Arabesk yıllara veda

Arabesk yıllara veda

GÜNDEM Haberleri

Türkiye, tarihî bir seçim atmosferine daha giriyor. Millet, ülkenin geleceğini belirlemek üzere sandık başına gitmeye hazırlanıyor.

HABİB ARVAS/ TÜRKİYE GAZETESİ
BİR yanda yokluk, pahalılık ve kuyruklar… Diğer yanda geri kalmışlık ve işsizlik… Hepsinden beteri ise, hemen her gün kurban verdiğimiz terör belası…. Sonuç umutsuzluk, karamsarlık… İşte "Eski Türkiye"nin özeti…


Her seçim döneminde olduğu gibi, bu seçim döneminde de ülkemizin geçirdiği süreç medya tarafından mercek altına alınıp inceleniyor. Bugünün gençleri, eski dönemi bir masal gibi dinlerken, orta yaş ve üzeri, geride bıraktığımız acı ve gözyaşı dolu yılları unutamıyor. nbsp;
TERÖR BELASINDAN nbsp;ÇOK ÇEKTİK
Nice ocaklar söndüren sağ-sol çatışması 1980 ihtilali ile sona ermeden hemen önce PKK terörü ülkenin Güneydoğu'sunda kan dökmeye başlamıştı bile. Köyler basılıyor, çocuklar, kadınlar kurşuna diziliyor, gençler dağa kaçırılıyordu. Terörle mücadele eden askerimiz hemen her gün şehit ediliyordu. Her hükümet terörü bitirme vaadiyle işbaşına geliyor, ancak bu konuda zerre kadar yol kat edilemiyordu. Öyle ki, şehit haberleri artık rutin bir hal almıştı. Onlarca asker birden şehit edilirse, haber o zaman daha sansasyonel oluyordu. Halbuki bir erin de annesi vardı, on askerin de… Hepsinin ocağına aynı ateş düşüyordu… Bu ateş, 30 yıl boyunca annelerin yüreğini yakıp kül etti. Akıl ve vicdan sahibi herkes, çözüm süreciyle gelen huzur ve sükun ortamının farkında. Artık kimse bir hiç uğruna ölmüyor. En azından PKK terörü sebebiyle…
SOSYAL STATÜMÜZ YERLERDE SÜRÜNÜYORDU
1970'li yıllar sağ-sol çatışmasının yanı sıra, yokluk yıllarıydı. Dönemin siyasetçilerinden Süleyman Demirel'in "70 sente muhtacız" sözü, ülkenin içinde bulunduğu vahim durumu gözler önüne seriyordu. Yine aynı Türkiye 1980 yılı başlarında döviz temin etmek için İsviçreli bir tefeciye Merkez Bankası'ndaki altın stoklarını rehin vermişti. Böyle bir ülkenin vatandaşı olmak elbette kolay değildi. Geri kalmışlık, yokluk, pahalılık, işsizlik, enflasyon, olumsuz ne varsa hepsi zirvedeydi. Dipte olan vatandaşın kendisi, onuru, gururuydu. Sürünüyordu… İşte 70'li yıllarda patlak veren arabesk müziğin bu kadar rağbet görmesinin sebebi buydu. Vatandaş kendi çilesini, kendi ıstırabını dile getiren şarkıcıları bağrına basıyor, baş tacı yapıyordu. Onların şarkılarında, filmlerinde adeta kendi umutsuzluğunu ve karamsarlığını buluyordu. Mutsuz biten filmler zaten onun hayatıydı, mutlu bitenler ise hayali…
"KÜÇÜK"LER BÜYÜYÜNCE (!)
Acının prim yaptığı yıllarda plak yapımcıları önemli bir buluşa imza atarak "küçük" şarkıcıları piyasaya sürdü. İsminin başına "Küçük" sıfatı konulan çocuklar "Acıların çocuğuyum" diye içli içli şarkılar söyleyince, yufka yürekli annelerin içi parçalanıyor, yokluk çeken çocuklar onlarda kendilerini buluyordu. Bu ilgi, küçüklerin hem şöhretini, hem servetini, hem de egolarını büyüttü. Yaşları da büyüyen küçüklerden birçoğu zamanla piyasadan silindi. Biri problemli bir evliliğin ardından boşandı ve küçükken filmlerde rol yaptığı senaryonun bir benzerini yaşamaya başladı. Bir diğeri ise, hayranından gayrimeşru çocuk sahibi oldu… nbsp;
Arabesk yıllara veda

"Orhan Baba", bestelerini halkın çektiği acılardan esinlenerek yazdı...
Arabesk yıllara veda
9 Haziran 1979 tarihli Hürriyet Gazetesi kupürü.


'PÜSKEVİT" ESKİ TÜRKİYE'DE KALDI
Son yıllarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dillendirdiği ve milletçe de kabul gören "Eski Türkiye" "Yeni Türkiye" ayrımının ne kadar isabetli olduğunu Eski Türkiye'yi yaşayanlar çok iyi bilir. AK Parti öncesi ve sonrası, siyahla beyaz kadar birbirine zıt iki dönem. Eski Türkiye karanlıktı, Yeni Türkiye aydınlık. Eski Türkiye'de karanlık güçlerin dediği oluyordu, Yeni Türkiye'de milletin dediği oluyor. Eski Türkiye'de yokluk, çaresizlik, umutsuzluk vardı. Yeni Türkiye'de çözüm, umut, bolluk bereket var. MHP lideri Bahçeli'nin önceki seçim konuşmasında sarf ettiği "Anne benim püskevitim nerede? Bana niye almıyorsunuz?" ajitasyonu, tipik bir Eski Türkiye repliği. Bu yüzden sosyal medyada mizah konusu oldu. Çünkü günümüzün çocukları artık "püskevit" için ağlamıyor, "Anne benim bilgisayarım demode oldu" diyerek daha yüksek kapasiteli olanı, çözünürlüğü daha iyi olanı istiyor. Teknolojiye ayak uydurmak için daha hızlısını istiyor. Günümüzün çocuğu bilgide, bilişimde Batı ile yarışıyor. Eski Türkiye'nin dili ile konuşanlar bu seçimde yine hüsrana uğrayacak. Millete inananlar kazanacak.
ŞAFAK SÖKTÜ, nbsp;ÖNÜMÜZ AYDINLIK
Tarihçi yazar Kadir Mısıroğlu'nun "alacakaranlık" için güzel bir açıklaması var. Der ki, "Alacakaranlıkta uyanan biri vaktin geceye mi gündüze mi gittiğini şöyle anlar: Hava giderek koyulaşıyorsa, vakit akşamdır. Devamında gece gelecektir. Aydınlığa gidiyorsa, vakit seher vaktidir, güneş doğmak üzeredir." Türkiye son 13 yılda bir alacakaranlığın içinden geçti ve millet uyandı. Hava giderek aydınlanıyor. Güneş aydınlığını ve sıcak yüzünü göstermek üzere… Türk ve İslam dünyasının daha güçlü olacağı günler kaçınılmaz. Çünkü geride bıraktığımız o karanlık günlerde boş durmayıp arı gibi çalışan ve bu günlerin mayasını çalan hünerli eller, bugünkü kadroları yetiştirdi. Allah onlardan razı olsun…
Arabesk yıllara veda


1980'LERDE BİR DERGİNİN nbsp;MİZAH KÖŞESİ

Gerçekleşmesi imkânsız diye nbsp;bu haberlere nbsp;gülüyorduk!

1970, 1980, hatta 1990'lı yıllarda yayınlanan mizah dergileri, Türkiye'nin asla ulaşamayacağı (!) başarıları sıralayarak okurlarını eğlendiriyordu. Gerçekten de o yıllar ülkenin içinde bulunduğu şartlarda bu "pembe haberler" asla gerçek olmayacak cinstendi. Fakat göz ardı edilen bir gerçek vardı. O da dünyaya hükmetmiş Osmanlı'nın devamı olan bu milletin, bir gün küllerinden doğarak yeniden ayağa kalkabileceği gerçeğiydi. Son 13 yılda belini doğrultan ve ayağa kalkan bu millet, asla gerçek olmayacak sanılan bu haberlerin bir bir gerçeğe dönüştüğünü gördü. Sahi, bu pembe haberlerden kaç tanesi gerçek olmadı? Ve o yıllarda hayal dahi edilemeyen kaç pembe haber daha gerçekleşmek üzere sırada bekliyor?...

Arabesk yıllara veda
"Acıların çocuğu" Küçük Emrah, acı çeken "Eski Türkiye"nin sembolü olmuştu.
Arabesk yıllara veda
Arabesk yıllara veda
Çözüm süreci başlamadan önce gazetelerde sık sık bu tür manşetleri görmek mümkündü....



UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...