Size de küfürle mi cevap versinler?

Memlekette sövülecek şey mi yok?

Çoook!

Köyleri basıp, çocukları, kadınları kurşuna dizen teröristler bir gün kürsüye çıkıp da insan haklarından bahsederse, o an ağzınızdan bir şeyler kaçırabilirsiniz mesela!

Çocuk yaştakilere varana kadar, kızları dağa kaçırıp, hatta erkek çocuklara bile tecavüz eden teröristler karşınıza dikilip pişkin pişkin “kadın haklarından, kadına şiddetten” bahsederse ağzınız fena bozulabilir.

Devleti ele geçirmek için her yolu mubah sayanlar, başkalarının hakkını yeme pahasına yıllarca soru çalanlar ahlak ve erdemden(!) dem vurduğunda…

Kurdukları rant düzeni bozulunca başkalarını hırsızlıkla suçlayıp, üste çıkmaya çalıştıklarında…

Emperyalizme açıktan uşaklık edenlerin milliyetçilik taslamasıyla karşılaştığınızda…

Emellerine hizmet etmeyenlere ölüm tehditleri savuranlar, silleyi yiyince pişkin pişkin “demokratlık” dersi vermeye kalkıştığında öfkenize yenilip galiz laflar edebilirsiniz istemsizce.

Yahut en temel ahlak kurallarını reddeden, kadının kadınla, erkeğin erkekle sapkınlığını normalleştirmeye, hatta teşvik etmeye çalışanları görünce fena hâlde vitesten atabilirsiniz yine.

Dedik ya!

Efendiliğinizi bozacak adam da, hadise de çok bizde.

Hele hele bunlar bir de kötülüğü siyasi zeminde meşrulaştırmaya çalışınca…

En azından zihniniz durmuyor, dilinizi tutsanız bile!..

Şunca şeye rağmen yine de ekseriya kibar milletiz…

Asgari seviyede aile terbiyesi alan bile toplulukta edeple oturup kalkar.

Bilhassa kadının-kızın yanında rastgele konuşmaz, lafına-sözüne dikkat eder.

Gelin görün ki, bunun bir de zıddı var.

Özellikle de sosyal medyada çokça görürsünüz bu yüzleri.

Profillerine girin bakın, çoğunluğunun yukarıda saydığım terör örgütlerinin mensupları yahut bunların siyasi destekçileri olduğunu fark edersiniz hemence.

Fahişeliği, sapıklığı savunan pankart taşıyandan, taciz ve tecavüzleri “çapkınlık” diye aklamaya çalışanlardan ahlak bekleyecek hâlimiz yok elbet.

Ve tabii gencecik kızları dağa kaçıranlardan ve bu eşkıyalığa sessiz kalanlardan terbiye umacak değiliz.

Lakin bu dil siyasete taşınırsa hele hele doğrudan liderlerin dilinden dökülürse o vakit iş çığırından çıktı demektir.

Ve üstelik bir kadın lider, bizim buradan yazmaya utandığımız kelimeyi Meclis kürsüsünden milyonların önünde dillendirebiliyorsa...

Geldiğimiz durumun vahametini nasıl anlatabiliriz, inanın bilmiyorum...

Hâle bakın ki; bugüne kadar yalanla boğuşuyorduk, şimdi seviye daha da düştü siyasette.

Azıcık ülkesini seven birinin, milletin başına musallat edilmiş teröristlere edeceği en ağır küfür, sırf terör örgütlerinden birinin siyasi koluyla iş birlikleri eleştirildi diye bir şehit yakınına ve bacısına edildi.

Hem de kendini "milliyetçi" diye tarif eden bir partinin milletvekili ve grup başkan vekili tarafından!

Oysa nice vakittir görüyoruz ki, PKK terör örgütünün nasıl bir siyasi kolu varsa, FETÖ’nün de siyasi kolu var ve bunlar epeydir açık iş birliği içindeydi.

Bu siyasi kolu FETÖ’nün nasıl yapılandırdığını, bunların PKK’nın siyasi kolu ile nelerde anlaştıklarını doğrudan kendi içlerinden, hatta kurucularından bazı isimler deşifre etmişti.

Yani provokatörlükle suçlanan ve bundan ötürü bacısına küfre layık görülen(!) o şehit yakınının söyledikleri sır değildi, bir zamanlar en tepedeki kişiler tarafından dillendirilmişti.

O isimlere lal olanlar, sıradan vatandaşa aslan kesildi.

Ya “Bir anlık öfkesine yenildi” diyerek, ismini yazıp şu satırları kirletmeyeceğim milletvekilini aklamaya çalışan ve şehit yakınına yeni küfürlerle yüklenen genel başkana ne demeli?

Üstelik bu da bir kadın ve aşağılık bir şekilde asıl küfredilen de şehit yakınının bacısı, yani o da kadın.

O kadıncağızdan özür dilenmediği gibi, bir de atarlanarak ve yeni hakaretler ederek üste çıkmak ha!

Peki o şehit yakını üzerinden yüklendiğiniz Cumhurbaşkanı Erdoğan yahut MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de kürsüye çıkıp, sözlerinize aynı üslupla cevap verse ne diyeceksiniz?

Açtığınız kanalizasyondan özür dileyip dönmek yerine daha da ileri giderek yaptırmaya çalıştığınız bu mudur?

Biliyorum; Erdoğan da, Bahçeli de bu zillete düşmeyecektir, çünkü bugüne kadar yığınla yalana aynı taktikle cevap vermediler, buna da üslubunca muamele edeceklerdir.

Ama siz ne yaptırmaya ve bu topluma ne yapmaya çalışıyorsunuz, asıl derdiniz nedir?