığın yayılması da çok hızlı oldu. Bir diğer sebep de başta ABD olmak üzere Brezilya ve İngiltere gibi bazı ülkeler başlangıçta hastalığı ciddiye almadılar. En büyük hataları bu oldu. Şimdiye kadar da en fazla kaybı bu ülkeler vermeye devam ediyor. Çoğu ülkelerde ise yaz döneminde başlayan gevşeme ve rahatlık nedeniyle vakalarda artış ve 2. dalganın başlaması oldu. Buna ülkemiz de dâhil olmaz inşallah. Ne yazık ki çok zor durumdayız… Dünyanın birçok ülkesine göre ülkemiz, başta devletimiz olmak üzere Sağlık Bakanı’mız, Sağlık Bakanlığımız ve bilhassa canlarını feda ederek hayatlarını ortaya koyup günlerce evine, eşine, çoluk çocuğuna hasret çalışan meslektaşlarımız yani sağlık çalışanlarının üstün gayretleri nedeniyle hastalığının hem ülkemize geç girmesi hem de kontrolü bakımından büyük bir başarı sağlandı. Nisan ve mayıs aylarında uygulanan sokağa çıkma yasağı ve diğer tedbirlere uyunca hastalık kontrol altına alınır gibi oldu. Ancak yasakların gevşetilmesi sonrası Sağlık Bakanı’mız olmak üzere yetkililerin onca uyarılarına rağmen kurallara riayet edilmemesi sonucu vakalar artmaya başladı. Millet olarak en büyük hatamız yasaklar kalkınca tedbirler biraz gevşetilince hastalığın tamamen bittiğini sandık, büyük bir rehavete kapıldık. Şimdi tekrar salgın günlerine geri mi döneceğiz? Yasaklar yeniden mi başlayacak? Aslan Torun     ŞİİR   DOSTLAR   Kollar darda kaldığında, Koşar haber saldığında. Kapı açar çaldığında, Hazırda NEFERDİR dostlar.   “Yardım et az” desen “bana”, Bunu minnet sayar cana. Derman gibi yarar sana, Feda olan SERDİR dostlar.   Yanlış yapmaz o yüz akın, Sana senden daha yakın, Yere düşürmekten sakın, Alnındaki TERDİR dostlar,   Kalsa bir gün darda başın, Odur ekmek, suyun, aşın, Gençsen ya da çoksa yaşın, Güç aldığın FERDİR dostlar.   Ömür boyu silmez atmaz, Vefa bilir küsmez satmaz. Diken değil güldür batmaz, Mert yürekli ERDİR dostlar.   Varsa derdin çoksa acın, Hem tesellin gam ilacın, Baş üstünde elmas tacın, Sığındığın YERDİR dostlar.   Seyfettin Karamızrak       UNUTULMAZ TARİHLER   YALTA KONFERANSI: İkinci Dünya Harbi yıllarında toplanan meşhur konferanslardan biridir. Kırım’da bulunan Yalta’da 4-11 Şubat 1945 tarihinde toplanılmıştır. Bu konferansa ABD Başkanı Franklin Delano Roosevelt, İngiliz Başbakanı Winston Churchill Rus lideri Mareşal Josef Stalin katılmıştır. Bu buluşmada, Almanya mağlup edildikten sonra, bu ülkenin geleceği konusu görüşüldü. Yalta Konferansında Almanya’nın kesin mağlubiyete uğratılıp, işgal edilmesi, Alman ordularının dağıtılması ve askerî sanayisinin yok edilmesi, savaş tazminatı alınması, savaş suçlularının cezalandırılması, Nazizm’in ortadan kaldırılması ve Berlin’de kurulacak olan Kontrol Komisyonunun ülkeyi idare etmesi kararlaştırıldı. Konferansta Birleşmiş Milletlerin (BM) kurulması ve BM’de oy verme meselesi de karara bağlandı. Yalta Konferansında Türkiye’yi ilgilendiren Boğazlar meselesi üzerinde de duruldu. Stalin, Boğazlarla ilgili yapılmış olan Montrö Sözleşmesi’nin değiştirilmesini istedi ancak bu isteğin ileriki toplantılarda görüşülmesine karar verildi. BM’ye girebilmek için 1 Mart 1945’ten önce Almanya’ya savaş ilan edilmesi ve BM beyannamesinin imzalanması şartı getirildi. Bu durumda Türkiye’de 23 Şubat 1945’te Almanya’ya harp ilan etti fakat eylem olarak savaşa girilmedi.  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.