Seul'e de sıçradı

A -
A +

İran meselesi için Amerika, Seul'de bir konferans düşünüyor. İran, Orta Doğu'dadır. Güney Kore'nin merkezi Seul ise tam Uzak Doğu'da. 26-27 Mart'ta Başkan Obama, Seul'de bulunmayı tasarlıyor.. Burada birçok devlet ve hükûmet başkanı ile nükleer güvenlik ve İran meselesini görüşecek: Türkiye'yi Tayyip Erdoğan'ın temsil etmesi bile bahis konusu. Yahut dışişleri bakanımız yalnız gidecek. Zira İran, gene Hürmüz Boğazı'nı mayınlamaktan bahsedince, Körfez petrolü ile muazzam sanayilerini ayakta tutan Çin, Japonya ve Güney Kore telâşlandı. Diğer Uzak Doğu devletleri, hattâ Kuzey Kore bile endişelendi. Petrolün birden ikiye, hattâ üçe fiyat katladığı bir dünya krizini düşünmek bile korku verici olabilir. Seul zirvesi, bir ABD projesi, Washington, Başkan'ı Uzak Doğu'ya göndermekle dünyayı uyarmak, İran'ın nükleer projesine karşı ikaz etmek istiyor. Ama ister misiniz ki Tahran, bu konferansı kendi lehine çevirsin? Amerika'yı dünyaya şikâyet ediyor duruma soksun? Artık geçtiğimiz yıllarda, hattâ aylardaki gibi İran'ın nükleer faaliyetlerini uluslararası atom komisyonunun kontrolünden bahsedilmiyor. Bahse konu şimdi, İran'ın nükleer silâhlar yapıp yapamayacağıdır. Yarın kaç atom bombası yapabileceğini müzakere şekline de dönüşebilir. Bütün bunlar, Amerika'nın Irak ve Afganistan'daki yanlış politikasından kaynaklandı. Bu iki çok uluslu devleti derleyip toparlayamayan Amerika, parçalamayı doğru politika sandı. Rakipler birbirini yesin, Amerika hegemonyasını rahatça sürdürsün politikası yanlıştı. Washington, Saddam'ın Kuveyt'te yaptığı vahşete karşı, insanlığın temel eserlerini sergileyen Bağdad Müzesi'ni yağmalatmak gibi akıl dışı bir eylemle ikinci Irak savaşını başlattı. Şimdi İran'ın atom bombası ve süper füzeleri konusu, dünya sanayiini ayakta tutan Körfez petrolünün Amerika tarafından dağıtılmasının münakaşasına doğru renk değiştirdi. Çin, sonra konuşmak için şimdilik ses çıkarmıyor. Japonya, daha da sessiz. Zira o da konuşmaya başlarsa, konunun daha içinden çıkılamaz hâle geleceği endişesinde. Seul konferansı gerçekleştiği takdirde Amerika ne yapacak göreceğiz. Zira Birleşmiş Milletler Atom Enerjisi görevlilerini İran, hakaret ederek Tahran'dan kovdu. Bu konferans, Obama'nın tekrar seçilebilmesi meselesini bile şimdiden aydınlatabilecek potansiyel gücündedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.