Çelik: Zanaat ‘ruh’ ile sanata dönüşür

Düzenleyen:
Çelik: Zanaat ‘ruh’ ile sanata  dönüşür

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi Listesi’nde yer alan 32 yıllık tespih ustası Hüseyin Çelik “Bir şeyi taklit ederseniz, zanaatkâr olursunuz. Esere kendinizden bir şeyler katmaya başladığınızda ise sanatçı... Osmanlılar tespihte bunu çok güzel başarmış” diyor.

MURAT ÖZTEKİN

Kimileri âdeta yanıyor, kimileri duruşuyla ‘ben çok eşsizim’ diye haykırıyor... Yeşilin, kırmızının, turkuazın muhteşem tonları bir araya geliyor elişi tespihlerde... Maddi değerleri on binlerce lira olsa da, her biri manevi değerleriyle zaten eşsiz... UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi Listesi’nde yer alan 32 yıllık tespih ustası Hüseyin Çelik ve oğlu Adnan Tolga Çelik’in nadide eserlerinden bahsediyorum. ‘Baba-oğul’un eserleri “Sübhan” isimli sergide bir araya geldi. İstanbul Zeytinburnu Kültür Merkezinin ev sahipliğinde tertiplenen sergide, zanaattan sanata tekâmül eden eserler yer alıyor. Biz de Hüseyin Çelik’le sergiyi ve tespih sanatını konuştuk.
¥ Tespihle olan maceranız nasıl başladı?
Önceleri torna tesviye işiyle uğraşıyordum. Askerde bir arkadaşa masa isimliği yaptım. Bazı kısımları minare şeklindeydi. Arkadaşın abisi tespihçi Abdullah Öner’miş. Yaptığım çalışmayı çok orijinal bulup bende bir cevher olduğunu düşünmüş. Benimle çalışmak istedi ve maceram başladı. Sonra Türkiye’nin en mühim tespih ustalarından Yusuf Özgen  ile yollarımız kesişti. Ondan da bu işin inceliklerini öğrendim. 
MERCAN, KEHRİBAR, FİLDİŞİ...
¥ Eserlerinizde en çok hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?

Umumiyetle çalışması zor olan taş malzemeleri seviyorum. Bunların arasına mercan, firuze, sedef ve damla kehribar giriyor. Bazen de hayvani malzemeleri kullanıyorum. Fildişi ve gergedan boynuzu da çalıştığım malzemelerden. 
¥ Oğlunuzla sergi açmak nasıl bir his?
Bazen oğlumun işlerine baktığımda “Acaba benim mi” diye tereddüt ediyorum. Sergide yer alan tespihlerin bir kısmı onun eseri. 32 yıldan sonra bayrağımı teslim edeceğim biriyle sergi açmak bana mutluluk veriyor. 
¥ Tespihçilik aslında bir zanaat ama sizi işlerinizde bir sanata tekâmül etmiş hâldeler. Bu iş nasıl sanata dönüşür?
Bu zanaat asırlardır var. İslamiyet, tespihe altın çağını yaşatmış. Müslüman ustalar bu zanaata kendinden bir şeyler katarak ‘sanat’ hâline getirmişler. Bir şeyi taklit ederseniz zanaatkâr olursunuz. Esere kendinizden bir şeyler katmaya başladığınızda ise sanatçı... Osmanlılar bunu çok güzel başarmış; eserlere orijinal motifler nakşedilmiş. 
 ¥ Siz eserlerinize neler katıyorsunuz?
Ben de bu zanaatın geleneklerini bozmadan bir şeyler yapabilmek için gayret gösteriyorum. Zira tespihin olmazsa olmaz kısımları var. Ara taneler ve imame bu kısımlardandır. Ben 33’lük tespihlerin ara tanelerinin dışında iki ara parça daha ilave ettim. Şahsen kültürümüzün nadide bir parçası olan lale motifini de tespihlere taşıdım. 

Çelik: Zanaat ‘ruh’ ile sanata  dönüşür

Beni taklit etmeyin

¥ Tespih yaparken dikkat ettiğiniz hususi şeyler var mı?
Yaptığımız şey Allah’ı zikretmek için kullanılan dinî bir nesne. Dolayasıyla işlerimi bunun manevi mesuliyeti çerçevesinde yapıyorum. İnsanların, Yaradan’ı ile yakınlaşmasına vasıta olan bir şeyi meydana getirdiğim için de bahtiyarım.
¥ Yetiştirdiğiniz isimlere ne tavsiye ediyorsunuz?
Benim için mühim olan, sanatçının tespihe katacağı güzellik. Yetiştirdiğim kişilere hep bunu tavsiye ediyorum. En çok söylediğim sözlerden biri: Beni taklit etmeyin! Biz bu sanatın asırlar sonra var olmasını istiyorsak, ölçülü yeniklerle inkişaf ettirmeliyiz. Tabii geleneği bozmamamız lazım.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...