Kılıçdaroğlu’na değil, kendinize ayar yapın

A -
A +
O kadar yazıp çiziyoruz ama, belli ki birileri iyi niyetini korumaya çalışıyor.
Sınıra Mehmetçiğe desteğe gittikleri için CHP liderinin hedefi olan sanatçılar, “Bu size ve CHP’ye yakışmıyor” naifliğiyle cevap vermeye çalışıyor.
Sanıyorlar ki, Kılıçdaroğlu bu üsluptan anlayacak ve hatasını düzeltecek.
Çok beklersiniz…
               ***
Aksine ne dedi;
“Az bile söyledim…”
Bununla da kalmadı…
Yardımcısı Öztürk Yılmaz’ı, 52 kişinin katliam emrini veren Selahattin Demirtaş’a aynı gün kendisinin gönderdiğini, hatta selam yolladığını anlattı.
Bunun özeti şudur;
Siz PKK/PYD’yi Afrin’den silip süpüren Mehmetçiğe destek için giderseniz size her türlü hakareti ederim.
Buna karşın PKK/PYD’nin Türkiye’deki siyasi kollarından Demirtaş’a yardımcımı gönderip, sahip çıkmayı da normal karşılarım.
Var mı ötesi?
               ***
Meydan okumaysa, meydan okuma…
İlk defa mı yapıyor sanki…
Tavsiyem; Kılıçdaroğlu’nu değil, bakış açınızı düzeltin…
Bu CHP, bildiğiniz CHP değil…
Artık kabullenin…
 
 
 
****************
 
Seçim hilesi iddiasından vaz mı geçti?
 
Kemal Bey, alışık olmadığımız bir karakter…
Bir siyasi liderden beklenen normal davranışlar hiç ona göre değil…
Ben teşhisi bulamadım ama, o geçen sene İngiliz The Times’a tarifini yaptı…
“Özgür bir ruhum olduğu için benimle baş edemiyorlar” dedi.
Bu tanım tam oturuyor mu, pek emin olamadım.
Özgür değil, ‘tutsak’ daha mantıklı gibi...
Orada bir şey daha söyledi;
“Bundan sonra daha fazla sokak protestosu düzenleyeceğiz.”
İşte buna hiç şüphem yok…
               ***
Geçenlerde Kemal Beyin 16 Nisan referandumu sonrası, örgütünü (onlar ‘teşkilat’ yerine genellikle bu kelimeyi kullanmayı tercih ediyor) sokağa dökemediği için çok öfkeli olduğunu…
2019 seçimleri için yine “oylarımızı çaldılar” yalanıyla sokakları karıştıracak isimlerle ‘örgütü’nü domine etmeye çalıştığını yazmıştım.
Çok geçmedi…
Planı deşifre olan Beyefendi, “Kimse oylarımız çalınacak demesin” talimatı vermiş.
               ***
Hissiyatımı paylaşayım…
Seçim finalinde bu açıklamayı kendisi yapmayı istiyor olacak ki, “Siz zaten buna hazırlanıyordunuz” denmesin.
Yani, yalan yıpranmasın…
Sonrasında ver elini yeni Gezi denemeleri…
 
 
 
***********
 
Ah bir inansak!..
 
Birileri bizi ısrarla bir şeylere ikna etmeye çalışıyor.
Mesela;
40 bin insanımızın katillerini sevmemizi istiyorlar.
Katillerimizi destekleyenleri de sevmemizi istiyorlar.
Ülkemizi bölmek isteyenleri de sevmemizi istiyorlar.
Darbe yapıp, bizi zorla yönetmek isteyenleri de sevmemizi istiyorlar.
Ekonomimizin çökmesi için uğraşanları da sevmemizi istiyorlar.
Yerli ve millî sanayiye sahip olmamızı engelleyenleri de sevmemizi istiyorlar.
Huzura kavuşmamızı engelleyenleri de sevmemizi istiyorlar.
Sokaklarımızda anarşi planlayanları da sevmemizi istiyorlar.
Velhasıl…
İstiyorlar da istiyorlar…
 
 
 
************
 
Esenyurt kaybedilirse Kudüs niye düşer?
 
Böyle bir cümle kurdu diye yerden yere vurulan yeni Esenyurt Belediye Başkanı Ali Murat Alatepe’ye bir hafta öncesinden ayarlanmış ‘Hayırlı olsun’ ziyaretim vardı…
Denk geldi, bu mevzuyu da ağzından dinledim.
Sonra konuşmanın tamamını içeren videoyu da gönderdi.
Şöyle diyor;
“Ümmetin, milletin Tayyip Erdoğan’a çok ihtiyacı var, Esenyurt’un ona çok ihtiyacı var. Bizlere yok ama, ona var. Niye var? Burayı kaybedersek Kudüs’ü kaybederiz, Mekke’yi kaybederiz. Ona bu desteği göndermek zorundayız. Masum Kudüslüler öldürülmesin diye Cumhurbaşkanımıza ihtiyacımız var. Gelin, Tayyip Erdoğan’a bu desteği gönderelim.”
               ***
Anlatmak istediği; bir mıh bir nalı, bir nal bir atıbir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu bir ülkeyi kurtarır misali…
Gerisi, sizin nasıl anlamak istediğinize kalmış...
 
 
 
*************
 
Kaskom var diye güvenme
 
İnsan bazı şeyleri başına gelince öğreniyor.
Aracınıza en baba kaskoyu yaptırınca, sanıyorsunuz ki başıma ne gelirse gelsin, sigorta şirketim imdadıma yetişecek.
Öyle değilmiş…
               ***
Allah korusun, kaza değil, aracınız arıza yapar da yolda kalırsanız, ‘genişletilmiş kasko’ yaptırmış olsanız bile, size yedek araç verilmiyormuş.
Ne yapıyorlar biliyor musunuz?
“Otobüs biletinizi karşılayalım” diyorlar…
Misal;
İstanbul’dan kalkıp, çoluk çocuk uzak bir yere gittiniz ve aracınız arıza yaptı.
Sigorta şirketiniz size çekici gönderiyor, aracı en yakın servise götürüyor.
Sizin, ailece çekiciye binmeniz ya da çekicinin üstündeki aracınızda seyahat etmeniz yasak.
E peki, siz ne olacaksınız…
Diyorlar ki; en yakın noktadan şehrinize giden otobüse binin, bilet paranızı karşılayalım.
Yani yollarda rezil olmaktan başka seçeneğiniz yok.
Bazı şirketler, bulunduğunuz yerden otobüs geçmiyorsa, lütfedip sizi taksi ile otogara ulaştırıyormuş.
               ***
Günlerce ‘arıza durumunda da ikame araç veren’ kasko paketi var mı diye araştırdım, yok…
Nihayet geçen hafta, sadece bir şirketin, ayrı poliçe ile ‘arıza’ hâllerinde destek vermeye başladığı haberi geldi.
Üstelik fiyatı 100 TL’nin altında…
İyi de kardeşim, şunu standart paketlerinize dâhil etseniz, o parayı da kasko ücretine ilave etseniz olmaz mı?
Niye insanları sigorta uzmanı olmaya zorluyorsunuz, niye yollarda perişan ediyorsunuz?
Anlayan varsa, beri gelsin…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.