Bana sekülerler radikalleşiyor dedirttiremezsiniz!

A -
A +
Tüm dünya kamuoyunun obsesif bir şekilde tartıştığı konu "radikal" İslam... Orta Doğu'ya dair kitabevlerinin en çok satanları kısmı, gazete köşeleri, akademik yayınlar... Hummalı bir şekilde özellikle genç erkek Müslümanların nasıl radikal örgütlere katıldığını anlamaya ve anlatmaya çalışıyor. Oysaki Türkiye'de ve aslında tüm dünyada gördüğümüz başka bir trend var. Radikalleşme sadece Müslümanlar arasında bir sorun değil. Lakin bu mesele nedense hiç ilgi görmüyor. Bir üniversite öğrencisinden canlı bomba oluşturan karanlık sadece Müslümanların sorunu değil. Seküler ideolojideki örgütler arasındaki radikalleşme daha az tehlikeli değil. Türkiye'de eline silah alan gençlerin çoğu DAEŞ'e değil, PKK-MLKP-DHKP-C gibi sol örgütlere katılıyor. Bu radikalleşme süreci ve teröre oksijen sağlayan iklim ise konuşulmuyor. Taksim'in göbeğinde intihar bombalı eylemleri öven, Türkiye'nin en saygın üniversitelerinde şiddeti yücelten, anaakım medyada teröre meşruiyet sağlayan bu eğilim tartışılmıyor. Sol düşünce ile meşrulaştırılan vandallık, barbarlık ve vahşet ilericilik olarak lanse edilebiliyor. Eğer demokrasi istiyorsak, demokratikleşmeyi savunuyorsak, demokrasi önündeki en büyük engel olan terörün her biçimini lanetlemek zorundayız. Zira seçilmiş hükümetleri silah yolu ile devirmeye çalışan her eylem sadece iktidara değil, bu sistemin parçası olan, oy veren her vatandaşın hakkının gasbedilmesi demektir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.