Kendi hikâyenizde başrol olun

A -
A +
Kişinin konuşma şekli, kişiliğini insanlığını da belli eder derler ama bugün bu değer, sosyal medyada kitleleri peşinden koşturanlar; “kaç beğenisi var, kaç takipçisi var?” gibi değerlerle ölçülüyor. Elbette kalite bu değil, asla. Şayet böyle olsaydı bugün bu tür çok izlenen mecralardan bilim adamları, düşünürler çıkardı. Kendi entelektüelliğini ilan etmiş bu kişiler kendilerini dünyanın en özel kişisi olarak görürler, onlar ‘en’dir, bütün dünya sanki onlara bahşedilmiştir. Tektir, eşsizdir. Şiirse şiir, yazıysa yazı, eğitimse eğitim. Başkalarını takdir etmekten hoşlanmaz, ancak kendilerine gelen övgü sözlerini yorumlarda okumaktan büyük keyif alırlar. Çünkü onların hakkıdır(!) zaten bu. Birçoğumuzun kullandığı sosyal medya, artık kendimizi ifade edebildiğimiz tek yer olma yolunda hızla ilerliyor. Gerçek hayatta belli bir çevrenin bireyi olurken sosyal medyada çeşitli çevrelerin, kişiliklerin muhatabı olabiliyoruz. Kaldı ki çift kişilikli, narsist, kişilik bozukluğu olan kişilerle karşılaşma ihtimali çok yüksek. Onlara baktığımızda hemen tanıyamayız. Yüzleri, mimikleri yoktur. Ses tonları yoktur. Tıpkı bulundukları ortam gibi sanaldırlar. Ve bu sanal âlemle özdeşleşmiş, bütün dertlerini, iç huzursuzluklarını sizlerle paylaşırlar. Ancak bir farkla, hep haklı olan kendileridir. Karşı taraf daima suçludur. Kendileriyle barışık olmayan bu kişileri tanımak zor değil aslında, hemen şimdi bakın listenizdeki arkadaşlarınıza. Mutlaka birkaç tanesi sizde de vardır. Benim naçizane önerim; ruh sağlığınız için fazla zaman geçirmeyin sanal dünyada. Hiç değilse sizi üzecek kişileri takip etmeyin. Görmek istemediklerinizden uzak durun. Takipten çıkma, iyi ki böyle bir buton koymuşlar. Bunu kullanmaktan çekinmeyin. ‘Takipçisi çoksa bu iyidir’ düşüncesinden vazgeçin. Bu, algı operasyonundan başka bir şey değil. Birçok platformda takipçi sayısını arttırmak için para ödendiğini de biliyoruz. İçeriğini okumadığınız, neden söz ettiğini anlamadığınız insanların peşine, sırf kalabalıkta bir nokta olmak için katılmayın. Bırakın kalabalıkta bir figüran olmayı. Kendi hikâyenize başrol olun… Sağlıklı günler, mutlu haftalar dilerim...          Raife Akkanat       ŞİİR                 YAZDIM   
Gözlerimde bir düştü güzelliğin,
Oturdum düş diye sevdanı yazdım.
Kulaklarıma değdi de cümlelerin
Oturdum söz diye sevdanı yazdım.
 
Yüzündür çiçeklerin en güzeli,
Aşkın aşklar içinde en özeli,
Gözün gözümde eriyip gideli,
Oturdum hâr diye sevdanı yazdım.
 
Yokluğunla denk gelirim göz göze,
Otururum yokluğunla diz dize.
Başladım anlatmaya hece hece,
Oturdum gam diye sevdanı yazdım.
 
Aşka esir olmak ne yaman şeymiş.
Yol gösterir mi ki vuslata ermiş,
Meğer senin aşkın cihanda tekmiş,
Oturdum aşk diye sevdanı yazdım.
 
Daha yârin yüreğine varmadan,
Yolcu olduk göçtük ahir dünyadan.
Ayrı kaldım rayihana doymadan,
Oturdum dem diye sevdanı yazdım.
 
Kazandı mı dünyadan çekip giden?
Yoktur dünyada Furkan gibi seven.
Geçtim sevdanın ince köprüsünden,
Oturdum sel diye sevdanı yazdım.

   Furkan Dilekci-Gazi Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği
      UNUTULMAZ KELİMELER   BİLMUKABELE: Osmanlıca gramere göre yazılışı “bi-l-mukabele” şeklindeydi. Kökeni Arapça zarf (belirteç) kelime olup “karşılık olarak” anlamında kullanılmaktadır. Mukabele kelimesinde "ka" uzun okunur. 1. karşılık verme, karşılama. 2. karşı gelme. 3. birbiriyle karşılaştırma; karşılıklı yapılan okuma. 4. camilerde cemaate karşı hoca efendinin sesli Kur'ân-ı kerim okuması gibi anlamları vardır. “Bil” eki ise “ile” anlamında bir ön ektir. İkisi bir arada olunca “karşılık ile” gibi bir anlam çıkmakta olup halk arasında “karşılıklı olarak” diye kullanılmaktadır. “Bilmukabele ben de sizin bayramınızı tebrik ederim” örneğinde olduğu gibi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.