Yarı Başkanlık kaçınılmaz

A -
A +

Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmaları Sayın Abdullah Gül'ün son çıkışı ile yeni bir boyuta taşınmış oldu. Cumhurbaşkanı Gül'ün, "Benim ilerisi için bir siyaset planımın olmadığının bilinmesini isterim" sözü Başbakan Erdoğan'ın daha rahat hareket etmesini sağlayacak bir açıklama olarak yorumlanabilir. "Ben yokum" açıklaması Tayyip Bey ile Abdullah Bey arasında çekişme yaşanacağı beklentilerini de boşa çıkaran bir açıklama.
"Şu bir gerçek ki, ben bağımsız bir şekilde siyasete girmiş ve Cumhurbaşkanı olmuş bir insan değilim. Dolayısıyla muhakkak bunu arkadaşlarımızla konuşacağız, tartışacağız ve neticede hep birlikte karara varacağız, bunu da kendi aramızda halledeceğiz" sözleri ile Cumhurbaşkanı Gül fitnecilere iyi bir cevap verdi. 2007'de AK Parti Cumhurbaşkanı adayını belirlerken, yaşanan süreç şimdi yine yaşanacak.
Cumhurbaşkanı Gül, son açıklamaları ile kendi adı üzerinden yapılan spekülasyonları da boşa çıkarmış oldu. Bazı çevreler cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık makamlarının farkını göz ardı ettiler. Erdoğan ile Gül arasındaki üslup, yaklaşım ve yöntem farkının AK Parti'yi böleceğinin hesabını yaptılar. Gül'ün AK Parti'nin kurucusu, genel başkanı olduğunu unuttular.
Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan Erdoğan'ın aday olması halinde 'kendi adıma bir siyaset planım yok' diyor. Herhalde 'Tayyip Bey Köşk'e aday olursa ben ona rakip olmam' diye düşünüyor. Ya da 'Cumhurbaşkanlığı gibi bir makamdan sonra siyasetin öğütücü atmosferine girmek istemiyorum' diyor. Ya da, 'Aktif bir başkanlık sistemi altında pasif bir başbakanlık yapmayı düşünmüyorum' diyor. Bunların hiçbirisi yadırganacak veya gitmeye sebep olacak düşünceler değil. Çünkü kendisi gelecekteki senaryolarla ilgili partiden bağımsız hareket etmeyeceğini söylüyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın tüm olup biten tartışmalar için, 'Bence bu konu her iki tarafı rencide edecek, üzecek ve bulundukları konumlarda kendilerini rahatsız edecek bir düzeye gelmemeli' sözlerini ben çok yerinde ve önemli sözler olarak görüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakanın çevresindekiler ve AK Parti'de siyaset yapan herkes bu nezaket kurallarına özen göstermeli ve bu sürecin nezaket içinde yürütülmesine, ilmi siyaseti bilen herkes katkı vermelidir.
Mevcut Anayasa'da Kenan Evren'e göre düzenlenmiş Cumhurbaşkanının çok geniş yetkileri var. İster Tayyip Bey, isterse ikinci kez Abdullah Bey seçilsin halkoyu ile seçilen kişi artık 'Başkan' olacaktır. Kim seçilirse seçilsin Anayasadaki mevcut yetkilerini kullanacaktır. Cumhurbaşkanını halkın oyları ile seçtiğinizde ne derseniz deyin, bu sistemin adı 'Yarı Başkanlık Sistemi' olacaktır. Erdoğan'ın 'Millet başkanını seçecek' sözü, bu gerçeğe işaret eden bir sözdür.
2015 seçimlerine kadar olan ara dönem için Başbakanlığa adı geçenler Arınç, Davutoğlu, Atalay, Yıldırım, Babacan, Mehmet Ali Bey... Gördüğünüz gibi birçok aday ismi saymak mümkün. Peki partiyi 2015 seçimlerine kim taşıyacak? Sorusunun cevabı henüz yok. İşte kongrede Sayın Gül genel başkanlığa aday olup AK Parti'yi 2015 seçimlerine götürebilir. Erdoğan ile Gül'ün kader birlikteliği, yol ve dava arkadaşlığı devam edecektir. Son demeci Sayın Cumhurbaşkanının bir adım geriye atarak isminin yıpranmasına izin vermek istememesi olarak anlamak lazım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.