Hastalık bitti mi sandık? -2-

A -
A +
Her zaman söylemişimdir, yine de söylüyorum. Bizim millet olarak her zaman yaptığımız iki büyük hata vardır. Bunlardan birisi şimdiye kadar başımıza gelen bunca felaketlerden ders almayışımız. Diğer hatamız da başımıza gelen onca felaketleri çabuk unutmamızdır. Oysa bu işin şakası yok. Bu hastalığın en büyük darbesi sinsi seyretmesidir. Dışarıda görüyoruz maske, mesafe, hijyen konusunda yaşlılar yine kurallara uyuyor ama gençler arasında maalesef işi ciddiye alan çok az. Yaşlılar yakalandığı zaman Allah korusun zaten kurtulması çok zor. Ama gençler “nasıl olsa ben gencim, ben hastalığa yakalansam da kolay atlatırım, bana bir şey olmaz” aldırmazlığı içerisinde oluyorlar. Ama eğer onlarda da hastalık olursa başta akciğerler olmak üzere birçok organlarda kalıcı hasar bırakabiliyor. Ayrıca immün sistemi güçsüz ise veya alerjik bir bünye ise genç de olsa ciddi rahatsızlık söz konusu olabiliyor. Dahası bir yaşlıya bulaştırıp onun hasta olmasına sebep olabiliyorlar. Onun içindir ki özellikle gençlerin bu konuda çok duyarlı olmaları gerekiyor. Şu an bile görünüyor ki dikkat eden, kurallara riayet eden ne yazık ki çok az. Şimdi ne acıdır ki yurdumuzun her tarafında vakalarda artış var. Kurban Bayramı'nda ve sonrasında düğünler, bayramlaşmalar, toplu tatil yapmalar, cenazeler, taziyeler, asker uğurlamaları ve de özellikle tatil yerleri ve sahillerde her şey eskiye döndü. Hatta bazı yerlerde kalabalıklar geçen yıllardan daha fazla olmaya başladı. Ben iki aydan beri Akçay’dayım. Görüyorum, sahil boyları ve deniz kenarları geçen yıldan daha çok insan dolu. Bayramda ve birkaç gün önce “Akçay kordonda çıkıp dolaşayım” diye evden çıktım. Kalabalığı görünce geri döndüm eve geldim. Bütün bunları görünce gözüm korktu ve iyice umutsuzluğa kapıldım. Eğer böyle giderse vakaların artması ve yasakların tekrar geri gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Biz elimizden geldiğince kurallara uymaya çalışıyoruz. Sonra dua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Allah milletimizi ve bütün dünyayı bu illetten kurtarsın. Aslan Torun     ŞİİR     DÖRT MEVSİM HİSLER   Nerede çağlayan, duru bir ırmak görsem İçimi kaplar, tarifsiz munis bir özlem Tam kıvrımı dönerken, dağın yamacında Eser yeller, akşamın yaşlanmış saçında   Dolup, boşalsa ülfetli gece sabaha Güneş sersin kanadını, erelim feraha Kimsesiz yollarda gölge bulsak bahara Güz yaprağı düşer, döner ihtiyara   Gözlerime zamansız uzanır bir deniz Tabiat, sarı saçlı açılmamış çeyiz Beklese yıldızlar gecenin kıyısında Şafak sökmez, hasretin bitmez sayısında   Alnıma düşen cemrenin her tanesi Sanki visalin beklenen, hevesli haresi Arzuyla içenler, nehirden birkaç yudum Sanırlar her mevsimde ayrı bir tohum   Sarmaşık dalları, sıcak bakarken yaza Gökyüzü, nazar eder al renkli kiraza Aniden havada uçan göçmen kuşlara Bakınca; yazlar, elemle akar kışlara…   Yusuf Bardak (Sinan)       UNUTULMAZ ESERLER   HACI HÜSREV MESCİDİ: Hacı Hüsrev Mescidi veya Ümmi-Han Hatun Mescidi de denir. Eyüp ilçesi Ayvansaray civarında Haliç surlarının kesiştiği noktada taşınarak inşa edilmiştir. Mescidin ilk yeri Eğrikapı dışında ve bu kapı ile Yâ Vedûd Türbesi arasında, Yenimahalle Sokağı ile Hacı Hüsrev Camii Sokağı'nın birleştiği yerde ve Hacı Hüsrev Sokağı'nın sağ köşesindeydi. Mescid, 1591 tarihinde Divan Kâtibi Hacı Hüsrev tarafından inşa ettirilmiş. Haliç Köprüsü ve çevre yolunun yapımı sırasında, birkaç sokak hariç, bütün bu semt, Abdülvedud Mahallesi, Tokmaktepe ve mezarlıkları ile beraber ortadan kalkmıştır. Camii, meyilli bir arazide yapıldığından fevkanidir. Yığma taştandır. Sağ tarafında, kapısı son cemaat yerine açılan ince tuğladan yapılmış minaresinin, yalnız gövdesi ve şerefesinin alt kısmı görülmektedir. Ahşap çatısı mabedin ve son cemaat yerinin üzerini örtmekte idi. Kitabesi yoktur. Haliç Köprüsü'nün altında kalan cami, 1996 yılında Ayvansaray Surlarının bittiği noktadaki Hazreti Ka'b Türbesi yanına nakledilmiş ve restore edilmiştir. Yeni yapılan caminin eski orijinal cami ile hiçbir mimari benzerliği yoktur. Tamamen yeni bir plan ile yapılmıştır. [dunyacamileri.blogspot.com]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.