Acaba diriliş mi?

A -
A +

Bu defa iyi yardımlaşan, alışverişlerde egoist davranmayan bir G.Saray'ı en azından bir saat kadar seyredebildik…

G.Saray'ın ligin ilk yarısı biterken kendi seyircisi önünde küme düşme hattında bulunan Antalyaspor'a karşı da kötü bir futbol ve tatsız bir sonuçla çıkma ihtimali hangi yüzdedeydi bilemiyorum.
Fatih Hoca'nın sahaya sürdüğü takımda en çok dikkat çeken yerleşim, Feghouli'nin bir kenar adamından çok, orta alanın yapıcı ve organize adam rolünde bulunuşu idi. Hâl böyle olunca da Mariano'ya daha çok boş saha sunup öne çıkmasını rahatlatmak vardı. Lemina, Seri ve Taylan gibi oluşmuş orta alanda Lemina Antalyaspor ataklarında toparlayıcı ve yeniden hücuma çıkartışı gibi oynadı. Ömer mi? Tabii ki hazırlık maçlarının müthiş adamı daha sonra sık sık makasa gelişinin ne kadar büyük bir yanlış olduğunu dün akşam da bağıracaktı. Falcao biri penaltı, biri de kale içi vuruşuyla sadece golcülük bölümünü sergileyebildi.
Antalyaspor ise oyunun başlarında "saldım çayıra" anlayışından kaynaklanan savruk oyununun bedelini biri penaltıdan olmak üzere üçü de kale içinden yediği gollerle ödedi.
İkinci yarıdaki Antalyaspor dün akşama kadar herkesin hemfikir olduğu G.Saray'ın fiziki düşüş gerçeğinden daha ciddi hücumlar ve daha etkili oyun oynayabildi. Ama rakibin bunaldığı anlardaki ceza sahası içi kazanımlarında Antalyaspor'un son vuruş özelliği olan adamı hemen hemen yok gibiydi. Zaten çok eksiği olan misafir takım, sahanın giderek ağırlaşmasıyla da G.Saray ceza sahasındaki olması gereken tek vuruşlarda zemine mahkûm oldu.
Sonuçta G.Saray, Fatih Hoca'nın sık sık "biz bitti demeden bitmez" sloganına sanki sarılmış gibiydi. Bu defa iyi yardımlaşan, alışverişlerde egoist davranmayan bir G.Saray'ı en azından bir saat kadar seyredebildik…

MAÇIN ADAMI: Lemina

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.