Sabır, inananlara güvenilir bir karakter kazandırır

A -
A +
Gelmiş geçmiş tüm elçiler gönderildikleri kavimlere şu sözü söylemişlerdir: ''Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.'' (Şuara Suresi, 143) Elçilerin kendilerini öncelikli olarak bu özellikleriyle tanıtmaları güvenilir olmanın insanlar için ne kadar önemli bir vasıf olduğunu bilmelerinden kaynaklanmaktadır. Elçilerin bu özelliğini diğer müminlerde de görmek mümkündür. Çünkü Kur'ân'ın getirdiği üstün ahlak ve sabır anlayışı, müminlere güvenilir olmanın gerektirdiği tüm özellikleri kazandırır. Sabır gösterebilen insanlar, aynı zamanda da akıllı, doğru sözlü, dürüst, adil, itidalli, kinden, öfkeden ve yalandan uzak, dengeli bir karakter gösterirler. Ne zaman ne yapacakları, hangi olaylara karşı nasıl tepkiler verecekleri bellidir. İman etmeyen insanlar karşılaştıkları olaylarda hiç beklenmedik, şaşırtıcı, tedirgin edici tepkiler gösterip, umulmadık bir karaktere bürünürlerken, müminler asla böyle bir tavra girmezler. Güvenilirliklerinin bir sebebi de budur. En önemlisi de, her konuda sabır gösterebildikleri için bu güzel özelliklerini sürdürmede de hayatlarının sonuna kadar kararlı davranırlar. Dünyevi çıkarlar uğruna Allah'ın hoşnut olacağı ahlaktan taviz vermezler. Tüm bu vasıfları hem bir arada hem de süreklilikle yaşamaları, müminleri insanlar arasında en güvenilir kimseler hâline getirir. Sabır, insana neşeli ve huzurlu bir karakter kazandırır... Allah'a iman etmeyen insanlar için üzülmek, sıkılmak veya huzursuz olmak son derece olağan olaylardır. Çünkü bu insanlar, Allah'ın canlı cansız her varlığın hâkimi olduğunu, tüm olayları bir hikmet üzerine yarattığını ve dilediği an kullarının dualarına dilediği şekilde cevap verebileceğini, her şeyi hâkimiyeti altında tuttuğunu düşünmezler. Bu nedenle de dış görünüşte ters giden ya da aksilik gibi görünen bir olay olduğunda hemen ümitsizliğe ve sıkıntıya kapılırlar...       ŞİİR                       Ayasofya’da bayram   Ayasofya'da bayram var, şehr-i İstanbul'da bayram var Bayramı Ayasofya'da yaşamak var, Ayasofya'da şen olmak var   Oturup ulu mihrabın gölgesine, Feth-i mübini seyre dalmak var Alnını secdeye koyup Fatih’le, Kızılelma’ya kavuşmak var   Hıçkıra hıçkıra ağlayıp durmadan, önderler önderine layık olmak var Bayram var bayram var, Ayasofya'da bayram çocuğu olmak var   Neşeni saklı tut incitme, Kudüs'te incinenler üzülenler var Bayram olmak bayram olmak, Kudüs'te, El-Aksa'da bayram olmak var   Ayasofya, kırdın zincirini hamdolsun, sırada Kudüs, Mescid-i Aksa var Bayram neşe bayramda şen olmak var, Kudüs'te bir 'Burak' olmak var   Ayasofya, imrenir sana ‘Kudüs’, der, hür ve şen olmak var Sen Ayasofya umudun ziyasısın, Ayasofya bayramda Aksa’yla olmak var   Mahyaların karanlığı delip geçer, minarende, aleminde hilal olmak var Ayasofya ne hoş sende bayram, sıra onda, bayramda orda olmak var!                            Mustafa Utku Kayakağınlı       ESKİMEZ KELİMELER   SİTÂYİŞ: Farsça kökenli bir isim olup; övme, övüş anlamındadır. SİYER: Arapça sîret kelimesinin çoğuludur. 1. Ahlâk ve yüksek özellikler anlamındadır. 2. Sevgili Peygamberimizin hayatını anlatan ilimin adı ve bu alanda yazılmış kitap anlamındadır. SÛ-İ ZAN: Kişiler hakkında fena, kötü sanış, ön yargı, niyet okuma anlamındadır. SÛRET: Arapça kökenli bir kelime olup 1. Biçim, görünüş, kılık. 2. Tarz, yol, gidiş. 3. Bir kopyası, bir nüshası gibi anlamlara gelir. SÜCÛD: Secde etme, namazda alnı, el ayalarını, dizleri ve ayak parmaklarını yere getirerek alınan vaziyet. Namazın içindeki şartlarından biridir. ACÂİB: Arapça acibe kelimesinin çoğuludur. Çok tuhaf şey, anlaşılmaz gibi anlamlara gelir. AFÂK: Ufuk kelimesinin çoğuludur. Ufuklar, gök kenarları, gökle yerin birleşir gibi göründüğü yerler anlamındadır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.