​CHP’yi başörtüsü savunucusu yapan; sistem

A -
A +

Kim derdi ki CHP bir gün çıkacak ve bütün varlık sebebini ortadan kaldıracak hamleyle “Başörtüsü meselesini kanuni güvence altına alalım” diyecek.

Elbette bunun bir seçim yatırımı olarak ortaya atıldığını, bununla ilgili herhangi bir kanun çıkarmanın çok bir şey ifade etmediğini, asıl yapılması gerekenin çok açık ifadelerle Anayasal güvence altına almak olduğunu, bir taraftan 27 Mayıs’ı, 28 Şubatçıları savunurken öbür taraftan “bin yıl” mahkûm etmeye çalıştıkları kesime sundukları taahhüdün anlamsızlığını biliyorum.

Ömrünü Türkiye’nin en büyük gerilim konularından birisi olan başörtüsü özgürlüğü mücadelesine adayan ve ciddi bedeller ödeye ödeye bu meseleyi toplum gündeminden çıkaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı’nın göstermelik ‘kanuni düzenleme’ çıkışına karşı el yükseltip “Anayasaya koyalım” diyerek bunun gereğini yaptı zaten.

AK Parti, Anayasa düzenlemesini Meclis’e getirince CHP’nin ne yapacağını, sözünde ne kadar samimi olduğunu göreceğiz.

Bakalım bunca yıl mücadelesini verdikleri başörtüsü düşmanlığından vazgeçip bu anlamsız inada artık son verecekler mi?

            ***

Gönül elbette sözlerini tutup, desteklemelerini arzu eder.

Çünkü Anayasa teminatı, artık kim iktidara gelirse gelsin, basit bir yönetmelikle dahi eski yasakları yeniden önümüze koymanın önünü kesecek yegane yol.

İşin nereye varacağını zaman gösterecek ama siyasetin bugün bunları konuşuyor olması bile ülkemiz adına umut veren, güzel gelişmeler.

Asla göz ardı edilmemesi gereken şu ki, bunu da Başkanlık Sistemine borçluyuz.

Eski Türkiye’nin yönetim modeli parlamenter sistem olsa CHP gibi bir parti tabanını hoplatacak bu tür radikal hamlelere ihtiyaç duymaz, sadece rakibinin tek başına hükûmet kuracak oya ulaşamamasına yönelik strateji izler, her hâlükârda aldığı kemik oyla seçimi atlatır, sonra koalisyon hükûmetine girmek için yapacağı siyasi atraksiyonlara odaklanırdı.

Nitekim hep böyle oldu.

Zaten koalisyona ortak olamasa bile devlette bütün sistem askerî vesayet rejiminin, bürokratik oligarşinin elindeydi, o da doğrudan CHP demekti!

Haydi buradan bir de dışarıya bağlamayayım, “dış güç” deyince çok bozuluyorlar çünkü!

2017’de bu sistem tarihe gömülüp, AK Parti ve MHP’nin gayretleriyle Başkanlık Sistemine geçilince, CHP’nin bütün ezberi bozuldu.

Dillerinden düşürmedikleri kutuplaşma var ya hani!

Başkanlık Sistemi bunun da panzehri oldu.

Yüzde 50+1’e ulaşmak için AK Parti nasıl ki her kesimi kucaklamak mecburiyetinde ise…

CHP de aynı şekilde buna esir düştü.

Terör gibi ülkeyi tehdit eden unsurlar hariç, bu sistemde herkes herkesle uzlaşmak zorunda artık.

Bütün mesele, seçim sonrasında da bu samimiyetin sürmesi… Toplumun yüzde 50+1’i yanılırsa fena!

İşte şimdi bunu ölçmek için de fırsat doğdu.

Seçim öncesi Meclis’e sunulacak Anayasa değişikliği teklifi önemli bir gösterge olacak.

Görelim bakalım, turnusol kâğıdı bize ne gösterecek!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.