Yöneticilik nasıl bir şeydir?

A -
A +
Bu tür konularda verilen örneklere bir baktık mı? Genelde yapılan tanımlamalar, yöntemler nedense hep yabancı kaynaklardan yapılmaktadır.
Niye? Çünkü bu konuda bizdeki uzmanlar(!) konularıyla ilgili kendinden pek kaynak bulamaz. Çünkü araştırmayı düşünmez. Ya da gerek duymaz.
Polemik yapmak, bildiklerini satmak daha kolay ve keyifli olur.
Nasıl olsa önünde kopya çekebileceği yabancı örnekler de vardır. Ama ne acıdır ki yabancıların verdiği örnekler de bize pek uymaz.
Batılı araştırmacılar kendi ülkelerinin şartlarına göre, başarılı bir yöneticinin nasıl davranması gerektiğini, nelere dikkat etmesi, neleri görmezden gelmesi neleri affetmemesi vb. gibi kriterleri dile getirmeye çalışmışlar. Hani son zamanların popüler söylemi ile “ekip çalışması”, “takım çalışması” sözleriyle başarıya ulaşmayı hedeflemişler. Peki amaç ne burada? 
Çalışanları motive etmek, sanki onlar olmazsa o başarı sağlanamaz gibi davranmak. Ki bu tamamen kandırmacadır. Aldatmacadır ve esasında çalışanı psikolojik olarak kullanmak ve istismar etmektir.
Ne demektir ekip ruhu? Başta gerçek anlamda lider olmayınca hangi ekip, ekip olarak başarıya ulaşabilmiştir? Var mıdır bunun bir örneği?
Yoktur… Bizim atasözlerimize bu anlamda bir bakalım mı? Derler ki: “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.”, “Baş başa bağlı baş da padişaha”, “Akılsız başın cezasını sefil taban çeker”, “At, sahibine göre kişner...”
Dolayısıyla atalarımız bu konuyu temelden çözmüştür. Hayatta bunun örneklerini de görürüz… Bu konuyu bir sınıfta öğretmene örnek verebileceğiniz gibi bir ailede de aile reisine rahatlıkla örnek verebilirsiniz. Bir öğretmen vardır çocuklar alay eder, bir öğretmen vardır iki ayrı okuldaki iki ayrı öğrenciler o öldüğünde cenazesine gidip ağlarlar.
Yönetici, kendisinin ne kadar yetersiz olduğunu veya olmadığını sorumlu olduğu kişilerin performansına bakarak değerlendirmelidir. Önemli olan sorunu teşhis etmektir. Çözümü kolaydır.
Yeter ki yöneticilerimiz kendini bu açıdan bir teste tabi tutsunlar. Ben yeterli miyim yetersiz miyim? Kendi kendilerine vicdani bir karar versinler.
 “Kişi kendini bilmek kadar irfan olmaz” demişlerdir.
           Uzm. Psikolog Erdinç Üstündağ-Almanya
 
 
ŞİİR
 
     CAN DÜŞTÜ CANAN DÜŞTÜ
 
Karanlık gecelerde, yâdıma sevdan düştü,
Tarifsiz hecelerde, bahtıma duan düştü.
 
Çok koştum çok yoruldum, taştım taştım duruldum.
Sol yanımdan vuruldum, can düştü canan düştü.
 
Doğrandım dilim dilim, kim ne bilecek gülüm?
Sahipsiz kaldı elim, bilsen ne yaman düştü.
 
Uçarken kanat kanat, fırtınalara inat
Bu kaçıncı serenat, yüreğim bican düştü.
 
Göğsümü gere gere, çıktığım son sefere
Yalın kılıç erlere, şeref düştü, şan düştü
 
Sür atını dörtnala, ne kaldı ki menzile
Destanlar gelsin dile, haritama kan düştü
 
Ne olur durma geri, koşar adım ileri
İnletelim her yeri, er düştü, meydan düştü
 
Çaresiz kaldım medet, demeden önce Fikret
Yetişir bir gün elbet, aklıma Rahman düştü
 
             İdris İspiroğlu
 
 
 
 
SAĞLIK OLSUN
 
Derideki kırışıklık
 
Derideki kırışıklıkların yaşlanmayla elbette alakası vardır. Ancak 40’lı 50’li yaşlardan önce oluşan kırışıklıkların sebebi yaşlanmadan öte dengeli ve sağlıklı beslenmeyle alakalıdır. Kimi ailelerde anneanne babaannelerin yüzleri pırıl pırıldır. Bu tür ailelerin çocukları da eğer, onların yaşadığı gibi bir hayat sürerse mümkündür ki onlar gibi cilde sahip olacaklardır. Ancak bir insan, eğer; *Güneş ışığına karşı gerektiği kadar cildini koruyamamışsa, *Sigara içiyorsa, *Güzelliğin bir parçası diye lanse edilen makyaj malzemelerini aşırı kullanıyorsa, *Kozmetik ürünlere dönük rastgele kişisel bakım uygulaması yapıyorsa, *Rastgele bir rejim uyguluyorsa, bütün bunlar derinin o muhteşem yapısını bozmaya ve onu deforme etmeye yönelik uygulamalardan bazılarıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.