Bu diziler kimi anlatıyor? -1-

A -
A +
Çocukluğumda, TRT’de oynayan “Bizimkiler” dizisi vardı hatırladığım. Herkes onu izlerdi. Peki şimdi nasıl? Şöyle televizyonlara bir bakın, her kanalda günde en az 2-3 dizinin oynadığını göreceksiniz. Bizim toplumumuzda, diziler hastalık hâlini almış. Hemen hemen her ailenin takip ettiği -haftada- en az 3-4 dizi var. Bir diziye başlayan, devamını merak ettiği için öbür haftayı sabırsızlıkla bekliyor. Ne acayip bir durum değil mi? Bu dizi furyasına, muhafazakâr kesimler de dâhil tabii ki. Yani elinde tespih, reklam arasında namaz kılan ninelerden tutun da “şu dizi başlamadan namazımızı” kılalım diyen dedelere kadar her kesimi kuşatmış diziler... Beni en çok acıtan husus ise televizyondaki dizilerin bizim yaşantımızı bırakın yansıtmasını, hayatımızla hiç alakasının olmaması… Hayır, bizim dünyamız değil bu anlatılanlar. Böyle olmasına rağmen izliyoruz, biz izledikçe de bitmiyor bu dizilerin önü arkası… Dizilerin hemen hemen hepsinin konusu aynı... Genelde hep gerçek zengin hayatıyla da alakası olmayan zengin konulu diziler… Dizideki oyuncular evine gittiğinde kapıyı hizmetçiler açıyor. Hangi birimizin eve gittiğinde kapısını hizmetçi açıyor söyler misiniz? Şoförleri ayrı, aşçıları ayrı… Hepsinin altında son model araba… Ne saçmadır ki aslında gerçek bir iş adamı asla böyle bir hayat yaşamaz… İş dünyası sadece toplantı, dosya, ihale gibi beylik laflardan ibaret değildir. Adı, iş adamı, adı zengin olan tiplemelerin işi gücü kadın kız peşinde aldatma entrika peşindedir dizilerde… Bir de dizide oynayan oyunculara dikkat edin. Tamamen görselliğe hitap eden, genellikle mankenlikten oyunculuğa geçen kadın oyuncuların suratlarında bir kilo makyaj, türlü renklerle boyalı saçlar, mini etekler, uzun topuklu ayakkabılar… Bayanların cinsel obje olarak kullanılmasına alışığız gerçi biz. Alışveriş mağazalarında, gazetelerde, dergilerde, reklamlarda, her yerde arz-ı endam eden, açık saçık giyinen bayanlar var hep. Mesela araba reklamlarına ve fuarlarına bakın, aynı durumu göreceksiniz. Peki, bizi anlatmayan bu diziler ne anlatıyor ya da ne var bu dizilerde?         İsmail Aybey-Manisa    
  ŞİİR         Yoksulluk Hırkası   Yoksulluk hırkası sırtımda benim, Bir garip anadan doğdum doğalı. Kıt yazmış yazımı rızkı verenim, Üç karış kundağa sığdım sığalı.   Garibim garipten seçildi yârim, Mahzun yavrularım yürekte nârım. Helâle talibim, harama körüm, Sabırla nefsimi boğdum boğalı.   Kiminin meyveli bahçesi bağı, Türlü nimet dolu eli kucağı, Hanemde gülümün tütmez ocağı, Dertleri başına yığdım yığalı.   Ne bahtıma küskün ne de dargınım. Baş üstüne Haktan gelse dar günüm. İcazî şükürle geçer her günüm, Secdeye eğilip yağdım yağalı.               Osman Ercan-Elazığ  
    ENTERESAN BİLGİLER   CAZGIR: Karakucak ve yağlı güreşlerde, pehlivanları önüne alarak dualar ve coşturucu sözlerle onları seyircilere tanıtan, durmadan konuşan çenesi kuvvetli kişiye verilen unvan… Cazgırlar, genellikle eski meşhur pehlivanlardandır. Güreş başlamadan önce vakur bir şekilde ağır ağır yürüyerek meydanın tam ortasına gelir. Müsabakaya katılacak bütün pehlivanları önüne dizerek adları, şanları, maharetleri yetenekli ve tehlikeli oyunlarını sayıp seyircilere tanıtır. Daha sonra güreşi başlatmak için iki pehlivanı yanına çağırır. Yönlerini kıbleye çevirtir. Elini her ikisinin sırtlarına vurarak rükûa varır gibi eğilip ellerini diz kapaklarına koymalarını söyler. İki pehlivanın arkasında duran cazgır, sağ elini sağdakinin sırtına, sol elini soldakinin sırtına sertçe vurur. Yaş ve kıdeme göre adlarını, memleketlerini, hangi müsabakalara katıldıklarını, meşhur oyunlarını söyler. Sonra coşturucu sözlerinin ardından dualar okuyup pehlivanları er meydanına salar. Davul ve zurna eşliğinde pehlivanlar güreşe başlar. Cazgırlara bazı yerlerde "peşrevci" de derler...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.