Bilgi toplumu ve süreç yönteminin önemi -2-

A -
A +
Bu sosyal genetik kodlama sebebiyle bilgi ve iletişim toplumu içinde yaşanılan “Dijital Yalnızlık Çağı"nda Türk gençliği fikirden bilgi ve bilgiden ürün ve teknoloji üretmede Batı bilgi toplumuna kıyasla yetersiz kalıyor. Batı’da, robotik ve duygu ve sevgiden kopuk vahşi ve oportünist-ben merkezli bir nesil yetişmiş olsa da bu neslin küresel hükümranlıkta ve üretim toplumunda payı Doğu kuşağına karşı üstündür. Ahlaki ilke ve dinî bilimden soyutlayan Batı bireyselliği ve kuşatıcı teknolojisi karşısında Türklerin ve diğer Müslüman milletlerin geriliğindeki esas neden, bilimsel alt alan uzmanlıklarının ve bilim disiplininde süreç yönetimi ile AR-GE faaliyetlerini birleştirmekten uzak kalmalarıdır. Denetimsizliktir. Gelecek plan ve programsızlığı yaşamalarıdır. Bu bir zihniyet ve pratik yetersizliğidir. Yenilgiyi kabullenme ve edilgenliktir.
Önümüzdeki yüzyıla giderken dünyanın dengesindeki hasarlar nedeniyle “Mahrumiyet ve Masumiyet Çağına” girilme ihtimali yüksektir. Zalimlerin masumları suçlu ilan edeceği toplumsal çöküntüler başlayabilecek ve felaketler “insanın kendi eli ile yapıp ettiklerinin sonucu” olarak yıkımlarla sonuçlanacaktır. İnsanlık ülkeler ve hatta ırklar ve aileler savaşına maruz kalabilecektir. İnsanlığın barış içerisinde, nimet-külfet oranında eşitliği, ilahi adalet yönetimini başarabilecek çıkarsız siyasi oluşumu, hatta siyasetin ve partilileşme organizasyonu ile demokratik ortak yaşam modeli, gelecekte büyük felaketler ve yıkımlar sonrasında sorgulanır ve tartışılır hâle gelebilecektir.
İnsanlık için lider yetiştirmek büyük idealler olmaktan çıkabilecek, doğru ve yanlışı insana güvenmeyen modern üstü erkler, gelecekte elektronik duygu ve his okuyucularına ölçtürecek ve tarttıracaktır. İnsanın yargısı düşünce sezici cihazlara ve insanımsı robotlara havale edilecektir. Bilim ve ilim zihniyeti asla din ve ahlak dışı ilkeler değildir. Çünkü evrenin yönetimi büyük bir bağış ve sonsuz bir rahmet üzerine inşa edilmiştir. Bu inşanın temel direği ise adalettir.
          Cengiz Aslan/Araştırmacı
 
 
 
ŞİİR
 
            Bakışıklı!
 
At gözlüğü takıp bakma, âleme,
Başıboş görürsün, öyle bakarsan.
Nakşeylemiş Mevlâ levhi kaleme,
Ne de hoş görürsün, öyle bakarsan.
 
Çekirdekte gizler, koca çınarı,
Bir alırsın bine döndürür narı,
Kayalardan döker rahmet pınarı,
Sen bir taş görürsün, öyle bakarsan.
 
Yeşillenir yer görünce, baharı,
Binbir çiçek gezer, bal için arı,
Toprağın üstünü kaplayan 'kar’ı,
"Karakış" görürsün, öyle bakarsan.
 
Feraset olmalı, mümin bakışta,
Nazar-ı ibretle bakar her işte,
Rûz-i mahşere o gün varışta,
Elin boş görürsün, öyle bakarsan.
 
           Mustafa Özkahraman
 
 
 
TARİHTEN BİR YAPRAK
 
ŞEHİT KAMİL EFENDİ: Balkan Harbi fedaisi ve şehitlerindendir… Yaptığı hizmetle tarihe geçen, şehit düştüğü tepeye adını vererek unutulmazlar arasına giren Kâmil Efendi, aslen Bulgaristan’ın Lofça kasabasındandır. Dinine bağlı bir aileye mensup olan Kâmil Efendi, 93 Harbi diye tarihlere geçen 1876-1877 Rus Harbi sonrasında Anadolu’ya gelmiş ve Bursa’ya yerleşmiştir. Askerî okulları bitirerek subay olmuş Balkan Harbine katılmıştır. Edirne’nin düşmesi, Çatalca’ya kadar Bulgarların gelmesi sürecinde subay olarak büyük hizmetleri görülmüştür. İstanbul işgal olmaması için Çatalca yakınlarındaki köprünün tahrip edilmesi için bir arkadaşıyla beraber bu kutsal vazifeye gönüllü talip oldu. Tahrip kalıpları ile köprüyü havaya uçurdu ve bu esnada arkadaşıyla birlikte şehit oldu. Hadımköy-Yassıören yolunun Akpınar mevkiinde, yolun sol tarafındaki bir tepe üzerine gömüldü. Bu tepe haritalarda da Şehit Kâmil Tepesi olarak geçmektedir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.