Memnuniyetiniz için ne yapmalı!

A -
A +
Halime Gürbüz geçenlerde çok güzel bir yazı yazdı. Her satırını zihnimize çakmakta yarar var. Şöyle diyordu;
Bir ülke düşünün ki; evlerde kullanılan elektrik bedava.
-Su ve doğalgaz da zorunlu ihtiyaç kapsamında olduğu için bedava.
-Eğitim ve sağlık hizmetleri bedava.
-Tüm hastalara ilacı hiçbir ücret talep edilmeden veriyor.
-Benzinin litresi 0,08 avro, yani bir litre benzine ödediği para Türk lirasıyla yaklaşık seksen kuruş.
-Ulusal bankalar faiz almıyor.
-Vatandaşlar hiçbir şekilde vergi ödemiyor.
-Arabalar fabrika çıkış fiyatına satılıyor, nakliye bedellerini ise devlet karşılıyor.
-Yurt dışında burslu okuyan öğrencilere devlet iadesiz olarak aylık 1.650 avro burs veriyor.
-Üniversite mezunları bir iş bulana kadar, çalışanların ortalama gelirine denk bir maaşa bağlanıyor.
-Ev sahibi olmak her vatandaşın vazgeçilmez hakkı, bu insan haklarından sayılıyor.
Ve... Yeni evlilere ev alsınlar, yeni hayatlarını kurabilsinler diye 50.000 Amerikan doları yardım ediliyor...
-Doğum yapan annelere devlet beş bin dolar hediye ediyor...
-Tarımla uğraşmak isteyen herkese toprak, tarla, büyükbaş, tarım makinesi, tohum vs. bedava veriliyor.
-İstisnasız her aile aylık 300 avro, yaklaşık üç bin Türk lirası yardım alıyor.
-Önemli kaynakların gelirlerinin yüzde 90'ı halkına gidiyor.
Ve tüm dünyada en borçsuz ülke...
Rüya gibi değil mi? Vardı böyle bir ülke; Libya... Muammer Kaddafi döneminde...
Sonra ne mi oldu? Dünya tarihinin en alçak sahnelerinden biri yaşandı; halk, liderini elleriyle parçaladı!..
Neden mi? Çünkü Siyonistler Libya’ya demokrasi getirdi.
Niçin mi? Libya’nın yüzlerce milyar dolarlık rezervine sonsuza kadar el koyabilmek için...
Artık yukarıda sıralanan hizmetlerin hiçbirisi verilmiyor... İnsanoğlu hiçbir zaman tatmin olmaz... Sizi sizinle kandırırlar, sizi size kırdırırlar ruhunuz duymaz...            *** İbretlik bir örnek, değil mi? O Libya’yı şimdi kurtlar sofrasından Recep Tayyip Erdoğan kurtarmaya çalışıyor, bundan dolayı da büyük saldırıları göğüslemesi gerekiyor. Daha geçtiğimiz günlerde Trablus’a bir heyet göndererek mesajını güçlü bir şekilde tazeledi ve NATO zirvesine öyle gitti. Yani, Doğu Akdeniz’den de, Libya’dan da geri adım yok. Oradan gardaş ülke Azerbaycan’a geçip, mevkidaşı Aliyev’le birlikte Ermeni işgalinden kurtarılan Karabağ’ı ziyaret ederek, mesajlarını pekiştirdi. Peki ya Türkiye’de muhalefet ne yaptı? İngilizin servis ettiği bir fotoğraf karesi ve Erdoğan-Biden görüşmesinde yer alan tercümanı üzerinden ucuz algı yürütmeye çalıştı. ​           *** “Türkiye’de iç siyaset konuları hokkabazlıktır, asıl mevzu işte etrafımızda dönen bu dolaplardır” diyorsak, boşuna değil. PKK ve FETÖ terör örgütleriyle iş birliği apaçık ortada duranların, sadece “Erdoğan nefreti” üzerine kemikleştirdikleri siyaset Türkiye’ye ne yarar sağlayacak? Aslına bakarsanız PKK ve FETÖ terör örgütleri bile kamuflaj; arkadaki daha vahim tabloyu görmememiz için. “Buralar vadedilmiş topraklar. Geldiler, bu toprakları da kuruttular” diye Türk düşmanlığını ortaya koyan, Azerbaycan-Ermenistan savaşında Ermenilerden yana duran bir HDP, sadece PKK terörü ile sınırlandırılabilir mi? Ya bu HDP ile ittifak yapan diğer partiler -ki bunların oluşumunda FETÖ’nün (ve tabii ki sahiplerinin) parmağı olduğu çok açık- “Amacımız sadece seçim kazanmak” diye işin içinden sıyrılabilir mi? Türkiye’nin Libya politikasını “Yeni Osmanlıcılık” diye tanımlayan, Libya tezkeresine ‘hayır’ oyu veren, “Türkiye’de Libya’da çizgiyi aştı” diyen, Doğu Akdeniz’den çekilmemiz gerektiğini ve iktidara geldiklerinde bunu yapacaklarını söyleyen, Doğalgaz ve petrol arama çalışmalarından vazgeçmemizi isteyen, S-400’ler için demediğini bırakmayan, Suriye’de sınırımıza konuşlanan terör örgütlerine düzenlenen her operasyona karşı duran muhalefet, “Aman canım, siyaset işte” deyip geçiştirilebilir mi? Bunların tamamının, parlamenter sisteme dönüş de dâhil olmak üzere, yabancı ülkelerin talepleri ile bire bir örtüşmesi sadece ‘muhalefet’ yapmakla izah edilebilir mi? Bunlar iyi; 2002’den bu yana hem içeriden, hem dışarıdan gelen saldırılarla savaşa savaşa Türkiye’yi ve halkı zenginleştirmek için çırpınan, son bir asrın toplamından daha fazla yatırımları yapan, terör gibi kronik belalarımızın kökünü kurutmak için canı pahasına mücadele veren, tarihimizde hiç görülmedik doğalgaz ve petrol rezervlerini bulan, sanayi-teknoloji hamlelerini birbiri ardına sıralayan, şu pandemi belasında bile Türkiye’yi en az hasarla kurtaran Erdoğan kötü öyle mi? ​           *** Başa dönecek olursak… Libya’nın geçmişi ve bugün geldiği nokta ortada. Erdoğan’ın 19 yılda neler yaptığı ve muhalefetin iktidara gelirse neler yapacağı da… Ne demişti Halime; Sizi sizinle kandırırlar, sizi size kırdırırlar ruhunuz duymaz...  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.