Böyle bir terapiye kim hayır diyebilir?

Hepimizin hayatında sevinç, üzüntü, stres, kaygı, duygu ve düşüncelerimiz farklıdır. Tek ortak yönümüz ise yaşamış olduğumuz, mutluluk ve hüzün duygumuzdur.

Terapi deyince ilk akla gelen nedir? Psikiyatr terapileridir. Peki bunu kendi kendimize yapabilir miyiz? Elbette kendi kendimizin doktoru olabiliriz. Günümüz şartlarında özellikle de büyük şehirlerde yaşayan çoğumuz uzmanından terapi alma gereği duyarız. Önceliğimiz de tıp dalıdır. Bunun yanı sıra Alternatif tıp da eklenebilir.

Yaşadığımız bölgeye ve şartlara göre bu imkâna sahip olmayanlar da var.  Peki kendimizi ruhen iyileştirmek için kendimize nasıl terapi seansı uygulayabiliriz? 

Gelin bu ilk adımı birlikte deneyelim. İlk olarak sabah uyandığımızda şükür ve dua ederek başlayalım.  

Bulunduğumuz yerin havalanması ve içeri oksijenin girmesini sağlayalım. Burundan derin nefesler alıp ağızdan vererek nefes terapisiyle yapabiliriz. Sonrasında vücuttan negatif enerjiyi atmak için abdest alıp temiz kıyafetler giyinerek, bulunduğumuz yeri temizlemek, çekmece ve raflarda düzen oluşturalım. Temiz bir çevre insana mutluluk ve huzur verir.

Sevgili Peygamberimiz, sevinince toprağa, üzülünce göğe bakarmış. Yerde tevazu gökte ferahlık vardır çünkü. Gökyüzüne bakarak havanın, derinliği ve genişliği bulutların narinliği ruhumuza ilaç gibi gelecektir.

Düzenli yapılan yürüyüşlerin de beden ve ruh sağlığına olumlu etkileri olduğu biliniyor. Vücutta kan dolaşımına iyi gelen yürüyüş kalp-damar ve beyin-damar hastalıkları ile ilgili de riskleri azaltıyor. Ayrıca günlük stres oranını düşürüyor ve yaşlanma sürecini de geciktirebiliyor.

Yaşamış olduğumuz bizi üzen negatif duyguya uğratan her ne varsa bu düşünce ve sıkıntılarımıza çözüm odaklı olup üstesinden gelebileceğimizi bilmemiz gerekir. Geçmişte yaşamış olduğumuz olumsuzluklara takılı kalmadan, sadece bu olumsuzluklardan ders almak, bizi sonraki yaşayacağımız olumsuzluklardan korumuş olur.

Kendimiz için yapacağımız bu tür ufak dokunuşlarla hem beden hem de ruh sağlığımızı kendimiz dengeleyebiliriz.

 

 

 

 

 

Doğruyu bırakıp yanlış yollarda

Eğer gezeceksen benden uzak dur.

Sana açık olan garip gönlümü

Eğer üzeceksen benden uzak dur.

 

Her zaman kulak ver gelen çağrıya.

Saygı duy bedene giren ağrıya,

Sana söylediğim binbir doğruya,

Eğer kızacaksan benden uzak dur.

 

Hayatla süslüdür dünyanın dışı.

Baharı güzeldir başkadır kışı,

Kurduğum hayali gördüğüm düşü,

Eğer bozacaksan benden uzak dur.

 

Bir ömür geçer mi böyle şişede?

Akıl ki kaybolmuş sonsuz neşede

Mey ile sulanıp tenha köşede,

Eğer sızacaksan benden uzak dur.

 

Dünyaya gelirken buldum cismimi.

Gören her canlıya sundum resmimi.

Tarihe not düştüm kendi ismimi,

Eğer çizeceksen benden uzak dur.

 

 

 

 

 

 

TURGUT REİS: Büyük Türk denizcilerimizden Turgut Reis, 23 Haziran 1565’te şehit düşmüştü. Barbaros Hayrettin Paşa’nın yanında yetişen ve onun güvendiği reislerden olan Turgut Reis, Preveze Savaşı’na katılmış, orada da başarı göstermiştir. Bir seferinde Turgut Reis, 8 gemilik filosuyla Cerbe Adası’nın limanında büyük bir düşman filosu tarafından sarılmıştı. Kuşatma, uzun sürdü. Düşman kaptan gemisinin gözcülerinin bütün dikkati, Turgut Reis’in gemisinden çekilecek beyaz bayrağa çevrilmişti. Turgut Reis ise Cerbe’de akan ırmakla liman arasına kanal açmayı denedi. Kısa zamanda kanalı açıp gemilerini kurtarıp Akdeniz’e yelken açtılar. Turgut Reis’in başka yerlerde yaptıkları baskınları duyunca ancak iş anlaşılabildi. Turgut Reis, 21 Ağustos 1531’de Trablusgarp’ı (Libya) fethetti. Uzun yıllar orada Beylerbeyi olarak kaldı. 80 yaşında, Malta seferinde cenk ederken şehit oldu.