Eyvah eyvah!

A -
A +

Eyvah eyvah!
 
Hassas süreçteyiz…
Söyleyeceğimiz her kelimeyi iyice ölçüp biçmek zorundayız.
Hele ki sosyal medyada…
Özellikle son bir haftadır öyle şeyler karalanıyor ki…
Akıl tutulması âdeta…
***
Sözü, ‘münafık’ tartışmasına getireceğim.
Cumhurbaşkanı’nın sözlerini tekrar tekrar dinledim.
Şöyle dedi Kayseri’de;
“Birileri fitne-fesat kaynatıyor.
Bu ne biliyor musunuz;
Oyumu Cumhurbaşkanı’na vereceğim ama, parlamentoda AK Parti’ye vermeyeceğim.
Böyle bir şey olabilir mi?
Bu oyunu da bozmaya var mıyız?
Bunun kimlerin tezgâhı olduğunu anlıyorsunuz.
İnşallah bu münafıklar çetesini 24 Haziran’da hep birlikte yere gömeceğiz.”
***
Cumhurbaşkanı’nın ne dediği belli değil mi?
Münafık diyor…
Çete diyor…
İsimlerini ağzına almasa da, buradan ne çıkıyor?
Apaçık FETÖ ve AK Parti’yi içeriden bölmeye çalışan, referandumda gizlice ‘Hayır’ı pompalayan münafıklar…
***
Yani kasıt, Cumhur İttifakı dışındaki partilere oy isteyenler...
Bu cümlenin üzerine yapılan yorumlara bakın bir de…
Kimi, “AK Parti’ye oy vermeyenlere münafık dedi” tezviratı yapıyor.
Kimileri ise “AK Parti’ye kızıp MHP’ye oy verecek seçmene de söyledi o sözleri” diyor.
Eyvah, eyvah!..
***
Bu fitnenin içinde de FETÖ yok mu derseniz, elbette ki var…
Bulanık suda balık avlamayı tabii ki isteyecektir.
Fakat koyu AK Parti savunucusu bazı sazanlar da balıklama düşüyor tuzağa…
Peki onlara sorayım o zaman;
FETÖ, Cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a, milletvekilliğinde MHP’ye oy verilmesini ister mi?
Ayrıca, Cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a rey verecek kişi, TBMM’de gider de Erdoğan’ın düşmanlarına oy verir mi?
***
Hiçbir siyasi sorumluluk taşımadıkları hâlde, sorumsuzca “Öyle birinin oyu zaten lazım değil” diyenleri görünce, can sıkıntısından uykuları kaçırdım.
Bu nasıl bir şuursuzluktur, anlaşılır gibi değil.
Cumhurbaşkanının kurmadığı bir cümleyi, bu kadar tehlikeli bir noktaya taşımak kimin haddine?
Bu denli hassas bir dönemde, böyle fütursuz çıkışlar yapmak kime fayda sağlar, bir deyin hele…
 
******************
 
7 Haziran’da ne olmuştu?
 
Hiçbir dönemle kıyaslanmayacak, bambaşka bir seçime gidiyoruz.
Buna rağmen, haklı olarak AK Parti’nin tökezlediği 7 Haziran 2015 seçimlerini hatırlatanlar ve oyların başka partilere kaçmasının oluşturacağı risklerden bahsedenler var.
Oturup o dönemi yeniden taradım…
***
AK Parti’nin tek başına hükûmet kuramadığı 7 Haziran ile yeniden yüzde 50’yi yakaladığı 1 Kasım 2015 seçimleri arasında ne olduğunun cevabını, en net biçimde kamuoyu araştırmacısı Bekir Ağırdır, somut veriler üzerinde yaptığı incelemeyle vermişti.
Başlıca sebep; 7 Haziran’da AK Parti seçmeninin yüzde 8’i sandığa gitmemişti.
Kimi rehavetten, kimi tepkiden...
Sonra yol açtığı faciayı gördü, çok büyük kısmı 1 Kasım’da gereğini yaptı.
***
MHP içinse durum tam tersi oldu.
7 Haziran sonrası çıkan tabloda oylarındaki artışa rağmen AK Parti ile koalisyon kurmayan MHP’yi seçmeni cezalandırdı, 1 Kasım’da oyu yüzde 4 düştü.
Bu oyların çoğunluğu yine nereye kaydı biliyor musunuz?
AK Parti’ye...
Tepkiyi görünce kafalar dank etti, MHP ile AK Parti arasında yeni bir süreç başladı.
15 Temmuz gibi bir ihanet de yaşanınca, finalde bugünlere gelindi.
Demem o ki, bugünkü ittifakın temeli 1 Kasım’dan sonra atıldı.
Seçmenin zoru, bu birlikteliği mecbur kıldı.
***
Mevzuu bugüne bağlayacak olursak eğer…
Az ya da çok…
AK Parti ile MHP arasında oy geçişkenliği her zaman vardı.
Fakat bu kitle hiçbir zaman CHP’ye, Saadet’e falan kaymadı.
Bugün de bunu yapmayacaktır.
Birileri boşuna hayal kurmasın.
 
*****************
 
Bize ne yapacağınızı anlatın
 
Türkiye bir dönemi kapatıp, yeni bir dönem başlatacak....
Önüne asırlık fırsat çıkmış…
Başkanlık sistemi…
Üzerimize giydirilen deli gömleğini çıkarmanın onca yıl hayalini kurmuşuz.
Özal istemiş yapamamış…
Demirel istemiş, başaramamış…
Erbakan istemiş, laf ağzına tıkılmış…
(Garibim Menderes, o günün şartlarında zaten ağzına bile alamazdı.)
Erdoğan’ın her çıkışına, Kılıçdaroğlu ‘kan dökmeden getiremezsiniz’ diye meydan okumuş…
Bu uğurda 15 Temmuz’da 250 sivil, terör operasyonlarında binlerce şehit vermişiz…
Dünyaya meydan okuyup, türlü yalana ve entrikaya rağmen referandumda sistem değişikliğini kabul etmişiz…
Tam da yeni sistemi hayata geçirmek için sandığa gitmeye hazırlanırken, konuştuklarımıza bakar mısınız…
***
Kimi ‘eski sisteme geri döndürmeyi, bütün yatırımları durdurmayı’ vadediyor.
Kimi ‘Ne yapıp edip Erdoğan’ı indireceğiz’ diye bağırıyor.
Ha! Bir de, seçim rüşveti olarak, ‘borçluların borcunu silmekten’ bahsedenler var.
Ekonomiyi nasıl büyüteceklerini, Hazine’ye parayı nereden bulacaklarını söylemiyorlar ama, milletin parasıyla kişilerin borçları kapatacaklarmış…
Yersen…
Bunlara karşılık, şu güne kadar seçim sonrası ile ilgili vizyonunu, planını açıklayabilen tek aday var, o da yerden yere vurdukları Erdoğan…
Yahu kardeşim bırakın laf salatasını da, beş yıl bu ülkeyi nasıl yöneteceksiniz,
Etrafımızdaki ateş çemberini nasıl kıracaksınız,
Terör örgütlerini ne yapacaksınız,
Memlekete-millete ne kazandıracaksınız, onu anlatsanıza…

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.