CHP'nin 935'teki devlet tarifi..

935 yılında yayınlanan CHP bülteninde devlet şöyle tarif ediliyor:

" ... O halde Türk inkılabı ideolojisine göre devleti şu kısa cümle ile tarif mümkündür: Devlet Atası'nın etrafında toplanan millettir."

Ya partiler?

Bizde parti yoktur. Parti ayrılık ifade eder. CHP bir parti değil halk taazzuvudur. (Uzuvların şekillenmesi)

* * *

BEN

Orson Welles'in yönettiği ve başrolünü oynadığı bir film vardı: Yurttaş Kane

Filmin kahramanı gazete patronu oluyor. Satın aldıkları gazeteye yeni bir şekil verdikten sonra ilk nüshasına takdim yazısı koyuyorlar.

Gazete patronu "Çıkarken" başlığı altındaki yazısının her satırına "BEN" diye başlıyor.

Benim ilkelerim şunlar olacaktır.

Ben şunlara dikkat edeceğim.

Ben bunların yanında olacağım.

Çalışanlar şaşırıyor..

-Patron, diyorlar; bu yazı gazetemiz adına olduğuna göre neden biz demiyorsunuz?

-Okuyucu yazılanlardan kimin sorumlu olduğunu bilmeli, diyor.

...

Yurttaş Kane filmiyle birlikte Amerika'da yeni bir gelenek yerleşiyor.

Poltikacılar söze "ben"le başlıyor.

Yazarlar satır başlarını "ben"le açıyor.

* * *

OLA Kİ LODOS ESE..

"Ola ki lodos ese kadı dahi lodos tesiri ile acze düşe ol vakit mahkemeyi talike selahiyetlidir."

Osmanlı bugünkü manada usul kanununa benzer bir kaide koymuş.

Kadı, lodos tesiriyle dahi vereceği bir kararda adaletin dışına çıkabilir. Böyle durumlarda mahkeme ertelenir.

...

Adalet çarkı, devleti ayakta tutan ana unsurlardan biridir.

 

 

* * *

TERBİYE EDİLMİŞ MAYMUN GİBİ

Nihat Sami Banarlı ile Türk tiyatrosunu konuşan muhabir sormuş:

-Efendim bir de İstanbul seyircisi ile Ankara seyircisinin mukayesesini yapar mısınız?

Ankara seyircisi milli şef İsmet Paşa'nın sürekli istibdadı altında terbiye edilmiş maymuna dönmüştür.

O mutlaka tiyatroya vaktinde gelir.

Şapkasını paltosunu mutlaka vestiyere verir.

Geç kalmışsa katiyyen içeri girmez, ikinci perdeyi bekler.

Ve oyunun sonunda mutlaka alkışlar.

İstanbul seyircisi ise geçmişten gelen geniş hak ve hürriyetlerini kullanmaya devam eder.

Canının istediği saatte gelir.

Dilerse paltosunun üstüne oturur.

Oyunu hiç beklenmedik yerinde terkedebilir.

Alkışlamayı kendisi için mecburiyet saymaz.