BEYNELMİLEL

A -
A +
2006 yapımı Beynelmilel filmini beğenerek seyretmiştim. Nesini beğendin, anlat bakalım deseniz sinema eleştirmenleri gibi o sektörün terminolojisini kullanarak anlatamam. Bilemiyorum bana bir dönemin özeti gibi gelmişti. Yörenin çalgı çengicilerine üniforma giydirip bilmem ne orkestrası kurmuşlardı. Orkestra, önce kapatılan, sonra kontrollü şekilde açılan gazinoda komutanlara özel bir gecede onlara şirinlik olsun diye -argodaki karşılığı yalakalık herhâlde- Hasan Mutlucan'dan marşlar, Ayten Alpman'dan Bir Başkadır Benim Memleketim çalmak istemişti de komutan el işaretiyle susturup, yanına koşan emir kuluna, "Adam gibi bir şey çalsınlar da keyfimiz yerine gelsin" demişti. Çengiciler de Hasan Mutlucan harici şeyler istenmesine şaşırmıştı. Uzun maceralar sonunda, Çakma orkestra, şehri ziyaret edecek olan Millî Güvenlik Konseyi üyeleri için hazırlanmıştı. Orkestranın şefi, kızından duyduğu Enternasyonal Marşı'nı çalacaktı. Konsey üyeleri yerini alırken marş çalmaya başladı. Yaver, komutanın kulağına eğilip, "Paşam büyük bir komplo var; alanı hemen terk etmeliyiz" dedi ve asker polis orkestra üyelerini tutup götürdü.  ... Artık kimsede emek isteyen işler için sabır kalmadı. 12 Eylül dönemi gazetelerini incelemek emek ister. Nasıl bir yayın yapılmış. Ne zamana kadar sürmüş. Aynı gazeteler 12 Eylül'den önce nasıl yayın yapıyormuş? Ben bir ara merak sardım, 950 öncesi gazete haberlerini toplamaya başladım. 20'ler, 30'lar, 40'lar.. Şimdi erişmek daha kolay. Her başlıkta donup kalırdım. Bu haberleri kimin için hazırlamışlar diye.. Bunların hepsi mi geri zekâlıymış diye. Zekâ ile, ahmaklıkla bir ilgisi yokmuş. Seneler sonra anladım. Bu bir sanat. İş. Bir karşılığı var, talep de oluşturuluyor, işe de yarıyor. Rüzgâr estirebiliyorlar yani. Hainler tarif ediliyor. Vatanseverlik tarif ediliyor. Vatana hizmet yolu usturuplu şekilde tarif ediliyor. Ve insanlar sıraya diziliyor. Komutana şirinlik yapmak için Hasan Mutlucan çalmaya yeltenenler oluyor -ki masum sayılırlar- ama bir önemi yok kimse duymuyor bile. Sonra dönem kapanıyor yeni dönemde üslup tekrar değişiyor. 950 sonrasının gazetelerini de incelemek lazım. 60'a kadar. 980 sonrasını zaten biliyoruz diyeceğim ama içinde olunca insan çok fark edemiyor.. Uzaktan bakmak lazım. Hadi ben de devletimiz gibi 17 Aralık'ı milat alarak söyleyeyim, 17 Aralık sonrası medya da ileride araştırmacıların çok ilgisini çekebilir. Çok özel bir dönem. Üslup ve metotlar 923 sonrasının gazetelerini çağrıştırıyor. Kampanyalar bile benzer. 2. Kurtluş Harbimiz deyince bu benzerliği fark ettim. Bu benzerliğin farkına vardım. Tarih tekerrür ediyorsa bundan sonra nereye varılacak.. 950'ye geçiş gibi mi olacak?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.