15 Temmuz ruhu capcanlı, dipdiri

Cumhurbaşkanımızın daveti üzerine 15 Temmuz’un birinci yıl dönümünde arkadaşım Necmi Çiçekçi ile beraber biz de Şehitler Köprüsü’ndeydik. O muhteşem kalabalığın bir parçası olduk, o coşkuyu birlikte yaşadık. Onlarca vatan evladının şehit, yüzlercesinin gazi olduğu yerde, 15 Temmuz’un Çanakkale’si sayılan Şehitler Köprüsü’nde toplanan milyonlar, o gecenin manevi havasını iliklerine kadar hissetti. Şehitlerimizin ismi okunurken hep birlikte “Burada!” diye haykırdık. Onlar gerçekten oradaydılar, buna inandık. Sık sık ortalığı inleten ve İhlas Medya’nın aziz milletimize armağanı olan Demokrasi Marşı ile coştuk. Marş her çaldığında gururla eşlik ettik. Marşı bizim yazdığımızı bilenlerin ilgisi inanılmazdı. Dualar, tebrikler aldık. Bir ara TGRT HABER muhabiri Sultan Akten yanıma gelip “Abi nasıl yazdınız bu marşı, sözleri efsane, her dinlediğimde heyecanlanıyorum” dedi. “Ben de heyecanlanıyorum” dedim. Duygular ortaktı, yürekler birdi. Ağlamaktan gözleri kızarmış anneler gördüm, heyecandan yerinde duramayan gençler gördüm. Bir kere daha inandım ki, bu milleti Allah’ın izni ile hiçbir kuvvet yenemez. Bu milletin bir ferdi olduğum için Rabbime şükrettim.

BİRLİK OLURSAK...

Köprüye protokol araçları ile gitmiştik. Öncesinde Gayrettepe’deki bir otelde toplandık. Sanatçılar ve sporcular vardı. Bazılarıyla sohbet ettik. Şarkıcı Alişan’a bu günle ilgili ne düşündüğünü sordum. Cevabı şu oldu: “Abi biz birlik oldukça, hiç kimse bu vatana yan gözle bakamaz. Hainler avucunu yalar. Yan gözle bakanlara geçen sene bugün haddini bildirdik. Yine çıkarsa yine bildiririz. Allah devletimizi, milletimizi böylesi hain girişimlerden korusun.”

Geçmişte TGRT’nin bazı film ve dizilerinde rol almış olan sanatçı Sibel Turnagöl bizi görünce Enver Ağabey’i hatırladı ve duygusal anlar yaşadı. “Biliyor musunuz” dedi, “Ben Enver Ağabey’i hiç unutamıyorum. Onu çok özlüyorum ve her gün ona dua ediyorum. Her gün mutlaka bir Fatiha gönderiyorum. Üzerimizde çok emeği var. Çok güzel insanlar yetiştirdi. O çok farklı bir insandı…”

GAZOZ KUPASI DEĞİL...

İhlas Eğitim Kurumları öğrencisi millî okçumuz Mete Gazoz’u gördüm, yanına gidip tebrik ettim. Millî güreşçimiz Rıza Kayaalp ve millî karatecimiz Enes Erkan’la birlikteydiler. Mete’nin gündeminde Dünya Kupası vardı. “Şampiyona öncesi kampa gireceğiz. Hedefim ülkemi en iyi şekilde temsil etmek” dedi. Böylesine ülkesini düşünen gençler yetiştirdiği için İhlas’a dua ettim ve İhlas’lı olmaktan gurur duydum.
Gün ve duygular millî olunca, davetli millî sporcu sayısı da bir hayli fazlaydı. Şenol Güneş’ten Kenan Sofuoğlu’na kadar pek çok tanıdık sima gördüm. Tabii burada millî rallicimiz Burcu Çetinkaya’ya özel bir paragraf açmam gerekiyor. Ne de olsa gazetemizin yazarı ve tanıdık bir isim. Geçtiğimiz yarışta aracı yanan ve ölümden dönen Burcu Çetinkaya’ya geçmiş olsun dileklerimizi ilettik, sohbet ettik. Şehitler Köprüsü manzaralı fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmedik.

Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki, 15 Temmuz ruhu hâlâ capcanlı ve dipdiri. Bu ruhu hep böyle canlı tutmak ve gelecek nesillere aktarmak zorundayız. Bu konuda hepimize, özellikle de medyaya büyük sorumluluk düşüyor. Allah’a hamdolsun ki, İhlas Medya olarak biz bu millî görevin bayraktarlığını yapıyoruz. Darısı diğerlerinin başına…