Ehliyetsizlik seviyesi...

A -
A +
Bu kitabın -Peter Prensibi- Türkçe tercümesini Bedir Yayınevi 70'li yıllarda basmıştı. Türkçe sitelerde yaptığım aramada bu tercümeye atıfta bulunan bir yere rastlamadım.
Gazeteci Raymond Hull, kafa yorduğu konular üzerine Dr. Peter'in de çalışmaları olduğunu öğrenince birlikte Peter Prensibi kitabını yazarlar.
Peter söze şöyle başlar:
Çocukken bana, zirvedeki insanların ne yaptıklarını bildikleri söylenmişti ve "Peter, ne kadar çok bilirsen o kadar ilerlersin" denmişti:
Hâlbuki hayata atılan Dr. Peter, gerçeğin hiç de öyle olmadığını anlamış, yukarıdakilerin çoğu zaman hiçbir şey bilmediklerini ve düşünmediklerini görmüştü. Bunun sebebi, belli makamlara yükselmiş olan kimselerin bir zaman sonra “ehliyetsizlik” seviyelerini bulmalarıdır. 
Bir vazifede çok kabiliyetli ve başarılı olan idareciler, bir veya birkaç derece yükselme sonunda bilgi, irade ve kabiliyetlerinin artık yetemez hâle geldiği bir yere varıyorlardı. Sonuçta o kişiler, beceremedikleri yeni vazifeleri yapmak yerine, elinden gelen başka şeylerle oyalanmaya başlıyor, bu yüzden de asıl yapılması gereken işler ya hiç yapılmıyor veya yanlış yapılıyordu.
Müdürü olduğu okulun eğitim işlerine aklı yetmeyen bir idareci, bütün vaktini okul pencerelerindeki panjurların aynı hizada durması, koridorlarda çöp bulunmaması, bahçedeki çimlere kimsenin basmaması ve sınıfların sessiz olması ile uğraşarak geçiriyordu. 
Bir askerî birlik komutanının, askerin eğitimiyle hiç meşgul olmayıp, bütün vaktini garnizon içindeki yolların temizliği, ağaçların belli bir yüksekliğe kadar beyaza boyanması ve bazı inşaatlar ile geçirmesi de bu örneklerden biriydi.
Çok iyi motor ustası olan bir adam tamir atölyesi şefliğine terfi ettiği andan itibaren “ehliyetsizlik” seviyesini bulmuş ve atölyenin işleri tamamen durmuştu. Çünkü emrindeki işçilere iş dağıtması gereken bu usta, tamir edilmekte olan bir motor karşısında kendini kaybetmekte ve kollarını sıvayıp bizzat tamirata girişmekteydi. Tabii ki, o sırada bütün atölyenin işçileri de kendilerine iş kalmadığı için boş oturmaktaydı.
Ehliyetsizlik seviyesine varanların zararı, bulundukları yerin büyüklüğü ve yetkileri ile orantılı olarak artar.
 
               
           PSİKİYATRİST KEMAL SAYAR'DAN
 
* Anne babalar çocuklarına narsizmi âdeta şırınga ediyorlar. Onlar için hayat tasarlıyorlar. Kendi yapmak istedikleri şeyi çocuklara projekte ediyorlar. Baba, kendi doymamış ihtiyaçlarını çocuğuna yansıtarak onu aşırı beslemeyle âdeta yıldırıyor. 
* Projelendirilmiş hayatlarla çocuklara şu mesaj veriliyor: "Hep kazanan olmak zorundasın. Yaşıtlarının her bakımdan üstüne çıkmalısın."
* Ego çok fazla şiştiği zaman, hayatın gerçekleri karşısında fazla dayanamayıp patlayabiliyor. Bir çocuk ya da genç, belli pozisyonlar için hazırlanıyor. Bir zaman sonra aslında kendisinin o kadar yetenekli ve her şeyi hak eden biri olmadığını görüyor. Bu ego sönmesi çok ağır depresyonlara, hayat yarışında çok erken yorulmalarına sebep oluyor. 
Erken kaybetmişliğin ezikliği bazen bir ömür sürüyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.