Niçin kitap okumalıyız?

A -
A +
Fahr-i kâinat (aleyhisselam) buyurdular ki: “Faydasız ilimden Allahü teâlâya sığınırım.” Buradan da öğreniyoruz ki ilmin faydalısı da var faydasızı da... Faydasız ilmi âlimlerimiz dünya ve ahirette işimize yaramayacak bilgiler olarak ifade ederler.
Başta okullarımızda olmak üzere birçok yerde hem de “çok kitap okumak” gerektiğinden bahsedilir de niçin kitap okumak gerektiği konusunda özellikle de gençlerimize yeterli bilgi verilmez. Oysa okuma konusunda seçici olunmaz ise faydadan çok zararlı bir durum ortaya çıkabilir. Okumak bizim medeniyetimizde evvela kişinin kendisini hak ve hakikatin gösterdiği istikamette geliştirmesi içindir. Çünkü “kendisine hayrı olmayanın başkasına hayrı olmaz” der büyüklerimiz.
Batıda kullanılan bir tabir vardır ama bunu maalesef Batı daha çok âdeta dünyayı sömürmek için kullanmıştır. Nedir o? “Bilgi güçtür.” Oysa bizde bilgi önce kendimize daha sonra ise genelde bütün insanlığın faydasına olacak işler ortaya konulabilmesi adına öğrenilir, öğretilir.
Kitap okumak hayatı daha iyi öğrenmemize, yanlışların doğruların neler olduğunun daha iyi anlaşılmasına, insani ilişkilerimizde meramımızı daha iyi anlatabilmemize, millî ve manevi değerlerimizin neler olduğunun öğrenilip onların başkalarına da anlatılmasında, özellikle beynelmilel (uluslararası) sahada kendimizi en iyi şekilde temsil edebilme noktasında çalışmalar yapabilmek konusunda okumanın katkısı tartışılmaz.
Şunun altını özellikle çizelim, bir şeyi ne kadar çok bilirsek bilelim okursak okuyalım uygulamadıktan sonra sadece kuru malumat sahibi olmaktan başka bir şeye yaramayacaktır. 
Hayatımızdaki belki de en büyük israfı hiç şüphesiz zaman israfıdır. Okuyacağımız faydalı kitaplarla geçecek zamanımız hem maddi hem manevi manada kazançlı olmamızı sağlayacaktır. İnsandaki bazı olumsuz davranış ve düşünceler faydalı kitaplar okundukça müspete olumluya dönüşecektir. Kitap okumak yani ilim, insanı mütevazı, alçakgönüllü yapar. Ancak tekrar etmekte fayda var mesele çok kitap okumak değil faydalı kitaplar okumak hatta gerekirse faydalı kitapları tekrar tekrar okumaktır. Bu bize çok şey kazandıracaktır. Unutmayalım ki seçkin okur seçerek okur...
      Ahmet Tunahan-Eğitimci
 
 
ŞİİR
 
 
     PİŞMANLIK MEKTUBU
 
Bir cenaze gidiyor, bize neler söylüyor.
Dinleyin bir, diyor, bize neler söylüyor.
Herkes beni biliyor, bize neler söylüyor.
   Beldenizin zengini, bilirsiniz bendeniz.
   Nefsim ile rengimi, bilirsiniz hepiniz.
 
Uzun ömür yaşadım, çok şeyleri başardım.
Hep en hızlı koşardım, debdebeyle yaşardım.
Rüzgârlarla coşardım, denizlerle taşardım.
   Uzun boylu, çalımlı, yakışıklı biriydim.
   Yürürdüm hep alımlı, biraz da kibirliydim.
 
Makamımda insanlar, saatlerce beklerdi.
Keserlerdi hayvanlar, birbirini yerlerdi.
Susardı konuşanlar, herkes beni dinlerdi.
   Hitabetim muhteşem, alkışlar sözlerime.
   Hiçbir şeye değişmem, bakmayın gözlerime.
 
Zengindim bilirsiniz, kapıya gelirdiniz.
Bir şeyler isterdiniz, eli boş giderdiniz.
Bir şeyler söylerdiniz, bahaneydi derdiniz.
   Böyle görür söylerdim, hiçbir şey de vermezdim.
   Tembel olmayın derdim, sizleri hiç sevmezdim.
 
Zaman geçti yaşlandım, elden ayaktan düştüm.
Sokaklarda taşlandım, dilden dudaktan düştüm.
Çocuklara haşlandım, yoldan konaktan düştüm.
   Pir-i nâtüvan (güçsüz ihtiyar) oldum, dil şikeste yoruldum.
   Anladım aciz kuldum, tam kalbimden vuruldum.
 
Ölünce okunacak, yazdığım bu satırlar.
Kimlere dokunacak, yazdığım bu satırlar.
Belki de çok olacak, yazdığım bu satırlar.
   Kiminiz benim gibi, kızacak bağıracak.
   Kiminiz tenim gibi, yanacak kızaracak.
 
Bankada hesaplarım, ölümden kurtarmadı.
Bakmadı evlatlarım, arayıp da sormadı.
Unuttu o dostlarım, sanki hiç yaşanmadı.
   Hatırlayan hiç yoktur, varlıkta dostlar çoktur.
   Yalnızlık yoksulluktur, yaşlılık yoksunluktur.
 
Duydunuz işte öldüm, hayatın sonu ölüm.
Yönüm ahrete döndüm, hayatın sonu ölüm.
Son demde çok süründüm, hayatın sonu ölüm.
   Üç beş kişi geldiler, namazımı kıldılar.
   Telkinimi verdiler, kabrime de koydular.
 
Şimdi herkes gidecek, kalırım tek başıma.
Melekler de gelecek, duracaklar karşıma.
Ruhum hesap verecek, girdim yüz on yaşına.
   “Neler yaptın yüz yılda, anlat bir bir” diyorlar.
   İnanın, her şeyin, hesabın soruyorlar.
 
Kabir hesabı başka, diğer hesap kıyamet
Sanmayın bunlar şaka, mizanda yok cesaret.
Sağlam olmazsa arka, sırat da var nihayet.
   Aklım başıma geldi, lakin iş işten geçti.
   Âlimler çok söyledi, ecel şerbeti içti.
 
Çok hatalar işledim, pişmanım ya İlahi.
Kararmıştı tüm kalbim, pişmanım ya İlahi.
Sevdiklerini sevdim, pişmanım ya İlahi.
   Son demimde çok şükür, pişmanlık nasip oldu.
   Kalbimden çıktı küfür, pişmanlık nasip oldu.
 
Şehadeti söylerim, şahit olun komşular.
İstiğfarı söylerim, şahit olun komşular.
Nedameti söylerim, şahit olun komşular.
   Ellerimi bağladım, gözlerim eşiktedir.
   Günahımdan ağladım, beklerim eşiktedir.
           
Helallik diliyorum, tanıdığım herkesten.
Şahitlik istiyorum, tanıdığım herkesten.
Hoşça kal gidiyorum, tanıdığım herkesten.
   Tekbiri söylüyorum, La ilahe illallah.
   Tekbiri söylüyorum, Muhammed Resulullah.
 
Ebu Fehim hayatın, öyle böyle geçecek.
Olsa da çok rahatın, zaten bir gün bitecek.
Ehl-i beyti seversen, Cennete götürecek.
   Eshab-ı kiramın da, hepsini çok severim.
   Kişi sevdiği iledir, dünya ahret bilirim.
                       Ebu Fehim
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.