Isırarak yemeyi unuttuk mu?

A -
A +
Genç bir diş hekimi arkadaşımız anlattı. “Yedi yıl kadar çalıştım Anadolu’da. Oradaki insanlar medyayla sağlık programlarıyla İstanbul’dakiler kadar ilgili değil. Sabahtan akşama kadar koşuşturma içindeler. Ama dişleriyle ilgili İstanbul’daki hastalarımız gibi sorunlara pek rastlamadım orada. İstanbul’da üç yıldır çalışıyorum. Burada karşılaştığım en önemli sorun hastaların yumuşak gıda tüketiyor olması… Fast food tüketiminin çok fazla olması… Meyve suyu gibi gazlı içeceklerin aşırı tüketiliyor olması… Bir de bunlara ilaveten stres ve sıkıntının sabahtan akşama kadar yanı başımızda olması… Bu durum hastalarımızın diş sağlığına yansıyor. İnsanların yaratılışa göre ısırarak yeme alışkanlığı olması lazım. Elma havuç armut ayva gibi meyveleri ısırarak yemek lazım… Çünkü bu tür sert sulu gıdalar hem dişlere masaj yapıyor hem lifli gıdalar olduğu için makro düzeyde bir temizlik sağlıyor. Poğaça, kek, tost vb. yumuşak gıdalar ise dişlerde ara yüzeye yapışıyor. Onları çıkarmak için normal diş temizliği yetmiyor. Artı temizlik gerekiyor. Hasta bir dakika içinde dişini temizliyor ve ağzını temizlediğini zannediyor. Hayır mümkün olmuyor. Ama havuç gibi elma gibi beslenmeler hem mekanik temizliğe katkı sağlıyor hem ağız içindeki asit fazlalığını dengelemeye yardımcı oluyor. Ağız içini sulandırıyor, tükürük salgısını artırıyor. Ağız Ph’ını dengeliyor. Ama yumuşak gıdalar ve gazlı içecekler fark edilmese de ağız asidini çok artırıyor ve dişlerde çok aşınmalara sebep oluyor”
Dönüp dolaşıp Anadolu mutfağımızın vazgeçilmezliğine geliyoruz… Anadolu insanı havuç suyunu içmiyor havucu çiğniyor… Elma suyunu içmiyor elmayı çatır çutur ısırarak yiyor… Gazlı içecek ile serinlemiyor lıkır lıkır ayran içiyor… Sabahları poğaça ile geçiştirmiyor tarhana çorbası içiyor… Akşamı toplu taşıma araçlarında veya duraklardaki büfelerde ayaküstü geçiştirmiyor evinde mis gibi tencere yemeği yiyor… Stresli bir hayattan uzak temiz hava temiz gıda temiz su ortamında yaşadığı için de ne baş ağrısı çekiyor, ne kas ağrısı; ne dişlerini sıkıyor…
Hakan Sağıroğlu - Konya
 
 
 
ŞİİR
 
 
Güzel yurdumuz
 
Türkiye’m yedi bölge, yedisi de çok güzel
Karadeniz’in yeri, bendenizde çok özel
 
İç Anadolu dolu, başkentimiz orada,
Kanunlar hazırlanır Meclis’te Ankara’da.
 
Efeler zeybek oynar, üzüm toplar kızları
Yere indi sanırsın, gökteki yıldızları
 
Türkiye’m sanayisi, Marmara’dan sorulur
Turizm tesisleri, Akdeniz’de bulunur
 
Akdeniz Karadeniz, Güneydoğu, Doğumuz
Kardeşiz, Anadolu varımız ve yoğumuz…
 
Fındığın başkentidir, kirazın anayurdu
İki gönüllü alay Giresun’da kuruldu
 
Yedi bölge tek yumruk, tek gövde tek başız biz
Süleyman’ın sevinci, inanan gardaşız biz.
 
Süleyman Usta- Espiye – Giresun
 
 
 
KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST
(Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür)
 
 
“Evliyaların hayatlarına bakın, o âlimlerin hayatlarına bakın, ne göreceksiniz? Aşırı bir tevazu… Yani, insanların karşısında insan olduğuna utanan ve onların yanında hiç olduklarına mutlak inanan, çok alçak gönüllü insanlar. Ama beş yüz seneden beri yaşıyorlar, altı yüz seneden beri yaşıyorlar, bin seneden beri yaşıyorlar, kitaplarda isimleri geçiyor, onların hayatlarını okuyoruz. Camilerin kapılarına yazmışlar, edep yahu diye… Saygı ve edep, bizim milletimizin asaletinde vardır. Yapımız itibarıyla biz, çok saygılı ve edepli insanlarız.”
Isırarak yemeyi unuttuk mu?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.