Mevlâna’dan bir öğüt

A -
A +
“Şefkat ve merhamette güneş gibi ol” der Hazreti Mevlâna bir mısraında… Peki, niçin güneş gibi olmayı öğütler? Biraz kafa yoralım isterseniz… Güneş aslında ısı ve ışık kaynağımızdır. Kendi enerjisini kendi içinde üreten orta büyüklükte sarı bir yıldızdır. Diğer yıldızlardan tek farkı hemen yanı başımızda olmasıdır… Peki Güneşsiz bir Dünya düşünebilir miyiz? İşte buna “evet” diyemeyiz… Çünkü mevsimler onunla olmakta... Baharda yapraklar onun sayesinde açmakta, kışın bembeyaz kar onun sayesinde yeryüzünü donatmakta. Kısaca kâinattaki canlılık onun sayesinde olmakta.   O doğduğunda bütün ışıklar anlamsızlaşır... O battığında hiçbir ışık onun yerini alamaz. O, dünyaya göre yörüngesinden bir santim fazla uzaklaşsa yeryüzü donup buz keserken, bir santim fazla yaklaşsa yanar kül oluruz... Güneş ki dosta da düşmana da canlıya da cansıza da aynı derecede ısı ve ışık verir. Siz ona ister öfkelenin ister bağırıp çağırın, o yine her sabah size ufuktan gülümser... Yazın sizi terletse de nebatata bütün sebzelere meyvelere, bitkilere ağaçlara can verir... Kışın sizi dondursa da atmosferi mikroplardan arındırır, yeryüzünü suya kandırır, baharda suya hasret topraklara can verir. O bu iyiliğini bütün dünyaya yayar... Bütün dünyayı sayılamayacak kadar faydasıyla kuşatır... Dünyaya hayat veren Güneş ne enteresandır ki, yüce Allah tarafından Dünya için bir nimet kılınmıştır... Güneşin girmediği yer, uğramadığı mahal olamaz... Işığı da ısısı da faydası da herkesi kuşatmıştır... Şefkat ve merhamet... Birbiriyle iç içe, birbirine en çok yakışan iki kelimedir. Peki bu iki haslette bu iki özellikte Güneş gibi olmak ne demektir? Onun herkese gösterdiği ısı ve ışık gibi senin de herkese şefkat ve merhamet göstermen ve kimseyi ayırt etmemen gerektiğidir… Bu işin ne kadar önemli ve ne kadar herkese sunmak gerektiğini anlatmak için mükemmel bir benzetme değil midir? Siz hiç bütün insanların tek tek şefkatli ve merhametli olduğu bir dünya hayal ettiniz mi? Efe Atilla Kağan       ŞİİR     Aile saadeti   Namus emaneti, karı kocanın cenneti,    Evlilik saadeti, iki cihanın nimeti Zevç ve zevcenin himmeti, biçilmez kıymeti Sadakat senedi, işte dünyanın ziyneti…   Aile korunmalı, edeple donanmalı Eşler birbirlerine şık görünmeli Gayrıya normal, vakur hem ciddi olunmalı, Lisanı hâlle Müslüman gibi görünmeli.   Kimler neler yazdı her biri bir düzmece, Bizlere okuttular bunları hece hece. Ailede mutluluk bu dediler sinsice Aile içi şiddet sürdü gitti vahşice…   Ayrılıklar çoğaldı, eşler evden atıldı. O masum sabilerin hayalleri yıkıldı. Özler gitti keyfine, çocuk üveye kaldı. Şefkatsiz ve sevgisiz bir hayata atıldı.   Anne baba, evlatlar Allah’ın emaneti.  Herkes bilir, onlardır yuvanın bereketi. Sağlam olursa nesil, yüceltir memleketi Garip Orhan, nikâhtır her asrın kerameti.   Orhan Yavuz Ejder – Akhisar – Manisa       GÜZEL YURDUMUZ   MALATYA – KULUNCAK: 1972 yılında belde ve 20 Mayıs 1990 tarihinde ilçe statüsünü almıştır. Merkez bucağına bağlı 21 köyü vardır. İlçe toprakları orta yükseklikteki engebeli düzlüklerden meydana gelir. Başlıca akarsuyu Tohma Çayı’dır. Doğusunda Leylek Dağı yer alır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, nohut ve patates, üzüm ve kayısıdır. Sulanabilen arazide sebze ve meyve yetiştirilir. Yüksek kesimlerde küçükbaş besiciliği yapılır. Dağlık kesimlerde arıcılık da vardır. Dokumacılık da yaygındır. İplik, dokuma ve hazır giyim atölyeleri başlıca sanayi kuruluşlarıdır. İlçe merkezi Tohma Çayı vadisinde yer alır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.