Son semerci

A -
A +
Filan ilimizin filan ilçesi anlatılıyor.. Önde muhabir arkada kameraman.. Gide gide bir semerciye gidiyorlar.. İçerde yaşlı bir amca.

Sorular- cevaplar..

Anlaşılıyor ki, amca 50 yıldır bu işi yapıyormuş.

Anlatıyor.

Eskiden ayda 25-30 semer satardık. Şimdi bir tane bile yaptıran yok. Daha çok tamir işi geliyor. Çırak da bulunmuyor. Bu iş öldü. Ben de gidersem semerci kalmayacak vs.

Amcaya dile benden ne dilersen diyen biri olsa sanki;

Yine eskisi gibi atlar ve eşekler olsun.. Ben çok semer yapayım, satayım. herkes semerci olmak için bana müracaat etsin.. Çıraklarım olsun, diyecekmiş gibi geliyor bana.

Sence suçlu kim, denilse.. Atı eşeği bırakıp otomobil traktör alanlar bile der belki.

.....

Ülkemizde çok azınlık da olsa böyle bir kitle var.

En büyük arzuları yılda bir defa yerli malları haftası yapmak.. Gençliklerinde olduğu gibi kasaba kulübüne girebilen imtiyazlılardan olmak.

Memur maaşı ile Hindistandaki İngilizler gibi yaşayabilmek.. Yılda bir defa kamu tesislerinde tatil yapabilmek.. Köye gittiklerinde "buyur beyim" deyip önünde eğilen köylüler görebilmek.. Kabullenemiyorlar şartların değiştiğini.. Kamusal alan dedikleri yerlerde eski marabalarını görmeye dayanamıyorlar.

Nasıl ki semerci dile benden ne dilersen diyecek olandan atlar ve eşekler isterse.. Bunlar da nüfusun yine yüzde 85'i köyde olsun. Şehirler bizim olsun. Biz efendi olalım, derler.
Aslında onlar, 'o kutsal, bu kutsal 'derken imtiyazlarını arıyorlar.

....

Demokrat olmak..

Darbelere karşı olmak..

Yahut cumhuriyetçiliği ilk sıraya yazmak çok mu önemli?

Biraz lakayt bakarsanız Fenerbahçeli ya da Galatasaraylı olmaktan çok farklı değil.
Sizin ne olduğunuz iktidar kavgası yapanların derdi de değil. Hepiniz aynı tarafta olsanız uzunlar kısalar.. Hepiniz kısa olsanız zayıflar şişmanlar diyerek ikiye ayırır yine işlerini yürütürler.

Siz o tarafa bu tarafa kafa yorduğunuz kadar kurallara yorsaydınız bugüne kadar bu mücadelenin bir raconu olurdu.

* * *

BAYRAMLIK

Necip Fazıl'ın büyük oğlu kompozisyon ödevlerinden hep 7-8 alırmış.
Bir seferinde daha yüksek not almak için ödevini babasına yazdırmış.
Öğretmeni ertesi gün notları okurken;
-Mehmet, ne oldu sana böyle demiş; hep 7-8 alırdın, otur yerine beş.
Mehmet eve üzgün ve biraz da şaşkın dönünce, babası sebebini sormuş o da anlatmış.
Üstad da;
-Üzülme oğlum, demiş; (Şarlo) da kendisine en çok benzeyenler yarışmasına katılmış, sonuncu gelmiş.
(Hatta jüri üyelerinden biri, "Senin neren (Şarlo)ya benziyor gibi bir laf etmiş.
....
Bayramınız mübarek olsun. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.