Batıranı kurtaran mı yoksa İngiliz Başbakanı mı?

A -
A +
Başlık biraz uzun oldu ama okura hemen mesaj vermek durumundayım. Mesele şudur; Türkiye Futbol Federasyonu, Fenerbahçe ile Trabzonspor’u UEFA nezdindeki ipten almak için kolları sıvamış. Bankalar Birliğini falan devreye alacaklarmış. Biz niçin mi sporda aşama gösteremiyoruz? İşte sebebi... Hatırlar mısınız, İngiltere’nin dönem kadın başbakanı Margaret Thatcher kendi ülkesinin kulübü Liverpool üzerinden UEFA’ya, hem de Meclis’inden şöyle seslenmişti: Bizim bütün takımlarımızı Avrupa kupalarından atınız... Sonuçta beş yıllık ceza çıkmış, üç yıla indirilmişti.
 
Basketbol Federasyonuna not!
Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe yöneticisi Semih Özsoy’a 45 gün hak mahrumiyeti ve 125 bin lira ceza kesmişti federasyon... Şimdi de 60 bin lira ilave etmiş. Ve de takıma da üç maçlık seyircisiz cezası daha... Keşke bundan böyle bu tıraşa devam etse...  Bir de, bir çok takımda bulunan NewYork sokakları cambazlarının transferine bir kısıtlama, sansür, bir ciddi inceleme getirip kaliteyi artırabilseler. Devamla; Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu, Fenerbahçe’nin başvurusu üzerine iki maçlık seyircisiz oynama cezasını gelecek sezona ertelemişti... Eh bu ülkede spor aşama kaydedebilir mi sizce? İşte size bir örnek daha...
 
Ne yaptın Ercan Güven?
Ercan Güven’in geçtiğimiz cuma günkü yazısını okudum ve de rahmetli Namık Ağabey’i andım. Niçin mi? Namık Ağabey bu ülkede spor sayfalarını Abdi İpekçi ile birlikte dünyaya getiren gazeteci idi. Ve de bu Ercan Güven’in dayısı idi. Ercan kardeş; şayet dayın bu yazını okusaydı fena hâlde kızardı. Kızınca ne mi yapardı, onu birlikte çalıştıklarına soracaksın. Başta Ercan Güven olmak üzere, bütün meslektaşlarıma sesleniyorum; Ne olur büyük kulüplerin başkanlarının sandalına binmeyiniz. Şayet koca Fenerbahçe, Ergin Ataman yüzünden dağılıyor, yere seriliyor, moral kaybediyor, hatta kafayı bozuyorsa Ergin Hoca’nın her salona heykeli dikilmeli. Değil mi Ahmet?
 
Galatasaray Başkanı’na bakın!
Galatasaray’ın ekonomisini, sapkın transferlerle altüst eden eski başkanı Dursun Bey, tutmuşlar, tam bu dönemde, yani transferin ısındığı günlerde kulübe 13,5 milyon avroluk dava açmışlar. Daha da 7 milyon avroluk devamı varmış. Şimdiki başkan Cengiz de, “Bu yapılır mı yahu?” diye feryat etmiş... Desenize, Galatasaray, katılım yazısını eline aldığı Şampiyonlar Ligi getirisini eski başkanına tokalayacak. Haydi o zaman Bankalar Birliği aç kasanı! Böyle bir spor anlayışı var mı dünyada?
 
Ali Başkan bu haber doğru mu?
Sporx diye bir spor haber sitesi var. Salı günü şöyle bir gezinirken sitede bir haber beni yerimden fırlattı. Ali Koç ve yönetimi ay sonunda 200 kişiyi işten çıkaracaktı. Bu konuda mali çalışma bile yapılmış. Şu avuç açma kampanyasından gelenlerle tazminatlar ödenir sanırım. Bakın değerli okurlar; Fenerbahçe, tarihine uygun biçimde yönetilirken, şampiyonluk kupalarına müzesi yetmezken, onca branşı varken, bu kulübün çalışan personeli iki elin parmaklarını geçmemişti. Hani şimdikilerin bilgisi olsun diye...
 
Acun, Arda ve Mesut Özil...
Yine internetten bir habere takıldım. Acun Ilıcalı, Mesut Özil ile üç saat birlikte olmuş ve Ali Koç’la da telefon bağlantısı kurmuş. Arsenal’de iki yıl daha sözleşmesi olan Mesut’un bu süreç bittiğinde Fenerbahçe’ye gelmesi sağlanacakmış. Buradan Mesut’a bir uyarım olacak. Ne mi? “Bak Mesut Kardeş, Arda da aynı sandalda kürek çekti, taaa Madrid’den özel uçakla dönüş gibi falan, şimdi ne durumda görüyor musun?
 
Finali fakir kadro kazandı!
Önce Anadolu Efes’le Fenerbahçe’nin bizlere sunduğu yedi maçlık seri için teşekkür edelim. Sonra beş yabancılı sistemde sadece o kadar üst düzey oyuncusu olan, yerlilerinin sınıfı belli olmayan Anadolu Efes’i bir daha kutlayalım. Buna karşılık beş kaliteli yabancısının yanı sıra devşirme Dixon, Ahmet, Melih ve Sinan gibi önemli alternatif yerlileri olan Fenerbahçe’ye bakalım. Bir tarafta molalarda yeni oyunlar yazan, yeni görevler dağıtan Ergin Ataman, karşıda ise her saniye oyuncularını fırçalayan, yerin dibine batıran, kenara aldığını bir süre unutan sihirbaz Obradovic... Bu sebeple Efes’in şampiyonluğu çok önemlidir. Zaten basketbol branşının iflas etmeye yüz tuttuğu dönemde Efes Basketbol Kulübü’nü kuran Tuncay Özilhan ve o günlerdeki kankası, sınıf arkadaşı müthiş basketbolcu Pano’ya bir kere daha teşekkür etmek borcumuzdur. Bütün basketbolseverlerin de...
 
Beşiktaş dolmuşa binmiyor!
Tabii ki gazetelerde ve ekranlarda transfer haberleri için bir yarış başlamıştır. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış bilinemez. Ben KAP’a bildirim olmadan ve de imza şovu görmeden inanmam... Bu arada alınmadık oyuncu bırakmayan Beşiktaş’ın sessiz ve derinden gidişini de bayılıyorum doğrusu... Hiç bir yalanın sandalına binmiyorlar. Avcı Hoca ile sıkı dirsek teması ile yol almaya çalışıyorlar. Eeee sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş.
 
Topal tamam, sıra Volkan’da mı?
Fenerbahçe yönetimi Mehmet Topal’la anlaşarak yollarını ayırmış. Bu aslında Aziz Yıldırım’dan son kalanların temizlenmesidir. Sıra Volkan Demirel’de gibi görünüyor ama acaba kaleci yer mi değiştirdi? Onu da yakında görürüz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.