Nasıl milletvekili olunur?

A -
A +
Türkiye'de katkısız, fenni gübrenin ve zirai ilaçlamanın olmadığı tek seçim muhtarlık seçimi.. Organik seçim. Neden? Muhtarlığın bir fonksiyonu olmadığı için seçimine el atıp bozmamışlar. Artık her biri birer yadigâr. Aksi olsaydı, partiler o işe de el atar, adayları kendileri tespit ederdi.
...
Şöyle bir haber okuduğunuzu hayal edin: Obama, hafta sonunu parti kurmayları ile aday adayları listeleri üzerinde çalışarak geçirdi.
Efendim onlarda sistem farklı, tamam..
Merkel hafta sonunu aday adayları listelerini inceleyerek geçirmiş olsun.
...
Aslında dileyen herkesin, "Kardeşim ben aday adayı olmam; yeni mezun gibi mülakata gitmem" diyen herkesin bağımsız aday olma hakkı var ama seçilme ihtimali yok.
Türkiye'de seçmen, oyunu partiye/lidere verir. Neden? Türk'ün geleneğinde bu var diyecek hâlimiz yok. Gelenek melenek işi değil. Şartlar buraya getirmiş. Dar bölge, iki turlu sistem olsa, o zaman seçmen muhtar seçiyormuş gibi davranır, seçeceği adamı görür, konuşur, ağırlığı olan adam parlamentoya gider, gittiği zaman elini kaldırıp indirmenin dışında işler de yapar. Yasamanın ağırlığı olur, denetleme görevini yapabilir.. Hadi gelin deyince koşuşturmazlar. Gece yarılarına kadar üç vardiya çalışıp el emeği göz nuru olmayan hazır paket/torba kanunları yürürlüğe sokmak için taşeron firma gibi çalışmazlar. En azından bu ne derler, bu neden böyle derler, neden şöyle yapmıyoruz derler, hepsinin bir görüşü olur.. Anlaşabildikleri konular olur, anlaşamadıkları konular olur.
Bu ön şartı yerine getirmeden kanuni düzenleme ile kuvvetler ayrılığını da sağlayamazsınız, yasamaya denetleme görevi de yaptıramazsınız.
Aday tespitinde tek belirleyici parti merkezleri olur. Parti merkezi lider demektir. Partilerin durumuna göre diğer yöneticilerin ağırlığı nispetinde üç beş kontenjanı olur. Herkesin ağırlığı eşit ise, sadece liderin ağırlığı varsa son sözü o söyler. Son sözü söyleyen seçen adam demektir. Ön seçim, temayül yoklaması, mülakat, ağırlık, hafiflik hepsi boş iş olur.
Bu yapıya itirazı olan, bağımsız aday olduğu zaman seçilme imkânı olan üç beş kişinin yapabileceği bir şey yok. Bir yasama dönemi boyunca meclisin bir köşesinde saksıdaki çiçek gibi dururlar, dönem sonunda giderler.
İlle Türk usulü bir şey olacaksa biz buna "Türk usulü parlamenter sistem" diyebiliriz. Böyle örtülü sahtekârlıklara bezenmiş örneğini başka yerlerde göremezsiniz. Ya mertçe diktatörlüklerini yaparlar ya da adam gibi seçim yaparlar.
Bizde 950'den sonra seçim hilesi olduğu söylenemez. Ama kastedildiği anlamda (milletin vekili) bir seçim yapıldığı da söylenemez.
Herkes oyunu lidere veriyor, lider de aldığı oy oranında daha ön sıraya dizdiği vekil adaylarını meclise sokuyor. Bu sakatlık kendi içinde tutarlı aslında. Tutarsızlık, bu konuları konuşurken efendim parlamenter sistemde şöyle, başkanlıkta böyle, meclis iç tüzüğü der ki, yüce meclisimiz demişti ki... gibi laflar etmek. Bu yapıda yürütme yasamanın içinden çıkıyor, yasamayı yürütmenin başı listeliyor, kanun tasarıları yürütme tarafından hazırlanıyor.. Fiili durum bu.. Eskiden asker ve rejime bekçilik eden diğer kurumlarla birlikte sun'i de olsa bir denge kurulabiliyordu. Kör topal dengesi.. Asker aradan çıkınca bir bocalama dönemi oldu. Yeni denge nasıl kurulacak bilmiyorum.
Meclisin üstüne Amerikanvari bir senato hayalim vardı hiç aklına getiren bile yok. Dar bölge bu hâliyle de işi nispeten çözer, kimsenin işine gelmiyor. O zaman bizim itirazımız neye, neden şikâyetçiyiz o da anlaşılmıyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.