Rahip nakaratı

A -
A +
Kötü haber duymaya asla tahammülü olmayan bir kardinal, genç rahibe vazife vermiş. Vazifesi şu: Penceresi olmayan izbe bir odada yatan kardinali her sabah saat onda uyandıracak, müjdeyi verecek:
-Muhterem peder, saat on, dışarıda hava günlük güneşlik...
Genç rahip vazifesini aylarca sadakatle yapmış. Her sabah kapıyı tıklatıp müjdeyi verirmiş. Kardinal de teşekkür edermiş;
-Sağol evladım, bunun böyle olduğunu ben ve papa biliyorduk.
Her gün aynı hitap, aynı karşılık... Günün birinde genç rahip bir dilbere tutulmuş. Fıçının dibini görecek kadar içmiş.. Ayıldığında saat 13'ü gösteriyormuş. Çalmış kardinalin kapısını, tekrarlamış nakaratını: 
-Muhterem peder saat on, dışarıda hava günlük güneşlik.. Kardinalden aynı cevap:
-Sağol evladım bunun böyle olduğunu... Genç rahibin kafası dumanlı olduğu için patlamış:
-Nah biliyorsunuz demiş.. Bir defa saat 10 değil, 13. Dışarıda hava günlük güneşlik değil, kar, tipi ve soğuk var... 
 
                 DELİLER
 
 Dr. M. Emin Ceylan, "Türkiye'de Psikiyatrik Tedavi" isimli kitapçığında, ülkemizde yaklaşık 8-10 milyon ruhi problemi olan insan yaşadığını söylüyor.
 Bunların yaklaşık 5 milyonu tedaviye muhtaçmış.
 Her on kişiden biri ciddi depresyon içindeymiş.
 Bir başka önemli bozukluk ise "distimi"ymiş. 
"Yoğunlaşma güçlüğü, kararsızlık, isteksizlik, yorgunluk, ümidsizlik, aşırı uyku ya da güvensizlik" gibi belirtileri olan bu hastalık da her otuz kişiden birinde görülüyormuş.
 Alametlerine bakıp otuzda birin içinde olmadığınıza sevinmeyin. Geriye kalan 29'un durumu daha ağır.
 
              BAY LÜPKE
 
968 senesinin nisan ayı. Goethe Enstitüsü'nün bir öğretim üyesi öğrencilerine;
-Baylar, diyor, iki gün sonra Brilohn Parkı'na President Lüpke gelecek, görmek isterseniz parka gidebilirsiniz. 
Enstitü'nün Alman öğrencileri bile bu ismi ilk anda hatırlayamıyor. Parka geleceği söylenen Almanya'nın cumhurbaşkanı. Türk öğrenciler Almanlardan daha çok merak ediyor ve ikisi gidip görmeye karar veriyor.
Günlerden pazar.. Gidenler bir özel otodan inen iki kişi görüyor. Biri cumhurbaşkanı, diğeri kasabanın belediye başkanı. Cumhurbaşkanı parkta toplananların elini sıktıktan sonra kiliseye giriyor.
O öğrencilerden biri bugün meşhur bir yazar. 
Bakın ne diyor: "Ben 22 sene Almanya'da kaldım. Ekranlarda bir defa asker görmedim. Genelkurmay Başkanının adını duymadım. Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın adını işitmedim. 74 krizinde dahi hiçbir siyasi ekranlarda boy göstermedi. Büyük iş adamlarını konuşturdular. Federal Başbakanı ayda yılda bir defa dinlerdik."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.