Tıpış tıpış eski Türkiye’ye…

A -
A +
AK Parti döneminde yetişmiş gençliğin, özellikle son yerel seçimlerde çoğunlukla CHP’yi tercih etmesi önemli bir işaretti.
Belli ki gençlere burs artışı, seçme ve seçilme hakkı yaşının düşürülmesi, askerlik meselesi gibi mevzulardan öte bir şey verememişti.
Yani, ortada bir dava şuuru yoktu.
Temelini CHP’nin attığı eğitim sistemiyle yetişen gençlere ‘Atatürk’ü biz de çok severiz’ şirinlikleri sökmemişti.
“Madem kriter Atatürk ve Atatürkçülük, CHP dururken sana niye oy vereyim?” dediler besbelli ki…
Bence de haklılardı.
CHP’nin oy için dönemsel olarak ‘dindar geçinme’ stratejisi üzerinde nasıl sırıtıyorsa, AK Parti’ninki de öyle bir şeydi.
***
Mesaj tam anlaşılamamış olsa gerek, AK Parti bu seneki 10 Kasım’da vites yükseltti.
Muğla İl Gençlik Kolları bir video yayınladı.
Gören, gözlerine; duyan, kulaklarına inanamadı.
Elbette anabilirlerdi…
Kurtuluş Savaşı’nda vatana hizmetinden dolayı teşekkür edebilirlerdi…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olarak saygılarını belirtebilirlerdi…
Fakat, videoda kullanılan ifadeler bunun çok ötesindeydi; “…görmesen de her an hisseder, hep çok seversin. Baktığın her yerde onu görürsün…”
Bunlar bir insan için değil, yaratana söylenebilecek sözlerdi.
Gelen tepkilerden dolayı özür dilediler mi, bilmiyorum.
Ben işitmedim.
***
Önceki gün de İstanbul Ümraniye’deki bir ilkokulda düzenlenen 10 Kasım törenlerinin görüntüleri yayıldı sosyal medyada.
Sonra birkaç okuldan daha...
Belli ki organize işti.
Minicik çocuklar, öğretmenlerinin eşliğinde Budistler gibi Atatürk heykeline secde ettirilmiş 10 Kasım’da!
Düşünün, bu kepazelikler CHP iktidarında değil, 18 yıldır AK Parti’nin yönettiği Türkiye’de oluyor.
Sonra da diyorlar ki, gençlik niye CHP’ye kayıyor?
Sizce?
***
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Kasım’da çok dengeli mesajlar vermişti.
“Cumhuriyeti yüceltmek için tüm tarihi yok saymaya kalkanlar kendi geçmişlerinden utananlardır” demişti.
‘Cumhuriyetle birlikte, Osmanlı da bizim, Selçuklu da’ vurgusu yapmıştı.
Cumhuriyetin değerlerini istismar edenlere dikkat çekip, bu kavramları kullanarak ülkemizi sömürüye açanlara fırsat vermeyeceklerini söylemişti, kabul...
Ama bu, Cumhuriyet’in kurucusunu 'yaratıcı' seviyesinde methetmeye kalkmak değildi.
Çocukları heykele secde ettireceğiz, demek hiç değildi.
Lakin, iş bu noktaya vardı.
***
28 Şubat sonrası darbeci Kemalist zihniyetle mücadele ede ede mesafe kateden ve ‘Yeni Türkiye’ söylemiyle halkın büyük desteğini alan AK Parti, döndü dolaştı eski Türkiye’nin kodlarına yapıştı.
Görünen tablo böyle…
Bunun da en büyük sebebi devletin içine sinsice yerleşen FETÖ ile mücadeledeki çaresizliği oldu.
Çünkü iktidardı ama, muktedir olamadı.
CHP gibi, ulusalcılar gibi kadrolaşamadığı için bürokraside hâkimiyeti yoktu.
E buna bir de Başkanlık sistemiyle gelen 50+1 eklendi.
CHP nasıl sağa savrulmak zorunda kaldıysa, AK Parti de tersini yaşadı.
Herkesi kazanmaya çalışmak kötü bir şeydir demiyorum, uzlaşma için olumlu da görüyorum ama, herkesin demokratik hakkını korumak, kimseyi bir şeye zorlamamak kaydıyla.
Bugün gördüğümüz, eski Türkiye despotizminin yeniden dayatıldığı gerçeğidir ki, bunu AK Parti’ye yaptırmaları akıl alır gibi değil.
Peki sonuç ne?
CHP sağa yaklaşma politikalarıyla oy kazanırken, AK Parti kaybeden taraf.
En azından anketler bunu gösteriyor.
 
***
Hülasa…
AK Parti’nin, 28 Şubat’la yeşeren varlık sebebi unutuldu, zihinlerde çok gerilerde kaldı.
Aslında tehdit ortadan kalkmadı ama, yeni nesillere o şuur verilemedi.
İktidar, memleketin bekası için sakıncalı mevzulardan kaçıp, sisteme uymak mecburiyetinde kalınca da bunlar cereyan etti.
Zamanın seyri içinde doğal olarak meydana gelen bir sonuç mudur, yoksa sistemin aklının ilmek ilmek ördüğü bir netice midir, bilemem.
Nitekim bir tarafta en az 200 yıllık bir akıl ve birikim var, öbür tarafta henüz 18 yıllık bir iktidar.
Gidişatın, en başından beri AK Parti’ye oy veren kitlenin istediği rotada ilerlemediği ise muhakkak.
Sadece eğitimde şu son birkaç ay içerisinde gördüklerimize bakın;
Okula başlayanlara simit yağdıran öğrenciler, sure isimlerini ayak altına seren öğretmenler, Hristiyan din dersi öğretmeni skandalı, İsrail alfabesi skandalı ve şimdi de heykele tapınma görüntüleri.
Bu sadece müthiş eğitim sistemimizde yaşananlar.
Her şeyin başı eğitimse daha ötesini konuşmaya gerek var mı?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.