Bulut’a Koç gibi sahip çık!

A -
A +
Kadıköy’de hüzün var... Sosyal medya hâlâ yıkılıyor, “Erol Bulut istifa!” diye... 
Şaşırıyorum, anlamakta zorlanıyorum bu nasıl bir Fenerbahçeliliktir? 
Takım 23 puanla son yilların en iyi performansını sergilemiş iken bu feveran niye? Söyleyin takım Malatya’ya 3-0 yenildi, diye  lig bitti de Fenerbahçe şampiyonluğu mu kaybetti? Ne gezer! Ama gel de anlat Fenerbahçeliler’e bu durumu anlatabilirsen. 
Kabul, üst üste sahasında üç maç kaybetmek Fenerbahçe’nin alıştığı ve Fenerbahçelinin onaylayacağı bir durum değil. Bunu anlarım ama ne “İstifa!”sı beyler? İnsaf!
Fenerbahçeliler gün iç hesaplaşmaya girip kelle isteme vakti değil. Aksine kayıtsız şartsız Erol Bulut’a sahip çıkıp destek olma zamanıdır. Bunu Fenerbahçe için de değil Türk futbolu için, Avrupa yarışı için, Milli Takım için yapmalısınız. 
 
İkisi de ateşten gömlek
 
Hangisi daha zor, Başkanlık mı yoksa teknik adamlık mı? 
Söyleyeyim, söz konusu Kadıköy ise Fenerbahçe Başkanlığı da teknik direktörlüğü de ateşten gömlektir, sonuçta değirmen gibi insan öğütür. Hele işler kötü gitti mi taraftar, medya, muhalefet dağ gibi gelir üstüne üstüne. Hem de fütursuz ve acımasızca... Afakanlar basar. 
Öyle ki nerede, ne zaman, hangi kararı alacağınızı dahi bilemezsiniz. Bir büyük girdaba düşersiniz ve doğru ve yanlış iç içedir, böyle durumlarda. 
Ali Koç başkan bu vahameti ta Aziz Yıldırım döneminden gayet iyi bilir. Tahsin Kaya, Hasan Özaydın ve Güven Sazak dönemlerini de Fenerbahçeliler gayet iyi bilirler, bu ve benzeri sancılı süreçlerin yabancısı değildirler. 
Böyle durumlarda en iyi ilaç sabırdır. Yeniden ayağa kalkabilmek için en iyi çözüm üstlenilen görev, sorumluluk ve ortaya koyacağınız iradedir, hocayı aslanların ortasına atıp “gitsin mi kalsın mı” diye papatya falı çekmek değil.
 
Kim gitsin kim kalsın?
 
Böyle kırılma anlarında “Kim gitsin kim kalsın” telaşından çok camiada birlik ve beraberliği sağlamak gerekir. Bunu sağlayacak irade de hiç şüphesiz başkandır. Başkanın ihtiyaç duyacağı şey ise meseleyi iyi tesbit edip, doğru çözüm için ana kararı destekleyecek ara karar aşmasıdır, burası çok önemlidir. 
İşte Fenerbahçe’nin zaafı tam da burada yatıyor. Maalesef; sağlam bir irade ortaya koyması gerekenler ne sorunu tesbit edebiliyor ne de gerçekçi çözüm üretebiliyor. Yazık! Koca Fenerbahçe’nin içine düştüğü girdap maalesef bu.
Aksini düşünenlere soruyorum. 
Fenerbahçe’nin kadro zenginliğinden şüphesi olan var mı? Yok.
Peki aranızda Fenerbahçe’de takım içi rekabetin mükemmel olduğunu söyleyebilecek biri var mı? Maalesef! Yok, olamaz da. 
Peki bu sorun yeni mi, değil geçen sezon da mevcuttu daha önceleri de. Onca hoca değişikliğine rağmen bu mesele çözüldü mü, çözülemedi. 
Demek ki mesele sadece teknik adam meselesi değil. 
Asıl problem Fenerbahçe’nin iç dinamiklerinde. Burası daha da önemli. 
Başkan, yönetim, sportif direktör ve idari menajer doğru çözüm için asıl bu noktaya odaklanacağı yerde enerjisini TFF, MHK ve hakem gibi dış faktörlerle uğraşarak tüketiyor. Yazık! Beyhude bir çaba bu...
Beyler adı Fenerbahçe de olsa, Beşiktaş da olsa, Galatasaray ve Trabzonspor da olsa bir takım masada şampiyon olmaz. Maalesef bu yanlışa koca koca futbol adamları düşüyor. 
Bu tür söylem ve tavırlarla yönetim olarak futbolcuya “masada kazanırız” mesajını verirseniz, futbolcu futbol değil sizinle oynar. 
Bugünkü acı gerçek de maalesef bu!
Fenerbahçe’de giydiği formanın hakkını vermeyi düşünen futbolcu sayısı maalesef bir elin parmaklarını geçmez. Niye hepsi huzursuz... Çoğu sözleşmem bitse de gitsem havasında.
İnanmıyor musunuz? O halde 
Erol Bulut’un serzenişlerine, Caner’in, Gustavo’nun açıklamalarına kulak verin ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. 
 
Erol Bulut neden kalmalı? 
 
Tamam Kadıköy’de hüzün var ve teknik direktör Erol Bulut’un hedef tahtasına konulması en olağan durum. 
Nitekim yükselen tepki net:
“Erol Bulut istifa!” 
En kolayı bu, Bulut’u göndermek, maliyetine katlanır gönderir ve  taraftarın gazını alırsınız. Böylece, palyatif bir çözüm üretirsiniz ama bu uzun vadede ne kazandırır Fenerbahçe’ye kaos ve krizden başka?
Gerçekçi çözüm Erol Hoca’nın elini güçlendirmektir. Neden mi? 
Futbol mantık oyunudur, hissiyata, sosyal medyaya, tribünlere göre karar vermek ne de “Ben yaptım oldu”culuk yöneticilik ve akılcılık olamaz, hele Fenerbahçe gibi köklü camialardan söz ediyorsak daima aklıselim davranmak gerekir. 
Soruyorum Fenerbahçe’nin Malatya’ya 3-0 kaybetmesinin tek sorumlusu Erol Hoca mıdır? Lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin.
Özellikle Ali Koç başkana soruyorum 18 oyuncu transfer etmekle sizin açınızdan iş bitti mi? Holdinginize, CEO, fabrikalarınıza makine, teçhizat, kazanıza para koymakla işiniz bitiyor mu, hayır her an işleyişi takip ediyorsunuz değil mi? Denetçileriniz, muhasiplerinizle hem doğru fotoğrafı çekiyor, durumu kontrol altına alıyor, yanlış giden şeyleri ara kararlarla düzeltmeye çalışıyorsunuz değil mi? 
Peki Fenerbahçe’nin holdinginizden farkı ne? Söyleyeyim orada siz, her şeysiniz ama Fenerbahçe’yi yönetmek sadece para, güç ve itibarla mümkün değildir nitekim olmadığını da fark etmişsinizdir. Hocanıza, futbolcularınıza hatta çalışanlarınıza yukarıda ifade etmeye çalıştığım değerlerden daha anlamlısını vermek zorundasınız. 
O da sevgi ortamıdır. Huzur ortamıdır, bir bardak suda fırtına koparmak değildir.
Evet sayın başkan, hiç düşündünüz mü sıfırdan takım kurmanın ne kadar zor olduğunu. Bilesiniz ki Fenerbahçe bugün bu zorluğu haf safhada yaşıyor ve daha da önemlisi Erol Hoca’ya “sözde değil özde” kimse destek olmuyor. 
Bu kadar açık ve net....
 
Başarı ayrıntıda gizlidir
 
En başa dönün onca isim arasından Erol Bulut’u tercih ederken neydi kriterleriniz, hatırlayın lütfen...
“Genç, aç, çalışan, disiplinli, ekonomik, Türkiye'yi iyi bilen, aidiyet duygusu yüksek olması.” 
Söyleyin bu vasıflardan hangisini kaybetti Erol Hoca?
Söyleyeyim... Hiç birini...
Buradan size sesleniyorum, “Çık ortaya başkan... Çık ve Hoca’na, prensiplerine Koç gibi sahip çık. 
Çık ki, Fenerbahçe’yi içten içe kurt gibi kemiren futbolcuya dayalı düzen artık son bulsun, başarı fitili yeniden ateşlensin.
Yoksa, Fenerbahçe’nin en zayıf halkası artık teknik adam olmaz. 
O kapalı kapılar ardında el ovuşturup, “En başında Aykut Kocaman’la devam etseydik, Fenerbahçe’nin başına bunlar gelmezdi” diye karnından konuşanlar artık alenen ortaya çıkar okları size çevirirler:
“Cocu’yu, Ersun Yanal’ı gönderdin de Fenerbahçe’ye ne kazandırdın?” diye bizzat hesabı size sorarlar. 
 
Alkışlar... Ahmet Nur Cebi Başkan’a
 
Hep iyiyi ve güzeli düşünürseniz mutlu olursunuz. İyimserlik ile mutluluk sizi farklı yapar... Mutluluk önemli...
Sözün özü, Erol Bulut’u Ahmet Nur Cebi’nin Sergen Yalçın’a, Mustafa Cengiz Başkan’ın Fatih Terim’e sahip çıktığı gibi sahiplen ki, sürdürebilir başarı adına “Kendi hoca modelini üreten” kulüp gerçeğini yakalayabilsin Fenerbahçe ve de 18 yeni transferle güçlenen camiada birlik ve beraberlik sağlanabilsin ki
takım içi rekabet ortamı üst seviyeye çıkabilsin. 
 
——GÜNÜN SÖZÜ——-
“Mağrur olma padişahım 
Senden büyük Allah var.”
———-
 
Çağdaş mı hiç değil!
 
Farkılık adına, futbolumuz adına, yenilik adına çok mutluyum.
Sebebi mi? 
Aytemiz Alanyaspor’un sıra dışı yükselişi. Tebrikler... 
Ancak bir o kadar da üzüntülüyüm... 
sebebi mi?
İlkesiz ilkellik ya da iletişim çağındaki iletişimsizlik, diyelim.
Nedir, Aytemiz Alanyaspor’u zirveye taşıyan Çağdaş Atan’a karşı bizim medyanın “başarıyı yok sayan nahoş tavrı? Anlamış ve anlayabilmiş değilim. 
Bu mesleğe 43 yılını vermiş biri olarak bunu kabullenemiyorum.
Bir gazeteci bir toplantıya katılır da hiç soru sormaz mı, arkadaş? Hayır bir değil onlarcası sormuyor!
Aklıma mukayyet ya Rabbi!
Biraz üstünde düşünelim... Basit 
“Küstüm, sormuyorum” çocukluğu masumuyeti mi bu tavır, hayır sanmıyorum. 
O halde Beşiktaş maçı öncesi medyaya duvar örerek “yok” sayan Çağdaş Hoca’yı hizaya getirme hinliği mi o tavır. 
Doğrusu sebep ne olursa olsun bu hareket yanlış! 
Çağdaş mı, ne medya , ne hoca ne futbolumuz hiç çağdaş değil!
Arkadaş! O toplantıya katılıyorsan, sorularınla Çağdaş Hoca’ya ufuk turu yaptırır, terletir, medyasız olamayacağını öğretirsin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.