Tarih ilminin önemi -2-

A -
A +
Dün başladığım yazımda, tarihimizin önemine değinmiş Osmanlıda yaşanmış ibretlik bir olayı anlatarak bu öneme dikkat çekeceğimi ifade etmiştim.
Yıl 1657 yaz mevsimi. Venedik donanması Girit muhasarasından beri Ege’de, hatta Çanakkale açıklarında payitahttan Girit’e yardım gönderilmesini engelliyor. Bu çalkantılı dönemde de bir türlü o engel aşılıp yardım gönderilemiyordu. Ancak Sultan Dördüncü Mehmed döneminde sadarete gelen Köprülü Mehmed Paşa bu engeli aşıp Girit’e yardım göndermeyi başaracaktı...
On dokuz kalyon, on mavna ve otuz çektiri ile deryaya açıldı Osmanlı donanması. Sadrazam Çanakkale’ye gelince Anadolu yakasına karargâhını kurdu. Şimdi söyleyeceğim kısım önemli dikkatli okuyunuz. Boğazın Rumeli tarafındaki Soğanlıdere ile Anadolu tarafındaki Küçük Kepez mevkiine toplar kuruldu. Bu toplardan atılan gülleler düşman gemilerini hasara uğratmaya başladı. Fakat ilerleyen zamanda askerin ilgisizliğinden bir Osmanlı mavnası battı biri de düşman eline geçti...
Muharebe üç gün sürdü. Bu sırada Venedik Amirali Moçeniko kendi amiral gemisi ile bizzat Osmanlı baştardasını -Osmanlı donanmasında filo komutanlarının gemisidir-  zapt etmek üzere hücuma geçti. Osmanlı donanması müdafaadan aciz olduğundan sahildeki toplar sayesinde durabiliyordu. Bu arada Moçeniko da şiddetli top atışlarına maruz kalıyordu fakat isabet eden olmuyordu. Durum ciddiydi. Köprülü Mehmed Paşa bu durumu önlemeye çalışıyordu fakat nafile. İşte tam o anlar Venedik amiral gemisi Osmanlı baştardasını almak üzereyken sahildeki topların bulunduğu metrislerden Kara Mehmed (?) adındaki bir topçu tarafından atılan gülle düşman amiral baştardesının barut bölümüne isabet etti ve baştarda mahvoldu. Bu başarı Osmanlı askerine manevi güç vererek galibiyeti getirdi...
Bu hadise bana iki olayı hatırlattı. İlki: Hadisede çok net görülüyor ki düşman payitahta ne zaman gelmek istese önce Çanakkale Boğazı'nı geçmeye çalışıyor. Yine hadisede gayet açık ki zafer Boğaz'ın iki yanına yerleştirilen toplar sayesinde gelmiş...
        Mustafa Utku Kayakağınlı
 
 
ŞİİR
 
   Nereye yolculuk?
 
Bir kitaplık hüznün var.
Bahar bitti, güzün var.
Nereye yolculuk ey şair?
Yarınlara sözün var…
 
Açılmadık yaralarım derin.
Bana çocukluğumu geri verin.
Nereye yolculuk ey şair?
Selvi ağaçlarının altı serin…
 
Seni yıkayıp yuyacaklar.
Musalla taşına koyacaklar.
Nereye yolculuk ey şair?
Üç gün sonra unutacaklar.
 
Ömür dediğin, kuş misali,
Ah bunu bir anlasanız ahali,
Nereye yolculuk ey şair?
Göründü ölüm meleğin cemali?
 
               İbrahim Ormancı
 
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 

YEŞİLAY DERNEĞİ: 1919 yılında Şeyhülislâm İbrahim Efendi, Doktor Mazhar Osman ve arkadaşları önceleri gizli olarak “Alkol ve Uyuşturucu Maddelerle Mücadele” teşkilâtını kurdular. Daha sonra bu kurucular, merkezi İstanbul olmak üzere 5 Mart 1920’de “Hilâl-i Ahdar” (Yeşilay) adıyla cemiyeti resmen kurdular. Cemiyetin adı bir süre sonra Yeşil Hilâl, son bir değişiklikle de “Yeşilay” oldu. 1934 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla “Kamu yararına” diğer deyimiyle “Amme menfaatine hâdim” dernek arasına katıldı. 1946’da Millî Eğitim Bakanlığı okullara bir genelge göndererek toplumla ilgili çalışmalar arasında Yeşilay Kolunun bulunmasını mecbur etti. Yeşilay’ın Genel Merkezi İstanbul’da olmak üzere yurt sathında birçok şubesi ve temsilciliği vardır. 1924’ten bu yana sürekli olarak aylık Yeşilay adında bir dergi çıkarmakta iken günümüzde çocuklara yönelik dergi ve kitaplar da neşretmektedir. 1953’ten beri her yılın 1-8 Mart günleri arası Yeşilay Haftası olarak değerlendirilip, alkolizm ve uyuşturucuların zararları bütün yayın organlarıyla halka anlatılmaktadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.