'Biz de Baas rejiminin yıkılmasını istiyoruz'

'Biz de Baas rejiminin yıkılmasını istiyoruz'

GÜNDEM Haberleri

Esad muhalefetiyle birlikte hareket etmediğinden dolayı eleştirilen Demokratik Birlik Partisi'nin Eşbaşkanı Asya Abdullah: "Baas ömrünü tamamlamıştır. Eninde sonunda gidecektir."Suriye'ye ilişkin hesapların dışarıdan yapıldığını ve muhalefet birlik oluşturamadığı için kaosun sürdüğünü belirten Asya Abdullah: "İki yıl süren devrim nerede görülmüştür?" dedi.

nbsp; nbsp;



ERBİL'DE GÖRÜŞTÜK
Bir yandan Suriye'deki iç savaşta kendilerine yer arayan diğer yandan da Türkiye ile olan bağlantılarından dolayı herkesin ulaşamadığı PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah ile Kuzuy Irak'taki Erbil kentinde buluşuyoruz. Abdullah "İstenirse Türkiye ile görüşürüz" diyor.


Suriye'deki savaş iki yılını doldurmak üzere. Şiddet derinleşerek devam ederken, ülkenin gebe olduğu değişim ve dönüşümün hesapları çok farklılık arz ediyor. Kimi büyük kayıpları göze alarak savaşmayı tercih ederken kimi de uzak duruyor. Rejimle savaşmayan siyasi hareketlere yönelik eleştiriler ise haliyle sert oluyor. Eleştirilerin odağından yer alan gruplardan biri Demokratik Birlik Partisi (PYD). Kürt bölgesinin büyük çoğunluğunun kontrolünü ele geçirmiş olan PYD'nin, Suriye'nin geleceğine ilişkin planlarını, Baas rejimiyle birlikte hareket edip etmediğini partinin Eşbaşkanı Asya Abdullah'a sorduk. Abdullah eleştirileri haksız bulduğunu söylerken, rejim yandaşı olmadıklarını belirtiyor. Hatta rejimin yıkılmasını, savaşan diğer muhaliflerden daha fazla istedikleri iddiasında. Bir süre PKK'nın içinde aktif olarak yer aldığı bilinen Abdullah, Türkiye'de Kürt sorunun çözümü için başlatılan "barış süreci" için oldukça iyimser olduğunu vurguluyor. Abdullah ile Erbil'de gündemdeki sıcak konuları konuştuk…


gt; PYD eşbaşkanı olarak Suriye'deki gidişatı nasıl görüyorsunuz? nbsp;
Suriye'de yaşananlar, hiçbir ülkeye benzemiyor. Tunus, Mısır ve Libya'daki hadiselerle arasında dağlar kadar fark var. Öncelikle Suriye'deki savaş ve sonrasıyla ilgili tüm hesaplar içeride değil dışarıda yapılıyor. Suriye ile ilgili dikkat çeken iki önemli cephe var. Birinci cephe rejimi ayakta tutma ve savunma hareketidir. Bu düşüncedekiler rejimin devamını sağlamaya çalışıyor. İkincisi ise muhalefete verilen destek. Bu da çoğunlukla dışarıdan geliyor. Suriye'nin nereye gideceği veya nasıl bir değişime uğrayacağına ilişkin karar dışarıya bağlı.


KAOS 2014'E KADAR SÜREBİLİR


gt; nbsp;Suriye'nin geleceğinde etkin güçler kimler?
Rusya başı çekiyor. İkinci olarak Avrupa devletleri önemli bir rol oynuyor. Amerika göz ardı edilmeyecek bir aktör. Tabi çevre ülkeler, Suriye'nin geleceğinde etkin. Dışarıdaki bu etkili güçler arasında Suriye'nin gidişatına ilişkin bir mutabakat sağlanmazsa içerisi düzelmez. İç savaşa dönüşmüş şiddet sarmalı devam edip gider.


gt; Ne zamana kadar devam eder? nbsp;
Dışarıdan Suriye'ye bakış şeffaf ve net değil. Ortaklaşa alınmış bir karar yok. Mutabık olunan noktalar da bulunmuyor. Hele dış bir müdahale olursa Suriye, bugünkü durumundan çok daha kötü olabilir. Bu beraberinde bölge ülkelerindeki dengeleri alt üst eder. Çünkü Suriye'nin durumu, bölgedeki diğer devletlerle doğrudan bağlantılı. İhtimal o dur ki, bu gidişat 2014'e kadar sürebilir. Karanlık noktalar fazla olduğu için kaos ve kargaşanın ömrü uzuyor.


gt; Suriye'ye ilişkin herkesin hesapları farklı mı? nbsp;
Hem de çok farklı. Kimi küresel güçlerin siyasi, ekonomi, kültürel ve stratejik hesapları var. Suriye muhalefeti de bir türlü birlik oluşturamadı. Muhalefetin dağınık hali Suriye'deki durumu içinden çıkılmaz bir hale sokuyor. Şu anda en hayati husus Suriye'deki tüm hareketlerin birlikte davranmalarıdır. Hem içerideki hem de dışarıdaki grupların birlikte hareket etmeleri durumunda tabi ki gidişat çok daha farklı sonuçlanabilir. Siyasi oluşumdaki faaliyetler de çok şeffaf değil. Siyasi hareketlerin, nasıl bir anayasa istediği net değil. Suriye'de tüm dünyanın bildiği gerçek şudur: çok çeşitlilik ve çok kültürlülük var. Farklı din, dil, mezhep ve etnik gruplar mevcut. Suriye çok renkli bir bahçeyi andırması gerekirken bu bahçede kimlerin nasıl ve ne şekilde yer alacakları hiç ciddi şekilde ele alınmıyor.


gt; Bu ortamda Kürtlerin durumu nedir? nbsp;
Suriye'nin en girift meselelerinin başında Kürt sorunu gelmektedir. Rejim 50 yıldan fazla bir süredir tüm siyasi ağırlığını Kürtlerin üzerinde hissettirdi. Kürtler, tüm haklardan mahrum edilmiş. Onun için Suriye'nin yeni değişiminde Kürt sorununun çözümü kaçınılmaz bir hadise olarak önümüzde duruyor. nbsp;Ancak bugünü kadar Suriye muhalefeti, Kürt sorunun çözümü, yeni demokratik bir anayasanın hazırlanması ve demokratik bir ülkenin yeniden inşası için ciddi bir tartışma ve hakları iade etme belirtisi göstermedi.


gt; nbsp;İç savaşın 2014 yılına kadar sürmesi halinde Suriye parçalanmaz mı? nbsp;
Kanaatime göre dış dünya Suriye'nin parçalanması taraftarı değil. İç savaş alevlendikçe hayat çekilmez bir hal alıyor. Bununla beraber, mezhebsel ve etnik ihtilaflar fazlalaşıyor. Savaş derinleşip sürdükçe toplumda bölünme artıyor. Alevi, Sünni ve Kürt bölgeleri var.


PARÇALANMAYA KARŞIYIZ


gt; Peki siz neler istiyorsunuz? nbsp;
Tüm çabamız demokratik bir Suriye'nin oluşturulması içindir. Bugün Suriye'de her geçen gün alevlenen savaşın bir parçası olmak istemedik. Çünkü ölmek ve öldürmekle sorunlar çözülmez. Bunun için demokratik siyaseti önceliyoruz. Sürdürdüğümüz mücadele yöntemi de barışa hizmet etme amaçlıdır. İki yıldır Suriye'de barışın tesis edilmesi için çaba gösteriyoruz. Suriye'nin parçalanmasını arzu etmiyoruz. Ne coğrafi ne de demografik bir bölünme ve parçalanma istiyoruz. Rojava'da Kürt, Arap, Süryani ve Asurilerle birlikte yaşamak istiyoruz. Barış taraftarı olan tüm siyasi gruplarla birlikte de hareket etmeyi istediğimizi söylüyoruz.


gt; Ama hem Kürt partileri hem de Suriye muhalefeti, sizleri rejime destek vermekle suçluyorlar?
Biz de Suriye'de kendine ait bir siyasi görüşü ve rotası olan bir siyasi partiyiz. Suriye'de hiçbir gücün sultasını istemiyoruz. Devletin zorba tutumuna karşıyız. Yarın bir gün başka bir gücün benzer yöntemlere başvurmasına da şiddetle karşı duruyoruz. Dikta ve tahakküm istemiyoruz. Savaşın tarafı olmadık.


gt; Peki rejimin dostu mu yoksa düşmanı mısınız? nbsp;
Bizim açımızda dost ya da düşman olma durumu yoktur. Kimseye saldırmıyoruz. Demokratik değişim ve barışı esas alıyoruz. Ancak bize yönelik saldırılar olursa kendimizi de savunuyoruz. Devlet bazen bize saldırdı anında cevabını verdik. Bize yönelik ifadeler karalama kampanyalarıdır. Bilerek ve bilinçli bu tür söylemlerde bulunuluyor.


gt; Suriye'nin kuzeyindeki silahlı YPG grupları size bağlı değil mi? nbsp;
YPG, halk savunma güçleridir. Doğrudan bize bağlı değildir. Onların bağlı olduğu yer Kürt Yüksek Konseyi'dir. Rojava halkının iradesine uygun hareket ediyor.


BİZ DE REJİMİ?İSTEMİYORUZ nbsp;


gt; Rejimin düşmesini siz de istiyor musunuz? nbsp;
Elbette ki biz de Suriye rejiminin düşmesini istiyoruz. Son iki yıldır rejime ciddi bir alternatif çıkartan en önemli aktör PYD'dir. Biz kesinlikle rejim karşıtıyız. Şu anda Kürt bölgesinde rejimin oluşturduğu sistem uygulanmıyor. Suriye'de kim devlete yakın kim rejime düşman bu pratikte net bir şekilde görülüyor. Bu rejim gidecek. Artık süresini doldurdu. Sadece Suriye'deki baskıcı devlet anlayışı değil onun gibi kavmiyetçiliği ön plana çıkartan diktatörlükle yönetilen diğer devletlerde de yürüyen mevcut rejimler yok olup gidecek. Bunun için biz merhale merhale hazırlıklarımızı yaptık ve rejimden sonra da nasıl bir mücadele vereceğimizin planlarını hazırlamış durumdayız.


gt; nbsp;Rejimin düşmesini istediğinizi söylüyorsunuz. Ama Suriye'nin birçok noktasında Hafız Esad ve Beşar Esad'ın heykel ve büstleri yıkılırken denetiminizdeki Kamışlı'da niye hâlâ dimdik ayakta duruyorlar? nbsp;
Rejimin gideceğine ilişkin düşüncemiz inancı geçmiştir. Baas rejimin yıkılması kaçınılmazdır. Biz de bunun için çaba gösteriyoruz. Kürt bölgesinde rejim kalmamıştır. Kürtler kendi kendilerini yönetir durumdalar. Kurumlar oluşturulmuştur. Ama Kamışlı'daki durum diğer yerleşim birimlerinden farklıdır. Kamışlı'da idare Kürtlerin elinde ama devletin kurumları da varlıklarını sürdürüyorlar. İstihbarat, askerî birimler ve havaalanında faaliyetler yürütülüyor. Askerî güçler de kendilerince tedbirlerini alıyorlar. Ama onlarda çoğu zaman; bizim rejime alternatif bir sistem kurduğumuzu ve onların elinde hiçbir yetki bırakmadığımızı itiraf ediyorlar.


MUHALEFETLE?ÇALIŞIRIZ


gt; Abdullah Öcalan'ın Suriyeli Kürtlere tabi özellikle de PYD'ye "Rejimden uzak durun ve diğer gruplarla irtibat kurun" mesajını nasıl okudunuz?
Orta Doğu coğrafyasındaki değişimi ve dönüşümü tarihî buluyoruz. Bunun Kürt sorunun çözümüne de yeni fırsatlar doğuracağını düşünüyoruz. Onun için Öcalan'ın mesajını önemli buluyoruz. Muhalefetin, Kürt sorununa çözüm odaklı yaklaşması halinde irtibata geçmeye hazırız. Suriye'deki değişim, bizleri doğrudan etkiliyor. Bunun için savaşla direkt ilgiliyiz. Şu anda bile Suriye'deki tüm muhalefetle birlikte çalışmak istiyoruz. Şimdi çalışalım ki rejimden sonra daha güzel bir şekilde beraber hareket edelim. Birlikte hareket etmeye hazır olduğumuzu her fırsatta ilan ediyoruz.




gt; Peki Türkiye ile iyi ilişkiler kurma noktasında niye hevesli değilsiniz? Dışişleri Bakanı, Kürt partileri davet etti. Siz niye karşı çıktınız?
Biz değil Türkiye bizimle temas kurmak istemiyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Kürt partilerini Ankara'ya davet ettiği doğrudur. Ancak bu davet bize gelmedi. Kürt Ulusal Meclisi'ne geldi. Oysa davet Kürt Yüksek Konseyi'ne yapılmış olsaydı Ankara'ya gidilmesine karşı çıkmazdık. Türkiye, bizi istemediği için tavrımız olumsuz oldu. nbsp;




'ENİNDE SONUNDA BARIŞ OLACAK'
gt; Türkiye'deki Kürt sorunun çözümü için başlatılan bir süreç var. Barışla sonuçlanması Suriye'deki Kürtleri nasıl etkiler? nbsp;
Kürt sorunun siyasi yöntemlerle çözülmesi tüm bölge ülkelerindeki Kürtlerin üzerinde olumlu bir etkiye yol açacaktır. Özelliklede Suriyeli Kürtlerin üzerinde büyük tesiri olacaktır. Değişime de inancım var. nbsp;Eninde sonunda bu sorun hal olacaktır. Başka çaresi yok. Şiddetle, Kürt meselesi çözülmez. Bu problem siyasi ve demokratik bir renkle çözüme kavuşacaktır.


gt; Bu şekilde bir çözüm beraberinde ciddi bir risk de barındırıyor mu? nbsp;
Olayın tarafları bir çözüm iradesi ortaya koymuş durumdalar. Tek taraflı çözüm olmaz. Her tarafın istek ve arzusunu ortaya koyması gerekiyor. Tabi ki her zaman bir risk mevcuttur. Çünkü çözüm karşıtı olanlar var. Hassas bir süreçle karşı karşıyayız. Bunun için herkesin gerekli sorumluluğu omuzlayarak ve hassasiyetleri de göz önünde bulundurarak davranması gerekiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...