Çocuklarınıza 10 bin dolardan fazla harçlık vermeyin!

A -
A +
Şaka ya da fıkra değil, başarılı bir işadamının tavsiyeleri..İşadamıymış.Dünya zenginler listesine girmiş.Türkmüş.Sıfırdan buralara gelmiş.Eğer bunlar meziyetse bu kadar meziyeti olan bir adama , "gençlere bir tavsiyeniz var mı?" denir.Demişler.. O da anlatmış:Çocuklarınızı paraya boğmayın ki iş öğrensinler.Şöyle boğmayacakmışız:Eğer çocuğumuzu ABD okutacaksak hesap yapacakmışız:Okul harcı yurt ve yemek masrafı dışında en fazla 10 bin dolar harçlık verecekmişiz.Kendisi öyle yapmış. Harçları yurt ve yemek masrafını toplamış 40 bin dolar.On bin de harçlık, 50 bin dolar.Fakülte 4 yıl.. çarp dörtle etti mi 200 bin dolar.. Yatırmış 200 bin doları hesaplarına ve demiş ki:"Çocuklar bundan sonra size para yok.. Bu parayla idare edeceksiniz. Başarılı olur da notlarınızı yüz üzerinden 75'in altına düşürmezseniz size başarı primi olarak 16.000 dolarlık bir Honda otomobil alacağım."Bakın sonra ne olmuş.. Çocukları hesap yapmayı öğrenmiş.Başarısıyla primi hak eden kızı demiş ki;"Baba ben otomobil istemem. Bana parasını ver. Sigortasıydı, benziniydi, değer kaybıydı.. Param erir."Baba da sevinmiş. "İşte istediğim buydu", demiş.Oğlu daha uyanık çıkmış:"Bir keresinde eşimle Washington'a gitmiştik. Oğlum Pittsburg'daydı. Cuma akşamı gelmesini istedik. Cumartesi sabah gelsem olmaz mı dedi. (Cuma akşamı uçak 600 dolar, ertesi sabah ise bunun yarısı imiş) Aradaki 300 doları ben ödedim de oğlanı bir gece önce görmüş olduk.Çocuğunuza sınırlı para verirseniz, hesap yapmaya başlıyor."...Aman siz de dikkat edin. Çocuğunuza 4 yılda 200 bin dolardan fazlasını vermeyin.. Allah korusun hesap yapmayı unutur munutur.. Ne olur sonra haliniz.Bu ekolün ağababası da 70 yıl aynı öğütleri verdi.İsraf etmeyin, deseler bir anlamı olurdu. Habire biriktirin, diyorlar. Biriktirmek amaç olunca ciddiye alınacak bir şey kalmıyor.Şaka yapmış gibi oluyorlar.Bu şaka da gittikten sonra yaralarına merhem olmuyor.* * *ÜNİVERSİTE MEZUNU Delikanlı okulu bitirdikten sonra müracaat ettiği mağazada çalışmak üzere işe kabul edilmiş.Büyük bir sevinçle ertesi gün işe başlamak üzere mağazaya gitmiş.Mağaza yöneticisi sıcakkanlı bir şekilde delikanlıyı karşılamış,  "Hoşgeldin" diyerek eline bir süpürge tutuşturmuş."İlk önce arka taraftaki rafların altını temizleyiver" demiş.Delikanlı kızgınlığı yüzünden belli olacak şekilde; "Ben üniversite mezunuyum" deyince, yönetici bir adım geriye çekilerek,  "Özür dilerim, bilmiyordum" demiş; "süpürgeyi verirsen nasıl yapman gerektiğini gösteririm"
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.