İşsizlik tatbikatı

A -
A +
Bu projeyi ben geliştirdim. Kimseden madalya da beklemiyorum. Tatbikat deyince kaç tanesi aklınıza geliyor. Eskiden sadece yangını bilirdik. Şimdi deprem tatbikatı da var. Öğretmen, deprem oluyor çocuklar dedi mi, sıranın altına girip başımızı iki elimizin arasına alacakmışız. Yangın tatbikatını eskiler de bilir. Her okulda yangın köşesi olurdu. Basamaklara dizilen kovalar.. Ve hepsinin üzerinde bir harf.. Kovaları yanyana dizince Y-A-N-G-I-N yazısı çıkardı ortaya. Kovalardan üzerinde duvara monte edilmiş bir balta, bir kazma... Teftişlerde gösterilmek üzere hazır bekletilir.. Ara sıra da tatbikat yapılırdı. Tabii önce, "Yangın var, çocuklar" denildiği zaman ne yapacağımız gösterilirdi. Benim tatbikat teklifim bunlar gibi bir şey ama biraz daha ciddi. Bu işe kamu kurumlarının öncelik etmesini istiyorum. Örnek bir kamu kurumu seçilecek, personele, beyler bu bir tatbikattır. Deneme için bir ay süreyle bu kurumu kapatıyoruz. Kapısına da Nasrettin hocanın asma kilidinden takacağız. Siz bu bir ay zarfında işsiz kalmışsınız gibi gidip bir yerlerle görüşüp kendinize iş bulacaksınız. Bulduğunuz işi bize bildireceksiniz.. Biz inceleyeceğiz. İşin içinde danışıklı döğüş görürsek.. Yani filan yere gidip, "Beni işe almışsınız gibi yapın,.. Maaşımı da biraz yüksek gösterin.. Altı üstü bir ay masrafı neyse veririm" gibi hileler sezersek.. İşinizden olursunuz. Bir ayın sonunda kaçınızın hangi şartlarda iş bulduğunuza bakacağız. Bulduğunuz iş buradakinden daha iyi ise ödüllendirileceksiniz. Bulamazsanız ... Yahut buradaki imkanlarınızın çok altında kalırsanız bunu da sicilinize işleyip ondan sonraki sene değerlendireceğiz, denilecek. Bu deneme -yahut tatbikat- sırayla her kamu kurumu için yapılacak. Kamu personelinin yüzde kaçı dışarıda iş bulabiliyor?
 
* * *
Okuyalım efem...
 
Bir zamanlar "okuyalım" kampanyalarımız vardı. Ne oldu, niye artık insanlara okuyalım, demiyoruz. Hep örnekler verirdik. Gâvurlar metroda bile kitap okurmuş, biz hiç okumuyormuşuz. Şifahi toplummuşuz. Okuyun, demekten mi yoruldunuz.. Yoksa siz de mi okumuyorsunuz. Okuyormuş gibi de yapabilirsiniz.
Okumayı kim istemez. Ama biliyorum, siz bütün kitapları bir gecede okuyabilecek bir formül arıyorsunuz. Bir bilgisayardan diğerine veri aktarır gibi.. Kafanızda bir USB yuvası olsa.. Kitapların kaydedildiği harddiski getirip o yuvaya taksanız.. Digital kitaplardan beğendiğinizi olduğu gibi aktarsanız.. Sonra da onları bir bir tasnif etseniz.. Lâzım olduğu zaman -çıkarıp- baksanız.. Fena olmaz. Gerçi bulduklarınızı yine bir kenara kaydediyorsunuzdur, bir gün lâzım olur.. Bir gün lâzım olursa bakarım diye.. Ama bakmaya vaktiniz olmuyordur. Kimin vakti var ki. Boşta gezenlerin bile vakti yok. Vakit bulsanız yabancı dil öğrenmeye bile niyetiniz vardır, bilmez miyim..
Dünya Bankası okuma kredisi verse, onun için bile proje geliştiremeyiz. Okuma kredisi derken, en az on kitaplık bir liste.. Ve bu on kitabı okuyup bitirenlere para ödenmesi biçiminde.. Okudum diyenler mülakata alınacak.. Mülakat sonunda hakkıyla okuduğu anlaşılanlara 1000'er dolar ödenecek. Biz, "Bu on kitap hangisi olmalı"nın kararını verinceye kadar iki nesil geçer. Entellerin, dantellerin, yüce devlet ileri gelenlerinin, pedagogların, psikologların mutabık kalabileceği on kitaplık listeyi bile hazırlayamayız. Herkes istediğini okusun, gelip bin dolarını alsın, demek de işimize gelmez. Çıkamayız işin içinden.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.