Bir vecize denemesi...

A -
A +
Uzun yıllar filan uçağı kullanan bir pilot eğer bir başka uçağı kullanacaksa o uçağı daha önce kullanmış olsa bile kurs alması gerekiyormuş.  Kurs, kullanacağı uçağın simulatörü üzerinde veriliyormuş.  Simulatörlerde bütün ihtimalleri bire bir yaşatıyorlarmış.  Havada motorun biri durursa, ikisi durursa, inerken biri durursa.. Tekerlekler açılmazsa, elektrik sisteminde bir arıza olursa, hava boşluğu diye bildiğimiz durumla karşılaşılırsa vs.  .....  Son günlerde beni gören ekonomik krizi soruyor. Daha iyi bileceğimi düşündüklerinden değil, krizin hayatlarında nasıl bir değişikliğe sebep olabileceğini merak ediyorlar.. Sorular hep mesela ile başlıyor.  Muhtemel bir ekonomik krizin evrelerinin günlük hayatlarını nasıl etkileyeceğinin simule edilmesini istiyorlar.  Mesela kriz derinleşirse arabamı çok düşük bir fiyata da olsa satabilir miyim, diyor.  Emlak fiyatları yarıya iner mi, diyor.  SGK maaş öder mi diyor.  Ödese bile alım gücü aynı olur mu, diyor.  Bankadan paramı çekebilir miyim, diyor.  Borsa kapanır mı, diyor... Altın üç dört katına çıkar mı, diyor... Araya kiralarımı toplayabilir miyim, anlamına gelecek bir soru sıkıştırıyor.  Hatta daha abartılı gidenler marketler açık kalır mı diyor.. Hani talan malan korkusu..  Biraz daha panikleyenler temel gıda maddelerinde bir sıkıntı çekilir mi, diyor.  Gariptir en çok tedirgin olanlar kendilerine göre kendilerini emniyete aldıklarını zannedenler.  Hani eskilerin "yevmün cedid rızkun cedid" dedikleri şekilde inanan ve yaşayanların hiç telaşı yok. Azıcık mutlu hâlleri de var.  Biz hep işsiz güçsüz taifesi ile haşır neşir olduğumuz için işçimin maaşını ödeyemezsem.. iş yerimi kapatmak zorunda kalırsam gibi sorulara muhatap olmuyoruz.  ...  Derinleşen bir krizde neler yaşanabileceğini simule eden bir belgesel yayınlansa insanların çoğu yemeden içmeden kesilir. Arabalarına binip sokağa bile çıkmazlar.  Makarna yağ stoklar, sipere yatarlar ama psikolojiktir. Ara nağmedeki belgesele bakılırsa dert edecek bir şey değil. (Ara nağme: Bir belgeselde görmüştüm. Avustralya'da maki yangınlarını söndürmek için esaslı tertibatlar kurmuşlar ve muvaffak da olmuşlar. Sonra anlaşılmış ki, yapılan şey tabiata zarar vermekten başka bir şey değil. Mesela bazı bitkilerin tohumunun açılabilmesi ve toprağın kalitesi  için 100 derecelik hararet gerekiyormuş. Hülasa araştırma, inceleme, üniversiteler derken bu yangınların tabiatın kendini yenilemesi için bir vesile olduğu anlaşılmış. Birçok türün hayatiyetinin devamı için yangın bir ihtiyaç. Bu ihtiyaç yangına müdahale politikasını değiştirmiş. Bu naturel yangınların sosyal hayattaki karşılığına ekonomik kriz dersek, telaşa mahal bir durum olmadığı anlaşılıyor. Belli periyotlardaki krizler bir ihtiyaçtır, yenilenmeye vesile olur. Oldu olacak şöyle bir vecize de yumurtlanabilir: Yoğun krizler yenilenme vaktinin geldiğinin habercisidir. Ara nağme bitti.) ...  Ben anlamadan şöyle bir tahminde bulunuyorum. Bu kriz -olacaksa- hepimiz için çok iyi olacakmış gibime geliyor.  Alışkanlıklarımız değişecek.  Değerliler sıralamamız değişecek.  Mutluluk reçetemiz yeniden yazılacak.  Düzenin değişme süreci tamamlanınca itibar kriterleri bile değişecek.  Arada neler olur kim bilir.  Belki iş âleminin büyükler sıralaması değişir.  Ama kimse aç kalmaz, korkmayın.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.