'Kriter 17-25 Aralık'

Düzenleyen:
'Kriter 17-25 Aralık'

GÜNDEM Haberleri

Medya temsilcilerini Çankaya Köşkü’nde ağırlayan Binali Yıldırım, Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının nasıl tespit edileceğine ve suçlanacağına açıklık getirdi.

Batuhan Yaşar ANKARA

Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ’ye yönelik operasyonların gidişatını detaylarıyla açıkladı. Başbakan, Çankaya Köşkü’nde kahvaltıda bir araya geldiği görsel medya kuruluşlarının yöneticilerine önemli açıklamalarda bulundu. Yıldırım’ın sözleri özetle şöyle:

MEDYA KARŞI DARBE YAPTI

Şu hakkı teslim etmemiz gerekir, bu darbe teşebbüsü ile beraber, medyamız herhangi bir telkin olmadan, durumdan vazife çıkararak, karşı darbe yapmıştır. Darbeye karşı Sayın Cumhurbaşkanı’mızın koyduğu net dirayet, hükümetimizin, bizlerin bu konudaki kararlılığı ‘Asla öyle bir şeye izin vermeyeceğiz ve de sorumluları da hesap verecek’ tarzındaki duruşumuz ve milletin işe sahip çıkması, belki işin sihirli tarafı. Darbecilerin veya darbeye kalkışanların hesaplamadığı tek alan bu ve medya diye düşünüyorum. Burada hesapları tutmadı. Hem millet hem medya hem hükümet hem Cumhurbaşkanımız, hep beraber olduk, kenetlendik. Emsali hiç görülmeyecek bir işi gerçekleştirdik.

BATI HAYAL KIRIKLIĞI YAŞATTI

Darbe girişiminden sonra bazı Batılılar, Batı dünyasındaki gazeteciler, yorumcular, ‘Darbeciler nerede hata yaptı?’ konusunu tartıştı. ‘Darbeyi Türkiye defetti, demokrasi kazandı’ diyecekleri yerde, ‘Şu şu hataları yapmasalardı başarılı olacaklardı’, onları tenkit eden, nerede hata yaptıklarını anlatan haberlere yer verdi. Bundan sonra daha dikkatli olmaları gerektiğini telkin ettiler. Şaka gibi ama değil. Maalesef bunu yaşadık. Zaten hemen darbe sonundaki şaşkınlıkları suçüstü yakalandıklarını ortaya koydu. Büyük bir şaşkınlık geçirdiler. ‘Bize böyle dememişlerdi, ne oldu, hesaplarda terslik mi var?’ tutumu içine girdiler. İspat etmeden kimseyi suçlayamayız, ama bu tutum demokrasiden yana tutum değildir. Bu bizde çok büyük hayal kırıklığı yaşattı.

YENİKAPI RUHUNU KORUMALIYIZ

Partiler, başta CHP, MHP olmak üzere çok net duruş ortaya koydu, tanktan yana değil demokrasiden yana dayanışma içine girdi. Desteklerini verdiler, hatta bu süreç, darbe girişiminden sonra da devam etti. ‘Yenikapı’dan sonra da biz bunu, bu birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız’ diye milyonlara taahhüdümüz var. Hakikaten bunu korumak zorundayız. Buna ihtiyacımız var. Çünkü toplumun kenetlenmesi, bir, beraber olması, hem içeride hem dışarıda ülkemiz hakkında iyi düşünmeyenlere çok önemli cevap niteliği taşıyor.

BELİRLİ KRİTERLER HAZIRLANDI

Darbe girişiminde bilfiil görev almamış, fakat arka planında görev almış veya yıllardan beri bu altyapının hazırlanmasında aktif katkısı olmuş herkesin çok titiz bir çalışmayla belirlenmesi ve adalete teslim edilmesi lazım. Belirli kriterleri ortaya koyduk. Bu örgütle irtibatı, kendi isteğiyle, kendi azmiyle olanlarla, hasbelkader burayla ilişki içinde olmuş olanları, birbirinden ayırmamız gerekiyor. Bizim için ölçü 17-25 Aralık sonrasıdır. 17-25 Aralık 2013 sonrasındaki örgütle ilişkilerde eğer bilerek ve isteyerek bizatihi örgütün, bizatihi ekonomik faaliyetlerine, sosyal faaliyetlerine, siyasi faaliyetlerine katılmışsa bunları tespit edecek araçlarımız var. Siyasette de ölçü bu.  Bunların kendi kurdukları özel iletişim ağları var. O iletişim altyapısında 50 binin üzerinde isim var. Bunların üzerine gidiliyor. Örgüt elemanlarının belirlenmesinde emniyet istihbarat biriminin kayıtları da dikkate alınıyor. Burada miladı 17-25 Aralık olarak belirlediğimiz için önceki kayıtları dikkate almayacağız. Bir başka konu, MİT’in, DDK’nın tespitleri var. 

'Kriter 17-25 Aralık'

(İHA İstanbul Bölge Müdürü Oğuzhan Güven, Başbakan Binali Yıldırım ile...)

81 BİN 494 MEMUR AYIKLANDI

Başbakan Binali Yıldırım, kamuda devam eden FETÖ temizliği ile ilgili de son rakamları açıkladı. Yıldırım, şu ana kadar 76 bin 597 memurun açığa alındığını, 4 bin 897 kişinin ise memuriyetten çıkarıldığını söyledi.  Açığa alınan ve memuriyetten çıkarılan toplam memur sayısının 81 bin 494 olduğunu belirten Yıldırım, açığa alınanların incelemelerinin devam ettiğini belirtti. Başbakan, önümüzdeki hafta içinde açığa alınan memurların bir kısmının daha çıkarılabileceğini vurguladı.

TSK FETÖ’DEN TEMİZLENİP YENİDEN YAPILANIYOR

Kuvvet komutanları, Savunma Bakanlığı’na bağlanıyor ancak kuvvet komutanlarıyla, Genelkurmay Başkanı’nın bağı kesilmiyor, bu çok önemli. Harekat konularında hiyerarşik bağlar devam ediyor. Yani, ‘Ben bakana bağlıyım, seninle işim kalmadı’ diyecek hali yok. Bürokrasiden silahlı kuvvetleri kurtarıyoruz. Silahlı kuvvetlerin, Genelkurmay’ın yaptığı işlerin yüzde 60-70’i bürokrasi. Askerin bürokrasiyle ne işi var? Oraya bilmem ne potin, elbise alınacak, iaşe ihaleleri yapılacak. Adam orada yaparken bir yanlış yapıyor, geleceği kararıyor. Bunlar işi değil ki askerin. Bildiğimiz bir şey var (FETÖ bağlantıları). 86, 87, 88 ve 89 dönemlerindeki albaylarla ilgili fazla sıkıntı yok, 90’dan itibaren başlıyor. 15 Temmuz öncesi bunların teşvik verilerek emekli edilmesine dair bir kanun getirdiler. Bunun da onların marifeti olduğunu şimdi anlıyoruz. O kanunu da bu KHK’da iptal ettik. İstedikleri kadar kalacaklar. Bu bir anlamda aşağıyı kontrol etme anlamında bir tedbir olarak ele alınabilir.

SUÇLARIN ŞAHSİLİĞİ ESAS

FETÖ içerisinde aynı aileden bireyler var, birisi hakikaten örgütte aktif, birisi değil. İşte burada nasıl davranacağımız önemli. Burada da 17-25 Aralık’tan sonraki faaliyetlerde acaba örgütle devam ediyor, eşine rağmen devam ediyor ve ilişkilerinde herhangi bir sorun yok. Bir müdahale yok, orada risk var. Tabii suçların şahsiliği esas olmak itibarıyla bir de o suça iştirak etme, etmeme gibi durumları da dikkate almak lazım. İşin bu kısmı bizim işimiz değildir. Bu kısmı yargının işi. Suçu işleyen kişilerle suçu işlemeyenleri karıştırmamalıyız. 

MASAK ARAŞTIRACAK

Terörün finanse edilmesi uluslararası bir suç. Bu suça bilerek, katılanlar affedilmez. Bunlar cezalandırılacak ancak bunlarla iş yapmış, mal vermiş, mal almış, bunları sorumlu tutamayız. Burada da ölçümüz 17-25 Aralık. İş yapmaya devam etmiş, ilişkilerini geliştirmiş. Bunu da masum sayamayız. 17-25 Aralık’tan sonra bu bilinen terörün finansmanını sağlayan şirketlerle çok derin ilişkileri devam ettirenler varsa onlar da sorumlu olacak, ancak orada şirketin kendisi değil bu işin içinde olan yöneticileri veya ortakları sorgulanacak. Bu işi MASAK yapacak.

ABD İADE KONUSUNDA HAREKETLENDİ

Amerika, bunca olandan sonra ‘şöyleydi böyleydi’ gibi bir takım ipe un sererek o işi geçiştirme yoluna gidemez artık. Her şey ayan beyan belli. Adamlar bülbül gibi ötmeye başladılar. Kendilerini kurtarmak için doğruları söylüyorlar. Bunlar ortadayken aksi bir tutum bu milletin, 79 milyonun hissiyatını görmemek olur.  Bize ‘niye sizin vatandaşlarınız bize kötü gözle?’ bakıyor demeye hakları yok. Ne yapsın vatandaş ‘iyi mi ettiniz’ desin. Darbe teşebbüsü olmadan önce bir takım itirazları ve düşünceleri vardı, ama 15 Temmuz’dan sonra böyle düşünmeleri dostluk ve iyi niyetle bağdaşmaz. Bu konuda olumlu adımlar atılmıyor mu? Atılıyor. 15 Temmuz sonrası ABD’nin yaklaşımı 15 Temmuz öncesine göre çok farklı. Şimdi 22’sinde bir heyet gönderiyorlar. Gelip burada bizimkilerle görüşecekler. 22’sinde ABD Başkan Yardımcısı geliyor. Genelkurmay Başkanı geldi. Bizden de heyet gidecek. Aksi bir tutum olamaz. ABD bunu kendisine izah edemez. ABD hakkında yayılan kanaati önlemenin tek yolu bu adamı teslim etmektir.

KURUMA DEĞİL KİŞİLERE CEZA

Örgütün finans kaynağını sağlayan firmalar var. Bunlarla ilgili bir tereddüt yok. Bir de bazı firmalar da var. Bunlarla hakikaten iç içe girmiş, yöneticileri, sahipleri isteyerek, yahut istemeyerek bunlarla hareket ediyor, fakat firma ülkenin bir değeri olmuş. Binlerce çalışanı var. Burada da ölçümüz şu; kurumları değil kişileri esas alacağız. Cezalandırmayı kuruma değil kişiye yapacağız. Tıpkı bizim parti kapatma konusundaki bakışımız gibi. Partinin bir mensubu yanlış yaptı diye partiyi kapatma fikri ne kadar demokratik ve hukuki değilse burada da durum aynı. Orada kişiler hedef alınacak, onlar ayıklanacak. Kurum üretmeye devam edecek. Aksi halde ekonomi de olumsuz etkileniyor. Şimdi bizi arayanlar var, ‘Ben vaktiyle buraya mal vermiştim, ben şimdi FETÖ’cü müyüm?’ diye endişe ediyor. Bankalar, ‘FETÖ’cülere kredi verdim’ diye sorgu sual olur mu, bu tehlikeli bir şey. Böyle yola girdiğimiz zaman maazallah FETÖ darbesinden daha çok sıkıntılar yaşarız.

BAŞBAKANIN TOPLANTISINDA, ÖNCE ŞAŞIRTAN SONRA GÜLDÜREN OLAY

Çankaya Köşkü’ndeki toplantı ilginç bir olayla başladı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, telefonu çalmaya başlayınca Yıldırım’a, “Başbakanım beni arıyorsunuz?” diye sordu. Yıldırım ise, “Hayır, nerede benim telefonum? Belki korumalar aramıştır” diyerek cep telefonunu istedi. Telefonda Şimşek’in aranmadığı görüldü. Gazetecilerin “Siber saldırıya mı maruz kaldınız?” esprisi, Yıldırım ve katılımcıları güldürdü. 

Düzenleyen:  - GÜNDEM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...