Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Baharda kalbe dikkat

Düzenleyen:
Baharda kalbe dikkat

SAĞLIK Haberleri

Mevsim geçişlerinde hava sıcaklığının ciddi değişiklik göstermesi damar yapısını olumsuz etkiliyor ve risk grubundaki kişilerde kalp krizini tetikliyor.

ZİYNETİ KOCABIYIK

Mevsim değişimlerinin kalbi zorladığını bildiren uzmanlar özellikle risk grubundaki kişileri dikkatli olmaları konusunda ikaz ediyorlar. Soğuk havadan sıcağa ya da sıcak havadan soğuğa geçişin damar yapısını etkileyerek kalp ve damar hastalıklarına bağlı ani kalp krizi riskini artırdığını belirten Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahadır Dağdeviren, mevsim geçişlerinde kalbin sinyallerine uyanık olunması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerde Avrupa birinciliğine sahip olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Dağdeviren, klasik risk faktörlerinin üzerine eklenen mevsim değişikliklerinin kalp ölümlerini tetiklediğini belirterek “Isının ciddi değişkenlik gösterdiği mevsim geçişlerinde ve özellikle de aynı anda 4 mevsimin yaşanabildiği ülkemizde bir anda dağda kayak yapıp sahilde denize girme imkânının olması belli dönemlerde kalp damar hastalıklarının yoğunlaşmasına yol açıyor” dedi. Havadaki ani ısı değişikliklerine bağlı olarak damar yapısının büzüldüğünü ya da genişlediğini ve risk faktörü olan kişilerin kalbinin bu değişime ayak uyduramadığını anlatan Prof. Dr. Dağdeviren kış aylarındaki yeme düzeninin de krizi tetiklediğini ifade etti. Prof. Dr. Dağdeviren “Kış dönemi diyet, egzersiz miktarı ve beslenme şeklinin değiştiği daha fazla yağlı yiyeceklerin tüketildiği, daha az hareket edildiği ve kilo alma eğilimini dolayısıyla da şeker metabolizmasının bozulduğu mevsimdir. Bütün bunlar kalp damar hastalığı riski artmaktadır” dedi. 
GÜNEŞ GÖRMEMEK KALBİ YORUYOR
Kalp damar hastalığı ile D vitamini düşüklüğü arasındaki ilişki çok sayıda çalışmada gösterildiğine işaret eden Prof. Dr. Dağdeviren “Kışın daha az güneş ışığına maruz kaldığımız için D vitaminin koruyucu etkisinden faydalanamıyoruz. Kışın da mümkün olduğunca güneşte kalmak gerekir” dedi. Mevsim geçişlerinde belirgin olarak artan solunum yolu enfeksiyonlarının da kalp krizi için önemli bir risk faktörü olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Dağdeviren “Özellikle mevsim geçişlerinde salgın yapan grip enfeksiyonu kalp yetersizliği ve koroner kalp hastalığı olan yaşlı popülasyonda ölümleri yaz mevsimine göre yüzde 30-50 oranında arttırmaktadır. Midede bulunan Helikobakter bakterisine bağlı enfeksiyonlar ve bazı ürolojik enfeksiyonların sessiz ve kronik şekilde ilerlerken kalp krizi riskini de arttırdığını düşünülmektedir” dedi. 

Her ağrı kalp mi?

Kalp krizinin kalbi besleyen damarlardan birinin tıkanması ve kalbin oksijensiz kalması sonucu oluştuğunu söyleyen Memorial Şişli Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez “Kalp krizi, hareket hâlindeyken ağrılarla başlayabilir ve sonrasında istirahat ederken de kendisini gösterebilir. Göğüs, boyun, kol, sol bilek ya da parmakta ağrı, baskı hissi, uyuşukluk ve karıncalanma varsa hemen doktora gidilmelidir. Özetle bu bölgelerde daha önce olmayan herhangi bir his dikkate alınmalıdır. Bunun yanında ağrısız kalp hastaları da (sessiz kalp hastalığı) vardır. Ağrısı olmayan hasta şansızdır. İlk ağrı kalp krizi, ilk kalp krizi yaşamı kaybedecek kadar ağır olabilir” dedi. 
Ağrının, vücudu koruyan bir mekanizma olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Sönmez “Ağrı mekanizması bozuk olan hastalar, diyabetliler, KOAH hastaları ve şişmanlardır. Yaklaşık hastalarımızın yüzde 20’si bu gruba girer. Ayrıca kadınların ağrıya tahammüllerinin yüksek olması sebebi ile kadınlarda erkelere nazaran sesiz kalp hastalığı daha çok görülmektedir.

 

Kimler risk grubunda?

∂ Ailesinde kalp hastalığı ve
kalbe bağlı erken ölüm görülenler
∂ Daha önce kalp krizi geçirmiş,
anjiyo ya da stent uygulanmış kişiler.
∂ Diyabet, hipertansiyon, yüksek
kolesterol hastaları. 
∂ Şişmanlar ve bel bölgesinde
aşırı yağlanma olanlar.
∂ Menopoz dönemine girmiş
olan kadınlar. 

40’tan sonra her yıl kalbinize baktırın

Risk grubundakilerin 30, risk grubunda olmayanlar ise 40 yaşında sonra her yıl kan testleri, tansiyon kontrolü ve efor testi yaptırmaları gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Bingür Sönmez “Özellikle üst düzey yöneticiler gibi stresli işlerde çalışan kişilerin 40 yaşından sonra bilgisayarlı koroner anjiyografi yaptırarak gelecek 10 yıllık kalp damar hastalığı riskini öğrenmelerini sağlıyor. Günümüzde gençlerin yaşlarını ve mesleki birikimlerini aşan işlerde çalışmaya başlaması, yaşları itibarı ile alamayacağı sorumlulukları almaları, kendilerini ispat edebilmek için kendilerini tüketmeleri koroner kalp hastalıkları riskini artırmaktadır” dedi.

 

 

 

 

Düzenleyen:  - SAĞLIK
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...